Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '15

 
Kategori
Felsefe
 

Tevazu, merhamet, dürüstlük ve sözünde durma Dedem Korkut Kitabı bağlamında bir değerleme

Tevazu, merhamet, dürüstlük ve sözünde durma Dedem Korkut Kitabı bağlamında bir değerleme
 

Değer, düşünceye konu olması bakımından nesnel bir karşılığa sahiptir. Buradaki nesnellikten kastımız, özneden bağımsız varolma durumlarıdır. Bu durumda cevabını aradığımız sorun ya da soru şudur: Değer üzerine konuşurken yahut yazıp çizerken kullandığımız yargılarda yükleme yaptığımız konuları nerde buluyoruz? Şöyle de sorulabilir: Değerler, nerde ve nasıl var oluyorlar? Bir inşâî süreçle mi karşı karşıyayız, yoksa keşfî bir faaliyet mi söz konusu olan? Yoksa iki tutumu mezceden keşfe dayalı bir inşâ mı yaptığımız?

Değerler, ister keşfî, ister inşâî, isterse keşfî-inşâî bir yapıda temellendirilsin, esasen gerek tarih gerekse şimdi açısından karşımızda olan, kendimizi içinde bulduğumuz bir mânâ âlemidir. Bu nedenle bu sunumda bir tür değerler ontolojisi yapılmaya çalışılacaktır. Ancak değerler, öncelikle ahlak felsefesi bağlamında “dürüstlük, sözünde durma, yardım severlik, mütevazılık ve merhamet” erdemleri ile sınırlandırılacaktır. Akabinde adı zikredilen erdemler, Türk Tefekkür Tarihi açısından incelenecektir. Elbette, göreli olarak uzun bir tarihe sahip olan Türklerin hayat görüşlerinde önemli bir yeri olan adı geçen erdemlerin mefhumlarını tespit kolayca altından kalkılacak bir iş değildir. Bu nedenle sözü edilen erdemlerin varolma durumlarını belirlerken metin ya da dönem açısından da bir daraltmaya gidilmesi kolaylık sağlar.

Bildiride “dürüstlük, sözünde durma, yardım severlik, mütevazılık ve merhamet” erdemlerinin felsefi anlamda temellendirilmesini, hem ilim camiasınca fark edilişinin 200. Yıldönümü olması münasebeti hem de bizce Türk milletinin içtimaî vicdanını yansıtan eşsiz bir eser olması hasebi ile “Dede Korkut Kitabı” ile sınırlandırarak yapmaya çalışacağız. Hedefimiz, tarihi gerçekliği ortaya koymanın ötesinde; ‘dündeki içtimai vidandan bugünkü kişisel varoluşumuza nelerin aktığını’, belki de, ‘niçin akamadığını’ teşrih masasına yatırarak tahkik, tetkik ve tefekkür etmektir.

Türklerin mânâ tarihinin enginliğinde derinleşen sözü edilen beş erdem, Dede Korkut Kitabı çerçevesinde okunmak istenirken sözünde durmanın dürüstlükten, mütevazılığın merhametten ve bunların ise, yardımseverlikten ayrıştırılarak değerlendirilemeyeceği hatırdan çıkartılmamalıdır. En azından bizim keşfî-inşâmızda tercihimiz, birleştirici nokta-i nazardan olacaktır. Tabi ki, her okuma özneldir. Lakin okumaların öznellikten vareste olamaması, yöneldiğimizin sabitelere sahip olmadığı anlamına gelmez. Kısaca açmak gerekirse, her bir nazar kaçınılmaz olarak bir manzara sunar. Manzaranın doğruluğu, tutarlılığı ve geçerliliği ise nokta-i nazar ile mümkün olur. Nokta-i nazar, baktığımız penceredir.

Bu çalışmada manzaramızı anlamlandırmada mikyasımız, Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyeciklerdir. Ancak burada biz işin edebiyat tarihçiliği ile ilgili teknik tarafıyla hemhâl değiliz. Elimizdeki metnin destan mı, hikâye mi olduğu babından dar anlamda edebiyatçılığı ilgilendiren tartışmaları ehline havale ediyoruz.

Bu gün elimizde mevcut yazmaları üzerinden incelenmiş ve günümüz Türkçesine kazandırılmış bir Dede Korkut Kitabı var. Bu kitabın varoluş ve ayakta kalışı, elbette araştırılıp incelenmeğe değer ibretlik bir serüvendir. Ancak bu, değerler açısından başka mısdaklarla ele alınması gereken bir mevzudur. Bu nedenle bu tarz bir değerlendirme tebliğde arkadaki resimdir. Fondaki resme, yeri geldikçe müracaat edilecektir. 

S.D.

 
Toplam blog
: 51
: 885
Kayıt tarihi
: 27.02.07
 
 

Ben kimim? Kafa kağıdımdaki beyana göre 1969 tarihinde Burdur - Gölhisar'da, doğumuma şahit ala..