Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '14

 
Kategori
Hukuk
 

Ticaret mahkemeleri bilirkişi rapor örneği 2

Ticaret mahkemeleri bilirkişi rapor örneği 2
 

Görsel; Keşan Çamlıca Grabuna Müzesi'nden (at arabası dingili)


02 Mayıs 2013 tarihinde bu sayfalarda yayımlanan Ticeret mahkemeleri bilirkişi rapor örneği başlıklı blogumda sözünü ettiğim bilirkişi rapor örneğinde çelişki gibi görülen birkaç hususa açıklık getirmek istiyorum.
 
Bu vesileyle ticari defterlerin tasdiki konusunda, "delil niteliği" ayrıntısına da değinmiş olacağız.
 
* * *
 
Varsayıma dayalı tesadüfi örnekleme yöntemiyle açtığımız davada davalı vekili, davacı yan defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, lehine delil olma vasfı olmadığını ve bilirkişi rapor içeriğinde çelişkili tespitler söz konusu olduğunu, mahkemece resen veya ek rapor yoluyla bu çelişkilerin giderilmesini talep etmiş olsun: 
 
Bu durumda ek raporumuz şöyle gelişmiş olacaktır: 
 
ARA KARAR DOĞRULTUSUNDA YAPILAN "EK" İNCELEMELER VE KANAAT:
 
00.00.2013 tarih ve .. no'lu Celse'de verilen ara karar gereğince; "bilirkişi" sıfatıyla tarafımdan yapılan ek incelemeler ve kanaatimiz, tüm delillerin nihai takdir ve değerlendirmesi Yüce Mahkemeye ait olmak üzere aşağıda maddeler halinde sunulmuştur: 
 
1. Davalı vekili, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, lehe delil olma vasfı olmadığı ve bilirkişi raporunda "çelişkili tespitler olduğunu" ileri sürdüğü dilekçesinde özetle; 
 
"Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, lehine delil olma vasfı taşımadığı halde 'delil' olma özelliğini haiz olduğu belirtilmiş, bu nedenle raporun kendi içinde 'çelişik' ve mevzuata aykırı olduğu" öne sürülerek çelişkinin giderilmesi istenilmiştir. 
 
Eleştiriye yanıtımız: 
 
Raporumuzda sözü edilen, uyuşmazlık konusu ticari defter kayıtlarının "kesin delil vasfını haiz olmadığı"dır. Ancak raporda hangi nedenlerle "delil" (takdiri delil) olarak değerlendirilebileceği de açıkça belirtilmiştir. Anılan bu kavramlar, bilindiği gibi literatürde KESİN DELİL ve TAKDİRİ DELİL olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
 
Yine bilindiği gibi, Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunuyla getirilen değişikliklerle "Kesin delil-takdiri delil şeklindeki delil sistemi kural olarak aynen muhafaza edilmiş; ancak güncel bazı gelişmeler ve ispat araçları dikkate alınmış ve bazı esneklikler sağlanmış, kesin deliller konusundaki katı tercih yumuşatılmıştır."  (ÖZEKES M, Prof. Dr., HMK’da İspat ve Deliller Bakımından Getirilen Yenilikler, Türkiye Adalet Akademisi, HMK Toplantısı, Sapanca 2011). 
 
HMK, toplam “on iki kısım”dan oluşmaktadır: Dördüncü kısım (m.187-293), “ispat ve deliller” üst başlığını taşımaktadır. Bu kısımda beşinci bölüm (m.266-287), “bilirkişi incelemesi”; altıncı bölüm (m.288-292), “keşif”; yedinci bölüm (m.293), “uzman görüşünü" düzenlemektedir. (YILMAZ E, Prof Dr. yeni HMK’la getirilen değişiklikler, 15.12.2011 Ankara) 
 
Bu bilgiler ışığında  "takdiri delil" ; mevzuat uyarınca, tanık, bilirkişi, keşif ve özel hüküm sebepleri olmak üzere dörde ayrılan delil türüdür. Bunlara takdiri delil denilmesinin nedeni, Sayın Mahkemenin serbestçe takdir etme yetkisine sahip olmasıdır; bağlayıcı nitelikte değildir. "Kesin delil" ise ikrar, kesin hüküm, senet ve yemin olmak üzere dörde ayrılan delil türüdür. 
 
