Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tiyatro devi,Maral Üner, HÜZZAM'la geri döndü ''...

Tiyatro devi,Maral Üner, HÜZZAM'la geri döndü ''...
 

Tiyatro on line sitesinden...



Hüzzam Makamındaki şarkılarda ,sevinçle karışık bir hüzün vardır.

Yüreğinizin derinliklerinden gelen sesler ,notaların üzerinde uçuşurken içinizden ağlamak gelir ağlayamazsınız.

Anlatılması çok zor olan coşkunun hüzünle harmanlandığı yaşam senaryosu içinde buluverirsiniz kendinizi...

Yaşanmış güzel günlerin, terk edilen aşklarınızın yabancıların diline düşme korkularıyla mırıldanıverirsiniz...

Dizeler su gibi akıp gider...Zaman gibi...

''Söyleme bilmesinler bu aşkın bittiğini
Neden beni bırakıp terk edip gittiğini
Yolumuz ayrılsa da dost kalalalım seninle
Yalan olan sevgimiz düşmesin el diline...''

Sonra birden içiniz kıpır kıpır eder...Yaşadığınıza çok sevinirsiniz...Şarkıların, şiirlerin, resimlerin, eski fotoğrafların size göz kırptığını hissedersiniz...

Anılar, acı-tatlı yönleriyle geleceğe dair bakış açınızı şekillendirir...Pembe düşler de görebilirsiniz belki...

Zaman sizinle birlikte, şiirlerinizi, şarkılarınızı,sevgililerinizi sinsice yıpratmaya başlar...

Bir gün gelir aynalarla olan dostluğunuz biter...Sanki size bakan , siz değilsinizdir...

İçinizdeki çocuk ya da aşk dolu şâir genç halâ yaşamaktadır; cüzdanınızın bir köşesinde sakladığınız parlak günlerinizin sararmaya başlayan resimleri,sevdiğinizin lüle saçları size ilk günkü canlılıkla bakmaktadır...

Ama,ya aynalar !.. Aynalar son görüntünüzü çok net ve acımasız biçimde yansıtır...Zaman acımasız ağlarını üzerinize örtmeye başlasa da birgün gelir,içinizdeki çocuk isyan edebilir...

İşte o isyanı yakaladığınızda siz artık yaşıyorsunuzdur...Zamana ''dur !..'' demek şansını elde edersiniz...Ta ki aynadaki görüntünüzle olan barışıklığınız bitene dek !..

Bu Hüzzam makamındaki hisleri bir tiyatro oyununu izlerken yaşamıştım..

20 yıl önce seyretmiştim ''Hüzzam Oyununu ''.. Bu güne dek izlediğim tek kişilik oyunlardan en güzellerindendi...

''Toplumsal değişmelerle zamanın, insan üzerinden bir buldozer gibi geçişini ''anlatıyordu bu tek kişilik oyun...

Sahnede usta bir oyuncu:Maral Üner...Bir tiyatro devi...Türk Tiyatrosunun duayeni bir hanımefendi...

.........

Maral Üner, 23 yıl aradan sonra, "Mahpeyker" rolü ile tekrar izleyicisinin karşısında...

Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu Hüzzam'da, "Mahpeyker"i canlandıran Meral Üner, ilk günün heyecanıyla 28 Ekim Salı gününden bu yana Oda Tiyatrosu'nda tekrar sahne almış...

Üner, İlk kez 1984-85 sezonunda Olcay poyraz'ın rejisiyle sahnelenen Hüzzam'ı, o sezonun ardından 12 yıl boyunca 503 kez temsil etmiş...

Güner Sümer'in usta kalemiyle, Maral Üner'in, bizde hayranlık uyandıran başarılı oyunculuğu, ortaya dev bir eser çıkarmış...

Ankara'lılar tiyatro sanatını doyasıya yudumluyorlar...

Bu muhteşem oyunu,2-3-4-5-6- Aralık'ta ,Ankara Oda Tiyatrosunda izleyebilirsiniz...

Hüzzam'ı seyirciyle oynadığını anlatan Üner, "Seyirci istedi ve kaldırmadılar. Oyunu sahneye koyduğumuz birinci senenin sonunda, oyunun başrejisörü , "bunu istediğin kadar oynayacaksın'' derken inanamadığını söylüyor...

