Tevâfuk

“Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelen İslamî terimdir. Anlamlı ve hikmetli (bilgece) amaçlarla, latîf bir şekilde birbirine yakışan ve birbiriyle ilişkili olan, uygunluk arz ederek bir düzenin varlığını gösteren, kısaca birbirine tevâfuk eden her şey, evrende tesâdüfe yer olmadığını işaret ve ispat eder.” 

Sanırım geçtiğimiz haftaydı, Ahmet Hakan köşesinde bir yazı yazmış ve “tevâfuk” demişti. Kendisini okumaktan keyif aldığım anlar olduğu gibi hoşnutsuz kaldığım da olur. Diğer yazarları okuduğum gibi onu da düzenli olarak okurum. Pek çok şey öğrenmişimdir sayesinde. Tevâfuk da bunlardan biri. İlk okuduğumda anlamının peşine düşüp, yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamayı buldum. Güzel bir manası var bu sözcüğün. Ajandama not aldım. Öğrendiğim yeni sözcülerin kullanılacağı dizeler beni cezp eder. Bu sefer bir dizeye yerleştirmeden başka bir amaca hizmet etti aklımda. 

Seçimlerin yarattığı gerginliğin atlatılmasına ramak kala patlak veren hadiseler tam bir tevâfuk. Yani yaşadığımız duruma tam cuk oturdu anlam itibariyle. 

Okuduğu şiir yüzünden hapis yattığını her fırsatta ifade eder başbakanımız. Farklı düşündüğü için kendisine haksızlık yapıldığını meydanlardan da seçim zamanı haykırdı. 

Şimdi, yaşadığımız gerginliğin tam ortasında ve aklımda tevâfukla diyorum ki; farklı düşünmenin bir suç olmadığı açık ve nettir. Yeter ki bundan zarar gören canlılar olmasın. Düşüncenizi kabul ettirmek için kaba kuvvet ve silah kullanmıyorsanız benim için farklı düşünmeniz bir zenginliktir. Hatta bir kazanç. 

Bu pencereden bakınca, sayın Tayip Erdoğan’ın da önüne gelen tevâfuku çok iyi değerlendirmesini ve ülkenin yönetimine talip olurken verdiği sözleri hatırlayıp, suçları kanıtlanmadığı halde parmaklık arkasında tutulan insanların durumunu çözmesini istiyorum. Bu Allah tarafından belki de bize sunulmuş şans olabilir. 

Aynı düşüncede olmasalar da onlarda bu ülkenin vatandaşı ve vatandaşlık haklarının teslimi için gerekli girişimlerin yapılması ve sayın Tayip Erdoğan’ın yaşadığı o duyguları hatırlamasını rica ediyorum. 

Kısacık hapis hayatının kendisi ve yakınları üzerinde yarattığı üzüntünün dozu, diğerlerinin yıllardır süren esaretleriyle karşılaştırılınca ortaya çıkan üzüntünün dozuyla tartmasını çok istiyorum. 

Kendi adıma yaşadığımız bu zor dönemden çıkmak için kendisine atfedilen baskıcı ve otoriter kalıbı reddedip, ülkesine yakışan ılımlı modeli kucaklamalı. Yaptığı balkon konuşmasında kendisini kıskanıp için için tutuşmama sebep olan “Helalleşmenin” gerçekliğini ispat için muhteşem bir tevâfuk var. 

Bunu görmek de görmemek de kendisinin elinde. Ülkemde huzur ve mutluluk içinde yaşamak niyetindeyim. Anne ve kadın olarak sayın Tayip Erdoğan’dan ricam var. Bir vatandaş olarak beklentilerim var. İnanmak istediklerim var. 

Lütfen sayın Tayip Erdoğan, dudağınızdan dökülecek bir çift cümleyle oluşacak iyi niyet ortamının ilk adımını atın. Siz adım atın size koşmayanları ben taşlayacağım. 

Ama bizi inandırın; bizi gerçek demokrasi ve hoşgörü ortamına taşımak gayesinde olduğunuzu ve ülkenin geleceğini düşündüğünüze inandırın lütfen…. 

Sağlıkla ve mutlu kalın