Buna göre, 20.04.2013 tarihli raporumuzun  "5.3."  ve   "5.4."  maddelerinde ayrıntıları açıklandığı gibi uyuşmazlık konusu ticari defter kayıtlarının "kesin delil vasfını haiz olmadığı" ve ancak hangi nedenlerle "delil" (takdiri delil) olarak değerlendirilebileceği belirtilmiş, SONUÇ VE KANAAT başlıklı "6.a"  maddesinde  "... davacı taraf ve davalı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil (takdiri delil) olma özelliğini haiz olduğu" açıkça belirtilerek, son cümlemizde yine "... Yüce Mahkemenin takdirlerine" sunulmuştıur.  Anılan raporumuzun tüm delil ve değerlendirmesi elbette ki Yüce Mahkemenin takdirlerinde olarak her iki tarafın ticari defter kayıtlarının TAKDİRİ DELİL niteliğini haiz olduğu, Mahkeme huzuruna sunulmuştur.   
 
2.   Huzurda görülen davanın önceki duruşmasında davalı şirketin 2010 yılı ticari defter ve belgeleri, anılan raporun 5'inci maddesinde tespit edildiği gibi incelemeye ibraz edilmekle beraber, açılış tasdikine ilişkin bilgiler tespit edilmiş, kapanış tasdikine ilişkin bilgiler görülememiştir. Ancak, dilekçemiz üzerine, denetime elverişli rapor tanzim edebilmemiz için "yerinde inceleme" yetkisi verilmiştir. Bu nedenle bilirkişi olarak "davalı tarafın işyerinde" yapılan ek inceleme sonucu kapanış tasdikininin de yapılmış olduğu görülmüştür.
 
SONUÇ:
 
Davacı taraf ticari defter kayıtları, yerinde incelemeye ibraz edilmediğinden, davacı şirket ticari kayıtları üzerinde ek inceleme yapılamamıştır.  
 
Davalı taraf ticari defter kayıtları, mahkemeye sunulmuş olan belgeler ve dava dosyası ile ekleri üzerinde gerekli ek incelemeler, 00.00.2013 tarih ve .. no'lu Celse'de verilen ara karar gereğince; "bilirkişi" sıfatıyla tarafımdan yapılmış olup, varılan sonuçlar, bütün delillerin nihai takdir ve değerlendirilmesi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere; 
 
Davalı yan ticari defter kayıtlarının raporumuzun 1 VE 2. maddesinde açıklandığı üzere sahibi lehine kesin delil özelliğini haiz olduğu, 
 
Davacı yan ticari defter kayıtları cari hesap bilgilerini de içerecek şekilde Sayın Mahkemenin kararı doğrultusunda "yerinde incelemeye" ibraz edilmemiş olduğundan, önceki duruşmada incelemeye ibraz edilmiş bulunan ve kapanış tasdiki görülemeyen "davacı tarafın 2010 yılı ticari defter kayıtlarından" ziyade; 
Sahibi lehine "kesin delil" niteliğini haiz, davalı tarafın 2010 yılı ticari defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, 
 
Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlere ilişkin herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı anlaşılmakla beraber, davalı şirket tarafından davacı şirket adına keşide edilen  ve raporumuzun ilgili maddesinde sözü edilen faturaların kesilmiş olması; davacı şirket tarafından davalı şirket adına ödemelerin yapılmış olmasının yanısıra, yine davalı şirket tarafından davacı şirkete "mal satışı" yapılmış olması sebepleri ile taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, 
 
Davalı yan ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğunun görülmesi, huzurdaki davada, Yüce Mahkemenin takdirinde olarak, davalı şirket lehine yeni bir durum yarattığı,
 
Şeklinde oluşan değerlendirme ve kanaatimi Sayın Mahkemenin takdirine sunarım. 13.07.2014 
 
Bilirkişi 
 
Ahmet AK
Muhasip Bilirkişi
 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..