Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '07

 
Kategori
Siyaset
 

Tok açın halinden...

Tok açın halinden...
 

Seçimler bir ülke için çok önemlidir. Çünkü değişime kapı açar ve beğenmediğimiz yönetimlerin değişmesi için de fırsat tanır. Seçme ve seçilme hakkı anayasal bir haktır. Her ne kadar seçme hakkının önünde görünürde bir engelin olmamasına rağmen, ama iş seçilmeye gelince, işin rengi değişmektedir.

Seçilme işine para girmesi yani anayasal özgürlüğün kullanılmasının paraya bağlı olması, demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bunun dışında ayrıca toplumda özellikle emeğiyle geçinen memurların, işçilerin, küçük esnafların, kamyoncuların, küçük zanaatkârların, köylülerin meclise girmesi, kendilerini tanıtmaları ve mensup oldukları mesleğin sorunlarını meclise taşımalarının oldukça zor olduğunu, hatta neredeyse olanaksız olduğunu da ne yazık ki kabul etmek zorundayız.

Hal böyle olunca da, bu kez olaya tersinden baktığımızda göreceğimiz manzara, biraz daha kafaların karışmasına neden olacaktır. Zaman zaman düşünüyorum. Mecliste bulunan partiler arasında parti ayırımı gözetmeksizin meslekleri sınıflama yaptığımızda, sizce hangi mesleklerden daha çok milletvekili çıkmaktadır?

Yüksek bürokratlar, zengin serbest meslek sahipleri, büyük toprak sahipleri, iş adamları, sanayiciler, başka, belki sendika ağaları muhtemelen meclisin %80’ini oluşturmaktadırlar.

Peki, bu saydığımız mesleklerin toplam nüfusa oranı, sizce kaçtır?

Yüzde 5

Yüzde 10

Yüzde 20

Olsa olsa yüzde 30 dur.

Düşünebiliyor musunuz?

Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 30 unu oluşturan meslekler, meclisin neredeyse yüzde yüzünü oluşturmakta. Geriye kalan yüzde yetmişin ise ne yazık ki mecliste temsilcisi bulunmamaktadır.

Sizce bu iş de bir gariplik yok mu?

Mecliste yoksullar, dar gelirli memurlar, işçiler, küçük zanaatkârlar, küçük esnaf, köylüler temsil edilemediğinde, ortalık yukarıda belirttiğim meslek sahiplerine kalmakta, ondan sonra da, yıllardır sormaktan kendimizi alamadığımız bir sürü sorunun yanıtı da, aslında kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Asgari ücretten vergi alınması, yoksulluk sınırının en üst derecedeki bir öğretmenin maaşının neredeyse iki katı olması, memurlara grevli toplusözleşmeli sendika hakkının yıllardır hiç gündeme bile gelmemesi, memurlara siyaset hakkının yakınından bile geçilmemesi, on yıllardır, yoksulları ilgilendiren, onların yararına tek bir yasanın bile çıkamamasının nedeni bu nedenle de çok açık değil mi?

Yıllardır yanlış şekilde kendisini hiçbir şekilde anlamayanlardan iş, aş okul sendika hakkı, yol ya da her türlü kamu hizmeti bekleyenler her seferinde hayal kırıklığı yaşamışlardır. Ama bu kez seçmeden önce herkesi n kendi kendine sorması gereken bir soru olduğu kanısındayım

Tok açın halinden anlar mı?

27–06–2007

Nusret KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..