Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '11

 
Kategori
Sinema
 

Titanic karaya ulaşsaydı

Cebindeki son parayla zenginlikleriyle boy ölçüşemeyeceği insanlarla dolu bir gemiye üçüncü sınıf yolcu olarak binen bir gencin suda donarak ölmesiyle sonuçlanan bir hikayedir Titanic gemisinde yaşananlar. Jack fakirliği her halinden belli olan, sıradan, olsa da olur olmasa da olur biriyken, Rose da ondan hiçbir farkı olmayan fakat gerçekleri iyi saklayıp kendisini zengin bir kocaya sunmak üzere olan ve bu konuda annesinin de baskılarından oldukça fazla etkilenen bir genç kızdır. Bu iki genç bir varmış bir yokmuşken bu dillere destan ''Tanrı'nın bile batıramayacağı'' gemide bir şekilde tanışırlar.İçinde bulunduğu gemideki ortama ait olmayan bu iki gencin farkı, Jack'in daha önce hiç görmediği bir atmosferde başı dönmüş bir şekilde yeni bir dünyayı keşfetmişçesine dolaşırken, Rose'un daha önce de içinde bulunduğu böyle bir dünyadan atılmamak, dışlanmamak için etrafında dolaşan bal arılarından birine dişiliğini sunarak yaşamına devam etmek amacında olmasıdır. Jack'in Rose'un etrafındaki diğer erkeklerden farkı, onlar gibi iktidar ve para hırsı olmayan, nerede akşam orada sabah bir hayat tarzına sahip, asi, agresif ve tüm bu özelliklerinin ona kattığı bir çekiciliğe sahip olmasıydı. Rose'un Jack'in etrafındaki diğer kadınlardan farkı ise, güzelliği alımlı olması, arzu ve şehvet uyandıran özgür bir kadın olmasıydı. Jack, Rose gibi bir kadınla hiç bir zaman beraber olmadığı gibi, bir daha da böyle bir kadının yanından bile geçemeyeceğini biliyordu, Rose ise etrafındaki şık, züppe, kendini beğenmiş erkeklerden çok farklı olan bu adamdan oldukça etkilenmiş ve yapmak üzere olduğu zorunlu evliliğin de kendisi üzerindeki baskısından dolayı biraz nefes almak adına biraz da farklı deneyimler yaşamak adına, adını aşk zannettiği bir maceranın içinde bulmuştu kendisini. Yaşadıkları güzel anıların doruğa çıktığı bir peri masalının tam ortasındayken büyük bir buz dağı bu masalı gerçekten peri masalı olarak kalabilecek şekilde noktaladı. Bu dillere destan hikayeyi hatırlayanlar, bu iki aşık için üzülüp dururlar, Jack'in yaptığı ve onun yerinde olsa hepimizin yapacağı kutsal bir fedakarlığı, hatıralarda filme de uyarlanan versiyonuyla silinmesi zor bir yer almıştır. Jack, dondurucu soğukta sadece kendisinin veya sevdiği kadının hayatta kalabileceği bir durumda, donarak ölme pahasına sevdiği kadını kurtarmak için kendi hayatını feda etmiştir ve sevdiği kadını kurtarmakta başarılı da olmuştur. Yaptığı bu fedakarlık Jack'in tarihte unutulmayacak kahramanlardan biri olarak herkesin hatırlayacağı bir karakter haline gelmesini sağlamıştır. Peki ya Titanic karaya ulaşsaydı? Üçüncü sınıf bir yolcu dahi olamayacak kadar fakir bir adamla, birinci sınıf yolcuların oluşturduğu mecrada kalmak için vücudunu bile sunabilecek bir hayat felsefesine sahip bir kadın karaya sağ salim inselerdi orada onları nasıl bir hayat bekleyecekti? Titanic karaya ulaşsaydı, oldukça yakışıklı, iyi sevişen, eğlenceli, asi, serseri, bir kadını kendisine çekebilecek bir çok özelliğe sahip olan Jack, Yine oldukça güzel, alımlı, o güne kadar karşılağtığı kadınların hepsinden daha iyi sevişen, daha güzel kokan, daha derin bakan, bir erkeğe nasıl davranılması gerektiğini çok iyi bilen Rose ile nasıl bir hayat yaşardı? . Jack, muhtemelen o güne kadar sahip olduğu en değerli şeyi elinde tutmaya devam edebilmek adına legal veya illegal her şeyi yapacak, ama arzuları istekleri ve yaşam standartları her zaman tavan yapmış olan Rose bunların hiçbiriyle yetinmeyip hep daha fazlasını isteyecekti. Jack'in yaşadığı her başarısızlık, Rose'un onunla birlikte olarak ne kadar büyük bir hata yaptığını tekrar tekrar hatırlamasına sebep olacaktı.O zengin, güçlü ve iktidar sahibi adamla evlenseydi ne kadar da doğru bir karar vermiş olacaktı. Bu işe yaramaz, sadece günü kurtaran, artık aşkı da eskisi gibi heyecan vermeyen serseriyle birlikte olurken gözünün kör olduğunu anlayacaktı. Belki de terk edecekti Jack'i. Ne de olsa her zaman kullanabileceği bir güzelliği ve etrafındaki erkekler vardı. İşine yarayanlardan birini seçebilir ve yoluna daha yüksek standartlara sahip bir hayatla devam edebilirdi. Jack ise bir daha asla Rose gibi bir kadınla birlikte olamayacağını bilerek ve onu ne kadar sevdiğini ama ona istediklerini sağlayamadığı için elinde tutamadığını bilerek kalbinde devamlı kanayan bir yarayla yaşayacaktı yada yaşayabildiği kadar yaşayıp bir yerde bu acılarına kendisi son vermek zorunda kalacaktı. Bu yüzden iyi ki Titanic o buzdağına çarpmış diyesi geliyor insanın. 

 
Toplam blog
: 6
: 633
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

1985' te İstanbul' da doğdum. Karmakarışık bir eğitim ve umulmadık mesleki gelişimler sonucu şu anda..