Tez yazmak ya da yazamamak...

Lisans bitirme tezinden başlayarak doktoraya kadar uzanan bir süreçte "tez" denilen "şey"e kıyısından köşesinden bulaşmış herkes, birbirinin halinden anlar herhalde. "Zevk" ve "kahır" dengesinin bu kadar hızla değiştiği çok fazla şey olmasa gerek. İlgilendiğiniz bir konuyla uğraşmak ne kadar zevkliyse karşınıza çıkan engeller de bir o kadar kahredici olabiliyor :) Hele de tezinizi yazarken başka insanlarla konuşmanız gerekiyorsa ve o insanlara bir türlü ulaşamıyorsanız... Çok sevgili, çok sayın Milliyet Blog yazarları, blog ortamını bir tür duyuru / çağrı alanı olarak kullandığım için özür dilerim ama içinizden, İstanbul'da oturan ve Milliyet Blog yazarı olmanın ötesinde uzunca sayılabilecek bir süredir Milliyet de okuyan beş kişiye ihtiyacım var. En azından son üç yıldır haftada birkaç kere Milliyet satın alıyorsanız lütfen benimle irtibata geçiniz. Tezimin konusu gazete-okur ilişkisi, benimle görüşmeyi kabul edecek okurlara daha once seçtiğim bazı haberleri göndereceğim ve görüştüğümüzde de o haberler üzerinden tartışacağız. Tez yazma surecinin sıkıntılarını da anlatabilirim size görüşmede :)