Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '09

 
Kategori
Eğitim
 

Tevhid-i Tedrisat

Tevhid-i Tedrisat
 

85 yıl önce 3 Mart 1924’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kanunu kabul edildi. Böylece o yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki okullar, Milli eğitim Bakanlığı'na bağlandı. Eğitimde tutarlılık ve Lâik eğitim anlayışı sağlandı.


Eğitim sisteminin amacı toplumun ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak eğitim hizmeti üretmektir. Bütün ülkeler vatandaşlarını eğitme ve yetiştirme durumundadırlar.

Osmanlı Devleti’nde medreselerin eğitimde önemli bir yeri olmuştur. İslâm tarihinde de medreseler sayısız insanın yetiştiği kurumlar olarak işlevlerini sürdürmüşlerdir.

19.Yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti, bütün kurumları ile yıpranmaya ve çökmeye başlamıştı. Eğitim de bu durumdan payını almıştı. Kuruluş ve yükseliş dönemlerinde çağının en düzenli ve ileri eğitim kurumları olan medreseler, artık çok geride kalmıştı.

Medreselerde, dinî bilgiler, Fen, Sosyal ve Matematik gibi dersler okutuluyordu.

Avrupa’da ise eğitim kurumları çağın gereklerine uygun şekilde düzenleniyordu.

Medreseler, Avrupa’da ki bu modern eğitim kurumlarının gerisinde kalmıştı. Osmanlılarda 19.yüzyılda ve Tanzimat döneminde yenileşme hareketlerine paralel olarak Avrupa’dakine benzer modern eğitim kurumları açmaya başladılar.

Medreseler, Vakıf kuruluşları idi. O zamanki Evkaf Vekaletine(Vakıflar Bakanlığına)bağlı idi.


Modern okullar ise, Maarif Vekaletine(Eğitim bakanlığına) bağlı idi. Bir de, devlet kontrolü dışında eğitim yapan çok sayıda azınlık ve yabancı okullar da vardı. Eğitimde çok başlılık ve karmaşa hakimdi. Bu durum da kültür çatışmasına yol açıyordu.

Bu konuda Mustafa Kemal “Türk Milleti, evlatlarına vereceği eğitimi okul ve medrese diye iki ayrı kuruluşa bırakamazdı” diyor ve böylece adı geçen eğitim kurumlarının farklılığını belirtiyordu.

Hiçbir millet sınırları içerisinde farklı eğitim anlayışı ile eğitim veren okullara müsaade etmez.

Yeni Türk devleti lâiklik, milliyetçilik ve cumhuriyetçilik temelleri üzerine oturtulmuştu.

1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüksek okulu olan Hukuk Mektebi Ankara’da açıldı. Onu yine Ankara’da kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ve Yüksek Ziraat Enstitüsü izledi.

1926 yılında Maarif Teşkilatı hakkında Kanun çıkarılarak eğitim çağdaş, millî, demokratik ve lâik esaslara göre yeniden düzenlendi.


İstanbul’da ise, Güzel sanatlar Akademisi ile Devlet Konservatuarı açılmıştır. 1933 yılında üniversiteler kanunu çıkarılarak Darül-Fünun kapatılmış ve yerine İstanbul üniversitesi kurulmuştur.

Eğitimde o yıllarda kıt kanaat imkânlarla kısa sürede alınan mesafeye bakınca, Atatürk ve Türk Milleti'nin eğitime verdiği önem ortaya çıkmaktadır.

Sonraki yıllarda ise Köy Enstitülari kurularak eğitimdeki boşluğu doldurmaya çalışmış. Enstitüler onbinlerce insanımızı meslek sahibi yapmıştır.

 
Toplam blog
: 40
: 792
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

1958 Gürün doğumluyum. Emekli öğretmenim. Ülkemin ve dünyanın gündemini oluşturan konularda yazılar ..