Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '08

 
Kategori
Mizah
 

The pisik

The pisik
 

Acemi askerler arasından Alay karargahına okuması - yazması olan bir şoför seçilecektir.

O gün sabah içtimasında, okuma yazma bilenler üç adım öne çıksın dedi bölük komutanı.

Rap rap rap.... Bölüğün yarısı yer değiştirdi birden.

....Üzerinde büyük boy bir kedi resmi, altında da iri puntolarla yazılmış "KEDİ" yazısı olan bir afiş astı karşı duvara.

Üç adım ileri çıkanlara tek tek sormaya başladı komutan, altında kedi yazan kedi resmini göstererek;

- Ne yazıyor burada asker?

- Kedi yazıyor komutanım...

- Geç yerine!

- Sen söyle, ne yazıyor?

- Kedi yazıyor komutanım...

- Sende yerine bakiiim.....

Komutanın, sırasını savan askerlere "geç yerine" demesi bizim dadaş'ı mest etmeğe yetmişti bile. Öğle ya, bilselerdi komutan yerlerine gönderirmiydi hiç? Resimdekini kimsenin tanıyamadığını sanan dadaş, okur-yazar olmadığı halde iyi ki uyanıklık yapıp öne çıktığına seviniyor bir yandan da kıs kıs gülüyordu.

Üç, beş, on beş derken sıra ondaydı.

Sordu komutanı dadaşa;

-Sen söyle, neymiş?

Bizimkisi şöyle derin bir nefes alıp kendinden çok emin bir eda ile cevap verdi.

- Pisik komutanım pisik.

- Ne diyorsun oğlum ne pisiği?

- Komutanım, anam babam ölsün ki pisik bu pisik...

Hayatta en çok güldüren üç tip insan vardır diye düşünüyorum. Birincisi kendini uyanık sanıp komik duruma düşenler; ikincisi, çok komik olduğu halde kabaran-kabaran kel Fatma (hindi) misali ciddi ciddi düşünür görünenler; üçüncüsü ise yaşadığı ve yaşattıklarıyla insanın tüylerini diken diken eden sürpriz tiplerdir.

Yukarıdaki fıkra birincisini tanımamıza yetti sanırım. Asıl mesele ikinciyi çözmekte. Bu güzel insanlar olduğu müddetçe inşallah hep güleceğiz. Benim favorim de bu gruptur.

Fadime her gün her saat kocasına söylenip durmaktadır. Bütün derdi evi duvar kağıdı kaplatmaktır. Dayanamaz kocası Temel, çıkar üst kattaki komşusuna sorar.

- Dursun gardaşum; sende evi yeni kağıt kaplattun. Ha ikimizun dairede aynudur, söyle pakayım kaç top kağit gitti?

Dursun cevap verir.

- 48 top lazim, der...

Temel 48 top duvar kağıdı alır ve daireyi kaplattırır ama; 11 top duvar kağıdı artmıştır.Yukarı komşuya fırlar hemen.

- Ula nettin uşağum yanlış dedin ha oni!

- Nedir ula yanliş olan?

- 48 Top dedun 11 top arttu elüme...

....Dursun hiç üzerine alınmadan cevap verir

- Bende de.................................................

İşte tüylerimizi diken diken eden vaka ve tipler.

Kasabalı üç arkadaş o gece bir güzel eğlenmişler. Çakır keyif tutmuşlar evin yolunu. Çok geç kaldıklarını fark edip kestirme olsun diye mezarlığı aşıp karşı yola çıkmaya karar vermişler. Çakır keyifte olsalar ürkmüşler doğrusu. Hızlanmışlar biraz daha. Aynı anda bir ses duymuşlar;

Tik tik, tık tık!

Bunlar hızlandıkça ses iyice netleşmeye, daha çok duyulur olmaya başlamış. Korku bir yandan.

Tik tik, tık tık!

Bir müddet sonra sesin geldiği yere yaklaşmışlar iyice. Bir de ne görsünler. Yaşlı bir dede, bir elinde fener, bir elinde çekiç mezar taşına çalışıyor bu saatte!

Boş korkularını atmanın verdiği rahatlıkla yaklaşmışlar dedeye doğru.

- Kolay gelsin dede. Ne yapıyorsun gecenin bu vakti, hayırdır?

- Hayırdır evladım.

- Acelen ne dede yarın yapsan gündüz gözüne...

- Şimdi biter evladım demiş dede. O kör olasıca mezarcı adımı yanlış yazmış mezar taşına, onu düzeltiyorum.

...............................................bıııııırrrr!!!

 
Toplam blog
: 156
: 5679
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Söz konusu Atatürk ve Laik Cumhuriyet ise; asla tarafsız olamam! Ben; İş ve özel hayatımda Cumhur..