Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '09

 
Kategori
Sinema
 

The Curious Case Of Benjamin Button

The Curious Case Of Benjamin Button
 

Benjamin Button


Benjamin Button'un gerçekten tuhaf bir hikayesi var. Filmin başrollerinde Brad Pitt ve Cate Blanchett bulunuyor. İkilinin Babil filmindeki uyumunu bu filmde de görmek mümkün. Öyle ki bu birlikteliklerini sanırım bir çok filmde daha göreceğiz. Birbirlerine de oldukça yakışıyorlar. Filmin yönetmeni David Fincher, daha önce bir çok başarılı yapıma imza atmış bir yönetmen. Aralarında Fight Club, Se7en, Panic Room gibi filmlerinde bulunduğu bir çok başarılı yapımda görmekteyiz. Bir çok yönetmen belli başlı aktörleri ve aktrisleri tercih ederler filmlerinde. Fincher'in prensi ise Brad Pitt. Daha önce Fight Club ve Se7en filmlerinde beraber çalışan ikili, Benjamin Button'la beraber bakalım oscarı kucaklayabilecekler mi?

Filmin konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, Benjamin hayata geldiğinde 80 yaşındaki bir insanın anatomik özelliklerine sahip olarak dünyaya gelir. Doğum esnasında annesini kaybeden Benjamin, bu garip haliyle babasının gözünde bir ucube izlenimi verir. Düğme fabrikası bulunan adam, Benjamin'i bir huzurevinin kapısına bırakır. Huzurevinde görevli Queenie, onu sahiplenir ve büyütür.
Benjamin bu yaşlı görüntüsüyle bulunduğu ortama kolay adapte olur. Çünkü beraber yaşadığı kişiler aynı onun gibi fiziksel özelliklere sahip yaşlı insanlardır. Bu insanlardan hayat hakkında bir çok şey öğrenen Benjamin, bir gün huzurevindeki bir bayanın torununa aşık olur. İlk başlarda aralarındaki tuhaf arkadaşlık git gide yerini sıcak bir dostluğa bırakır. Benjamin huzur evinde aşkı, acıyı, mutluluğu ve üzüntüyü öğrenmiştir. Ama dünyasını daha da genişletmek istemektedir. O ana kadar huzurevinden oluşan dünyası, bir gemide çalışmaya başlayınca büyümeye başlar. Benjamin zor şartlarda ayakta kalmayı öğrenir, hayat aslında huzurevindekinden çok farklı değildir, sadece oyuncuları farklıdır.
Yıllar sonra Benjamin git gide gençleşirken, huzurevinde tanıştığı Daisy de giderek olgunlaşmakta, erkeklerin ilgisini çekecek bir hale gelmiştir. Aralarındaki sıcak dostluk yerini tutkulu bir aşka bırakır. Çok geçmeden hayata beraber devam etme kararı alan çiftin bir kızları dünyaya gelir. Her şeyin normal devam ettiğini düşündüğümüzde unuttuğumuz bir şey vardır. Çocukları büyürken Daisy, hem çocuğuna hem de Benjamin'e bakmak zorunda kalacaktır. Bunu doğru bulmayan Benjamin, sahip olduğu tüm serveti Daisy ve kızına bırakır ve onların hayatlarından çıkar. Annesinin ismini verdiği kızı Caroline'e onunla ilgilenebilecek gerçek bir baba lazımdır.

Yıllar akıp gittikçe Daisy yaşlanmaya, Benjaminse gençleşmeye devam eder ve Daisy'nin kucağında kundaklık bir bebek olarak hayata veda eder.

Elimden geldiğince film hakkında çok fazla bir şey yazmamak istedim. Fazlasını merak edenler filmi izlesinler derim. Halbuki bunu merak konusu yapmadan izlemenizi de tavsiye ederim.

En iyi film de dahil toplam 13 dalda oscara aday bir film. Brad Pitt oscar adaylığını alırken, Cate Blanchett'e adaylık verilmemesi biraz tuhafıma gitti desem yanlış olmaz heralde. Çünkü Blanchett'in performansı da kesinlikle yadsınamaz. Benjamin'in annesini oynayan Queenie rolündeki Taraji Henson da En İyi Yardımcı Kadın Rolünde aday oscara. Bu alandaki en güçlü rakibinin de The Wrestler filmiyle Marisa Tomei olacaktır diye düşünüyorum.

Brad Pitt'e gelince, gerçekten etkileyici bir performans sergilediğini söylemek gerek. Brad Pitt'i bu filminde az da olsa Forrest Gump'a benzettiğimi belirtmem lazım. İçten, sıcacık bir karakter sunuyor bize. Akademi üyelerini bilemem ama benim oyum kesinlikle Pitt'e. Brad Pitt, fiziksel görünümüyle yetinmeyen, oyunculuğuyla da dudak ısırtan bir oyuncu olduğunu izleyicilerin kafasına kafasına çakıyor adeta.

Benjamin Button'un iki gün sonraki ödül töreninde nasıl bir performans göstereceği merak konusu. Benjamin'in bu tuhaf hikayesi sıcacık senaryosuyla içinizi ısıtacaktır diye düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 92
: 2632
Kayıt tarihi
: 28.01.09
 
 

Parliament Sinema Klübü'nde yayınlanan filmleri izlemek için çocuk halimle uykudan feragat ettiği..