Tokalaşma fetvası...

Değerli blog okuyucuları, ben mi yanılıyorum, yoksa biz gittikçe Arabistan’a mı benziyoruz?

Veya Osmanlığının o karanlık dönemlerindeki gibi Şeyhülislam fetvaları ile mi yönetiliyoruz?

Bakın son dönemlerde Arabistanlı bir zatı muhterem var. Şeyh Habadan, her gün yeni bir fetva ile İslam dinine çok büyük(!) katkılar yapıyor.

Biliyorsunuz önce Gümüş isimli diziye takmıştı. Sonra Kadının örtünmesi ile ilgili fetvasında, kadının iki gözü açıkta kalırsa, karşısındaki erkeği baştan çıkartıyor gibi saçmalığı ortaya atmıştı.

21. Asırda karşısındaki bir insanla selamlaşmanın bir gereği olarak el sıkışmanın dine ne gibi bir zararı olur, bunu çözebilmiş değilim.

Bakın bizim fetva kurulu(pardon Diyanet İşleri Başkanlığı) yayımladığı en son fetvasında(!) neler söylemiş.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan İlmihal’e göre kadınların erkeklerle tokalaşmasını yasaklayan herhangi bir ayet veya hadis bulunmuyormuş.

Diyanet, Hz. Peygamberin, kadınlarla tokalaşmamasını, Araplarda böyle bir geleneğin bulunmamasıyla açıklıyormuş.
Kadınlarla erkeklerin el sıkışmasının gelenek ve görgü kurallarının yanı sıra dini hüküm açısından ayrı, ayrı ele alınması gerektiğine dikkat çeken Diyanet, konuya açıklık getirirken, önce tokalaşmayan kadınlara saygı gösterilmesini istemiş. Elbette herkesin kendi görüşüdür. İsteyen tokalaşır, istemeyen tokalaşmaz. Ancak bu Diyanet’in vereceği fetva ile olmamalı. Demokrasinin gereği neyse onunla olmalı.

Toplumların veya belirli kesimlerin kültür ve geleneğinde böyle bir tokalaşma âdeti yoksa kadınla erkeğin el sıkışması kadının mahremiyeti, dokunulmazlığı açısından olumlu karşılanmıyor veya erkeğin kıskançlığını mucip oluyorsa, bu tutumu en azından bir insan hakkı şeklinde kabul edip böyle bir çekimserliğe saygı duymak gerekir.

Bu da, konunun gelenek ve kültür boyutudur. Böyle olduğu için de kendisi elini uzatmadıkça tokalaşmak için kadınlara el uzatılmaması ve emrivaki yapılmaması, kadınların tokalaşmaya zorlanmaması, kadının tokalaşmak için erkeğe elini uzatması halinde bu eylemin gerçekleştirilmesi hemen, hemen bütün kültürlerde yaygın bir nezaket kuralıdır.
Bakın Fetva Kurulu’nun aynı konu ile ilgili başka bir fetvası! Tokalaşmanın zinaya götürüp götürmeyeceğini hakkında; Yaygın olarak kabul edilen bir fıkıh kuralına göre, harama götüren şey de haramdır. Tokalaşmanın günahlığı/haramlığı hükmü bu kuralın işletilmesiyle elde edilmiştir. Kadın ve erkeğin tokalaşmayla gerçekleştirdikleri yakın teması zinaya götürücü bir sebep görenler kadın ile erkeğin tokalaşmasının haram olduğu hükmüne varmışlardır. Bu tokalaşmanın zinaya götürme ihtimali zayıfladığında hüküm de haramlıktan mekruhluğa indirilmiştir. Bu çizgi devam ettirilecek olur da eğer tokalaşmanın zinaya götürmesi muhtemel görülmezse, bu takdirde onun mubah olduğunu söylemek mümkün olur.

Yani diyor ki. Herkes vereceği kararda özgürdür. Bir kişi bu işi zinaya götürürse, onun için zina kabul edilmeli, yok götürmezse zina kabul edilmemeli.

Benim bu kadar izahattan anladığım bu. Eğer bunun daha uzun ve gerçeği varsa, yorumculardan bekliyorum. Biz de öğrenelim.

Bence hiçbir konu kişinin görüşü ile alakalı olmamalı. Eğer günahsa, günahtır.

Bu Bizanslı papazların, İstanbul kuşatma altındayken Meleklerin cinsiyetini tartışması gibi oldu.
Baksanıza dünya ekonomik krizden göçüyor. Biz de kadınla erkeğin tokalaşmasını konuşup, bu konuda Fetva Kurulunun verdiği fetvayı tartışıyoruz!