- Kategori
- Sinema
The Curious case of Benjamin Button
Geçtiğimiz salı akşamı, her salı gecesi yaptığımız gibi yine sadece kendisi ile izlediğim duygusal ve dram ağırlıklı bir film seyrettik. Adı "Benjamin Button"... Gözlerinizi kapatın ve kendi akranlarınızla aynı yaşlarda olduğunuzu düşünün ama tek bir farkla onlardan hayli yaşlı olarak. Onlar yaşlanırken ise sizin gençleştiğinizi. Sevdiğiniz kadının her geçen gün yüzünde çizgiler oluştuğunu, vücudunun deformasyona uğradığını. Sizin ise o yaşlanırken ergenlik çağına girdiğinizi. Yüzünüzde sivilceler çıktığını. Evlendiğinizi ve bir bebeğiniz olduğunu. Çocuğunuzla 20 yıl sonra aynı yaşta olacağınızı bir düşünsenize. Koskoca bir hayat yaşayıp, küçüldükçe en genç bunak olduğunuzu. Sevgilinizin siz günden güne küçülürken size gece uyumadan önce çocuk masalları okuduğunu ve zamanla altınızı bezlediğini. Ve bir gün gelipte minnacık bir bebekken O'nun kucağında hayatınıza bir bebek olarak veda ettiğinizi. "Bu ne anlatıyor böyle?" diyebilirsiniz. Bende size bu anlattıklarımın belki bir hayal ürünü olabileceğini ama ya gerçek olursa karşılaşacağımız böylesi şeylerin bir biyografisini anlatan "Benjamin Button" adlı film olduğunu söyleyebilirim. Aslında anlatacak o kadar şey, söylenecek o kadar çok cümle var ki ama bunları eğer buraya yazmaya kalkarsam hem siz sıkılırsınız hem de filmin büyüsü bozulabilir. Ben hissettiklerimi sizlere düşünsel olarak anlattım. Gelin sizde bu filmi Şubat ayında vizyona girdiğinde seyredin... Hoşçakalın...