Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Tilkinin kuyruğuyla siyaset arasındaki ilişki

Tilkinin kuyruğuyla siyaset arasındaki ilişki
 

Ne demiş düşünür? "Aslanlar kendi tarihlerini yazıncaya kadar avcı hikâyelerini dinlemek zorundadırlar."

Yani insanlarda yani siz de tam manasıyla demokrasiye sahip oluncaya kadar demek istiyor… Sizi bilmem; fakat ben öyle anlıyorum.

Avcı anlatıyor bir tilki gördüm ki kuyruğu ben diyeyim on sen de beş metreydi.

Deme ya.

Tilkide bu kadar uzun kuyruk varmıymış. Bizde biliriz tilkinin kaç okka olduğunu canım.

Avcı bu kez baktım tilki yanıma yaklaşıyor kuyruğu ben diyeyim altı sen de üç…

Demek ki uzaktan bakınca avcının gözüne tilkinin kuyruğu on metre görünüyor. Eee birazda serde atma işi var ya.

Sonra? Sonrası; Tilki yanına yaklaştıkça kuyruğun ölçüsü daha bir düşüyor. Demek oluyor ki tilki gelip adama sarılsa… Arkadaşları da sana sarılan tilkiden kuyruğundan çekip atarak kurtulamadın mı diyecekler.

Tabi ona da cevap hazır. Bu kez de kuyruğu yoktu ki tutayım. Diyecek.

Ne yazık ki biz böyle avcı hikâyeleriyle büyüdük. Galata Köprüsü'nü, Eminönü saatini satanları kendimizden geçercesine gülerek dinledik. Sülün Osmanlara yabancı kalmadık.

Bugünde satılacak köprü ya da saat olmasa bile bol bol vaat satıyoruz.

Bizim çocukluğumuzda saat satarlardı bizim çocuklarımızın çocukluğunda da vaat satıyorlar. Ne fark eder? Sadece karşılığı farklı.

Gündür geçer. Mevsimidir yağar da eserde diyeceğim. Adam aldırma bu kurdun gördüğü ilk kışı değil diyeceğim. Demesine de. Kültürümüze işliyor bunlar. Çoluk çocuğumuza da musallat olup bulaşıyor bu avcı hikâyeleri ya ben ona üzülüyorum.

Yine, ben avcıya kızmıyorum. Avcının hikâyelerini anlattığı dile üzülüyorum. Hatta kahroluyorum. O dil ki adı üstünde Türkçedir. Yani ses bayrağımızdır. Yani namusumuzdur. Yani bağımsızlığımızdır.

Şimdi bütün bu gerçekler ortada durup dururken avcı hikâyelerine ayak uydurup ta halay çekilmez ya. Ne yani. İngiliz lisanı ile sanatı, Fransızca ile modayı, Almanca ile sanayiyi, Türkçeye gelince onunla da avcı hikâyelerini anlatacaksınız.

Oldu mu ya şimdi. Bu doğru mu sizce? Yo ben bu işte yokum. İster mızıkçı deyin, isterse oyunbozan. Ne derseniz deyin.

Sizi avcı hikâyelerinizle baş başa bırakıyor ve ben kendi tarihimi yazmaya gidiyorum.

Hoşça kalın.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..