Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Tiryakilikte son moda!

Tiryakilikte son moda!
 


Sigara, çay vs. tiryakiliği artık demode. Şimdilerde moda; Dizi tiryakiliği! Özelliklede kadınlar için. Genci yaşlısı, çalışanı çalışmayanı her kültürden ve her kesimden izleyici kitlesinin en büyük parçasını oluşturan kadınlar bu modanın temsilcisi olmuş durumdalar…

Birkaç yıldır gelişme gösteren dizi sektörüyle televizyonlar, gündüzden çok akşam saatlerini çalmaya başladı bizden. Artık her kanalda haftanın yedi akşamı Prime Time denilen saat 20:00 ile 23:00 arasında birbiri ardına sıralanmış dizileri görmek mümkün. İnsanlar günlük yaşantılarını tiryakisi oldukları dizilere göre sürdürür oldular. Giyilen kıyafetler, saç modelleri, kullanılan aksesuarlar için dizi kahramanları model alınıyor. Bir yere gidilecekse eğer, randevu saatleri dizilere göre ayarlanıyor. Sohbetlerde en çok konuşulan konu yine diziler oluyor… İnsanlar ailesine, arkadaşlarına hatta kendisine zaman ayırmayı bırakıp, tv’nin karşısına geçiyor ve kanal kanal dolaşıp saatlerce dizi izliyor…

Yazımı okuyanlar“ sen hiç dizi izlemiyor musun? “ diye soracaktır mutlaka. Evet itiraf ediyorum, bende haftada bir akşam dizi izliyorum ama sürekli takip ettiğim söylenemez. Hayattaki önceliklerimi bildiğim için, yaşamımı o önceliklerime göre planlıyorum. Biliyorum ki hayat çok kısa ve tekrarı yok! Ölümsüz değilim bu dünyada ve akıp giden zamanın her ânı çok değerli benim için. Bana armağan edilen bu sınırlı vakti televizyon karşısında saatlerce dizi izleyerek geçirmek yerine, daha anlamlı bir şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Örneğin; kitap okuyarak, sevdiklerime zaman ayırarak ya da köşem için yazılar hazırlayarak…

Televizyon ekranlarından diziler aracılığıyla gözler önüne sunulan kesitler, hayatın bir gerçeği tabîki. Dizilerin konuları ve kahramanların başından geçen bir takım olaylar, bazı insanların yaşadığı yada “herkesin başına gelebilir” denilen durumlar olabiliyor. Bu sayede izleyiciler kendilerinden bir şeyler buldukları için o dizilerin tiryakisi oluyorlar. Çoğu zaman günlük hayatta yaşanan sorunlardan uzaklaşarak, stres atmak için insanlar kendisini ekrana kilitliyor. Bazen senaryolar sanki gerçekmiş gibi algılanıp, izleyenlerin göz yaşları sel oluyor. İşte o zaman stres atayım derken farkında olmadan başka bir trajediyi yaşatıyor izleyenler kendisine. Uzmanların söylediklerine göre, gözlerimizden akan her damla ile vücudumuzda yüzlerce hücre ölüyor. Bu gerçeği bildiğim için, diziler başta olmak üzere, izlediğim bütün programların yüzümü gülümsetecek konular içermesine özen gösteriyorum. Çünkü yüzümüzde oluşan bir gülücük, attığımız içten bir kahkaha bizi yarım saat boyunca stresten uzak tutuyor….

İçinde bulunduğumuz bu günlerde hepimiz bir sürü sorunla mücadele ediyoruz, Milletçe mutlu olmaya ihtiyacımız varken, birde izlediğimiz dizi yüzünden mutsuz olmaya ne gerek var ki. Bizi neşelendirecek, içimizi umutla dolduracak programları izlemek ve bu tarz sözler duymak daha mantıklı diye düşünüyorum. Tıpkı bir dizinin jeneriğinde yer alan şu şarkının sözleri gibi;

Kalbin ağlasa da gülümse inadına,


Düşler takıp saçlarına, yürü umutlara…

Kurduğun hayalleri ayazlar yıksa da,

Sen yeter ki hep ümit et, hayat döner sana…


...

Ne kadar anlamlı ve güzel sözler öyle değil mi? Bu sözleri bazen iç sesimle bazen de dış sesimle söylerken buluyorum kendimi. Sorunları arkama atıp, yönümü hayallerime çeviriyorum bu dizeler eşliğinde… “Sihirli Değnekler” başlıklı yazımda yer alan Vitamin Sözcükleri gibi, hayatınızda vitamin etkisi yaratacak bu sözleri ezberlemenizi tavsiye ederim. Tiryakisi olduğunuz dizilerden buna benzer olumlu bir şeyler yakalayın ki , dizi izlemek için harcadığınız vakit işe yaramış olsun. Saçlarınıza taktığınız düşlere ulaşmanız dileğiyle, hayatınızdan pırıltılar hiç eksik olmasın…

PINAR

 
Toplam blog
: 15
: 949
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

İşletme fakültesi mezunuyum. Bir ihracat şirketinde uzun süre muhasebeci ve çevirmen olarak görev ya..