Think Big!

Uzun yıllar yabancı sermayeli şirketlerde çalıştım. Adamların arada sırada ettikleri güzel laflar vardı. Bunlardan biri de “think big” yani “büyük düşün” idi. Bir diğeri de “sky is your limit” yani hedefin gökyüzüdür veya hedefini yüksek tut anlamında bir söz.

Cumhurbaşkanı adaylarının, her birinin seçim propagandası mahiyetindeki konuşmalarını izliyorum. Hepsi de güzel konuşuyorlar. İnce de Akşener de Karamollaoğlu da… Erdoğan zaten evvelden beri güzel konuşur, Allah vergisi bir yetenek. İster prompterdan ister irticalen konuşsun. Esasen zaman zaman prompterdan konuşmak hem gerekli olabilir hem de avantajlı. Örneğin ekonomik veya sosyal konularda eski ile yeni mukayesesi yaparken, ileriye dönük projeksiyonlar yaparken pek çok rakamlardan bahsetmeniz gerekiyorsa, o kadar rakamı aklınızda veya ezberinizde tutamayacağınıza göre prompterdan okumak gerekebilir. Örneğin yabancı şirketler de sunum yaparken irticalen konuşmak prensip olarak ancak çok istisnai durumlarda yapılır; yüzde doksan, herkes sunumunu önceden hazırlanmış metinler ve görseller üzerinden yapar.

Demirel de Özal da konuşmalarında bol bol rakam kullanırlardı. Örneğin Demirel’in hafızası da çok kuvvetli olduğundan, yıllar itibariyle Türkiye’nin toplam elektrik üretimi mukayesesinden başlar,  pek çok büyük rakamı arka arkaya sıralardı. Dikkat ediyorum da İnce de Akşener de, Karamollaoğlu da konuşmalarında göreceli olarak az rakam kullanıyorlar. Konuşmanın rakamlarla desteklenmesi gereken bölümlerini önceden uzmanlara hazırlatıp, o bölümleri prompter dan okuyabilirler.

Gelelim büyük düşünmeye. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olacak kişinin büyük düşünen bir kişi olması gerekir. Türkiye büyük ve önemli bir ülkedir. Geçmişte böyleydi, şimdi böyle, hem yakın gelecekte hem orta ve uzun gelecekte de bu durum artarak devam edecek. Evet, hala yeteri kadar güçlü değiliz, özellikle ekonomik açıdan, dış açık gibi, önemli kırılganlıklarımız var. Ama, ihaydı, sihaydı, enerji hatlarıydı, nükleer santraldı, uluslararası büyük havaalanıydı, ipek yoluydu vb derken yavaş yavaş ve hızlı hızlı güçleniyoruz. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı da dünya siyasetinde önemli bir kişidir, öyle olmalıdır, herhangi bir ülkenin cumhurbaşkanına benzemez. Bana sorarsanız ABD Başkanı, Almanya Şansölyesi, Fransa Başkanı kadar veya onlara yakın derecede önemlidir. Türkiye Cumhurbaşkanının fiziki donanımları da olmalıdır, uçakları, helikopterleri, arabaları, korumaları, çağın ihtiyaçlarını karşılayacak derecede büyük konutları olmalıdır görüşündeyim. Bu da Türkiye’nin şanıdır, şerefidir. Kim olursa olsun ister İnce, ister Akşener, ister RTE, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olacak kişi bunlara sahip olmalıdır ve bunlara layıktır.

Şimdi, “ben Cumhurbaşkanı olursam gidip Çankaya’da oturacağım, Beştepe’yi talebe yurdu yapacağım veya Çanakkale Boğazı üstünde ki köprü projesini durduracağım demek veya bu kabil laflar etmek büyük düşünmek midir Allah aşkına. Türkiye bundan ne kazanacak diye sorarlar adama. Eski bir laf vardır Anadolu’da, “çivi çakmak” derler veya “taş taş üstüne koymak” derler. Gücün yetiyorsa, ondan da önce vizyonun, hayalin, ufkun yetiyorsa, ki yeter, sen de bir çivi çak, sen de taş üstüne bir taş daha koy veya bir tuğla üstüne bir tuğla da sen koy. Şu, eski alışkanlıkları, eski söylemleri, “yıkacağım, iptal edeceğim, yaptırmayacağım, sökeceğim, laflarını bırakalım artık. Bunların neresi “büyük düşünmek” oluyor Allah aşkına! TV konuşmaların da dakikalarca, onlarca dakika, incir çekirdeğini doldurmayacak konular üstünde konuşuyorlar. Fesüphanallah!

Bütün Cumhurbaşkanı adaylarına son sözüm, lütfen “think big”. Türkiye’ye ancak böyle çağ atlatabilirsiniz yoksa Beştepe’yi Çankaya’ya geri götürerek değil.