Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

Titanik'te Unutulan Gerçek

Titanik'te Unutulan Gerçek
 

Titanik sizce bir aşk filmi değil mi? Hem de en iyi aşk filmleri listesinde ilk ona girecek kadar etkileyici öyle mi?

Ben ise Titanik’i her seyredişimde hüzünlenirim. Çünkü tarihi olaylardan esinlenerek yapılan filmlerin gerçek hikâye ile tutarlı olmasını isterim. Bazı değişiklikler yapılabilinir. Bu yönetmenin yorumudur. Yönetmen gerçekleri çarpıtmamalı, doğruların üstünü örtmemelidir. Titanik filminin yönetmeni olan James Cameron sayesinde genç nesil Titanik’i yanlış ve eksik tanımıştır. Bu yüzden Titanik filmini hiç affetmedim. Yüreğimin bir yerinde kalan duyguları sizlerle paylaşacağım.

Titanik, White Star Line adlı deniz ulaşım şirketi tarafından yapılmış, zamanının en sağlam ve konforlu gemisidir. Uzunluğu 200 metreyi geçer. Yolcu kapasitesi 2000 üzeridir. Sandal sayısı 16 adet olup dönemin yasalarının uyguladığı sınırın üstündedir. Herhangi bir felaket anında tam kapasiteli gemide bulunan 1178 kişinin tahliyesine yetecek sınırdadır.

14-15 Nisan 1912 gecesi ilk seferinde bir buzdağına çarparak bir saat içinde battı. Gemideki sandalların kapasitesi 1178 kişi olmasına rağmen sadece 705 kişi kazadan kurtuldu. Ölenlerin sayıları kesin bilinmemekle beraber 1500 kişiden fazla oldukları belirtilmektedir.

Filmimiz bu deniz kazası üzerine kurulmuştur. Oscar ödüllerini toplamış, müziği listelerden uzun süre inmemiştir.

Ancak çevremde tanıdığım orta yaş ve üzeri kişiler filmdeki yanlışlığın farkındaydılar. Çünkü Titanik ile ilgili daha önce de bir film çevrilmişti. Cameron’un filminin ilk filme göre felaketi daha yüzeysel anlattığını görmüşlerdi.

İşte gerçek Titanik!

Titanik’te insanlık tarihinin büyük ayıplarından biri yaşanmıştır.

Gemide filmde de görüldüğü üzere yoksul ve zengin yolcular birbirlerinden ayrılmıştır. Gemi buzdağına çarpınca zenginler sandallara bindirilmiş yoksulların bulunduğu bölüm kapatılmıştır. Ancak yoksullar kapıyı zorlayarak kırmış ve dışarı çıkmışlardır. Doğrudur ama eksiktir. Çünkü yoksul yolculara ait başka bölümlerde vardır. Oraların kapıları da kilitlenmiştir. Filmde o bölümlerde ne olduğu meçhuldür. Size söyleyeyim, kapıları açamadıkları için feci şekilde can verdiler.

James Cameron ne yapmıştır? Sınıfsal farklılıklar üzerinde fazla durmamış tam tersine yoksul genç ile soylu kız arasında bir aşk yaşatarak bu gerçeğin dışına çıkmıştır.

Önemli olan aşk değil mi? Kilitli kalan yoksulları boş ver. Aşktan çok mu önemli?

Gülü seven dikenine katlanır. ABD filmlerini seyredeceksek bu tür saptırmalara alışmalıyız. Ama araştırma yapabiliriz. Sizlere tavsiyem tarihi anlatan filmlerden sonra araştırma yapmanız.

Sinema çağımızın en büyük propoganda aracıdır.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...