''Artık sahne elbisemin kolları, sandıktan çıkmış gibi görünüyordu" diyor...

Hüzzam'ın kendisine "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" getirdiğini belirten Üner, yaş haddinden emekliye ayrılmasının ardından tekrar izleyicisiyle buluşmanın kendisini son derece heyecanlandırdığını ifade ederek, "Şimdi yeni dikilmiş elbisemle yeniden sahnedeyim" sözleriyle gözleri doluyor...

Üner, annesinin rahatsızlığı nedeniyle, iki sene boyunca banka ve markete gitmek gibi günlük işlerin dışında vaktinin büyük çoğunluğunu evinde geçirdiğini söyleyerek "Hüzzam'la gelen heyecanını" şöyle anlatıyor...

"Başka hiçbir hareketim yoktu. Baktım ki gider olmuşum, bazı dostlarım benim için üzülmüşler. Ben de kırılmıştım, emekli sanatçılar sahne alamadıkları için.

Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü Serhat Nalbantoğlu, telefon açıp aniden sordu "Hüzzam'ı tekrar oynar mısın diye?' Çok heyecanlandım ve kendimde bir canlılık hissettim. Bu teklif geldikten sonra, 17 gün boyunca evimin yakınındaki parkta bulunan jimnastik aletlerinde egzersiz yaptım.

Burada ümit kazandım. Yoksa "asla oynayamam' diye düşünmedim.

''Dünya'da iki cins oyuncu vardır, ben yaşayan cinsim."diyor...

Üner, oyunun ilk provasına geldiği zaman, oyunun bütün aksesuarları yerli yerinde olduğunu belirterek, kendisinin yalnız aynasını yanında getirdiğini anlatıyor...

Uzun bir aradan sonra sahneye ilk çıktığınız çıktığı anki duygularını kelimelerle tarif etmenin zor olduğunu ifade eden Üner, "Çok bildik bir yere, bildik biçimde tekrar geldim" derken, biz de '' iyi ki geldiniz; iyi ki varsınız ''diyoruz...
........

Hüzzam, oyunu , hızlı bir toplumsal değişimlerle sınıf değişikliğine uğramış, yeni koşullara ayak uyduramamış paşa torunu, soylu bir eski İstanbullu kadının zamana yenik düşüşünün hüzün ve ironi dolu öyküsüdür.

Mahpeyker'in dünyasına girip onunla özdeşleşiyorsunuz...Kendinizden bir çok şeyler buluyorsunuz. Usta oyuncuyla çocukluk günlerine gidiyor, salıncakta sallanıyor, pamuk şekerler yiyorsunuz...

İçinizden gelen sesleri birlikte dinliyor;bazen haykırmak istiyorsunuz...

Oyunda olmayan ; fakat sesleriyle sahnedeymiş hissini uyandıran -dış ses ustaları- da oyuna bir başka lezzet katıyor...Sahnedeki Maral Üner,mazideki yaşanmışlıklarını müthiş bir performansla sunuyor...

Oyun sona erdiğinde, alkışlarla uyanıyorsunuz...Yerinizden kalkmak gelmiyor içinizden...

Oyunun terapisiyle kendinizi kuş gibi hafiflemiş hissederken ;bu hüzzam şarkısının hüzünleriyle burkuluyorsunuz...

İzlemek isteyenlerin yaşayacakları büyülü dünyayı şimdiden bozmamak için HÜZZAM'ın öyküsünü yazmayacağım.

Hüzzam

Yazan: Güner Sümer

Yöneten: Olcay Poyraz

Dekor Tasarım: Ethem Özbora

Rol Dağılımı:

Maral Üner

Sesler:

Kaya Akarsu, Yıldıral Akıncı, Ayşe Akınsal, Orhan Aral, Mehmet Atay, İstemi Betil,

Muammer Çipa, Nurşim Demir, Erdoğan Göze, Değer İmsel, Erol Kardeseci,

Gönül Orbey, Nihal Türkmen, Baykal Saran, Günaydın Yaltırak


İyi seyirler...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..