Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '06

 
Kategori
Mizah
 

Tırnak aralarını sorgulamak!

Tırnak aralarını sorgulamak!
 

Devlet vatandaşı, polis zanlıyı, gazeteci ünlüyü, apartman yöneticisi apartman sakinlerini, idareci çalışanı, muallim talebeyi, ebeveyn evladı, şoför yolcuyu, başkan üyeyi, abi kız kardeşi, abla erkek kardeşi, dayı yengeyi, teyze kuzeni, erkek eşini, kayınvalide gelini, kayınpeder damadı, eski gelin yeni gelini, usta kalfayı, kalfa çırağı, o onu, bu bunu sorgular da sorgular.

Bu sorguların bir sonu var mıdır? Varsa dahi bu sorguların bir sonuca ulaştığı var mıdır? Sonuca ulaşan her sorgu için bir mum yaksak dünya aydınlanır mı?



Aydınlanan dünya:
“Aman insancıklar, etmeyin eylemeyin, ben yandım, bir de siz beni yakmayın!” der mi?
Der ise; bunu duyan devlet:
“Benim sorgulayacak politikacılarım var, vatandaşlarım benim için yaşıyor zaten!” der mi?
Bunu duyan partizanlar ellerini eteklerini çamurdan çekerler mi?
Çamurdan çıkan elleri:
“Biz o çamurlara alışkınız, yıkansak da beyhude, tırnak aralarımız da kalır kirler!”derler mi?
Tırnak araları sinirlenir de:
“Bizim suçumuz nedir ki, normal vatandaşın tırnaklarını etleriyle birleştirmiyoruz?” derler mi?
Bunu duyan şoför:
“Bizim yolcular pek pasaklı, oturdukları koltukların altına sümüklerini sürüyorlar parmakçıklarıyla! O tırnak artık etle birleşir mi?” der mi?
Öğretmen şoföre:
“Aman efendim, olur mu öyle şey? Ben her ders tırnak kontrolü yapıyorum! Benim öğrencilerim misler gibi…” der mi?
Kayınvalide:
“Benim gelin öğlene zor kalkar. Bırak tırnak aralarını temizlemeyi, yattığı yeri bile temizlemez!Yandı gül gibi oğulcuğum! Ahh, ben ona ne kızlar alırdım” der mi?
Der ise; damat hemen konuya girer ve:
“Benim hatun, sağolsun pek de nazlıdır, tırnak aralarını nereden göreyim? Evleneli bir ay oldu ama elini bile sürdürmedi” der mi?
Talebe ise:
“Ağabey, Allah bir yastıkta kocatsın ama biz bu konuya daha gelmedik.” der mi?
Çırak talebeye:
“Sen daha küçüksün oğlum! Ben de kalfa olunca öğreneceğim bu işleri!” der mi?
Kalfa gücenip:
“Ben de kalfayım ama hala bekarım.” der mi?
Derse usta sinirlenip:
“Hadi hadi, işinize dönün boş asker bavulları der mi?”


Bütün bu konuşmalardan sonra, yer gök boş beşik gibi sallanır da, içindeki bu sorgucular ve sorgulananlar kendilerine gelirler mi?
Kendilerine gelirlerse çok mu geç olur?
Geç olmazsa güç mü olur?

Not: Yoksa Tanrı’nın asıl sorgu vakti mi gelmiş olur?

 
Toplam blog
: 55
: 2440
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İçimde devamlı yanıp tutuşan bir yazma aşığı taşıyorum. O yazar olduğunu bilmiyor henüz. Hangi di..