Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '11

 
Kategori
Okullar
 

Tokat Fen Lisesi öğrencilerinin sorularını cevaplarken

Geçtiğimiz günlerde Milli Piyango Ihya Balak Tokat Fen lisesi 2. sınıf öğrencilerine bir sunum yapmıştım ve sonunda da sorularını cevaplayarak güzel soru soranlara kalemler ve dergiler armağan etmiştim. Bu sorulara burada bir defa daha etraflıca cevap yazmak ve bunu merak edenlerle paylaşmak istedim . 

SORU- Sizin kitap yazma fikrinizi destekleyen ya da bu fikre sıcak bakmayan kişiler oldu mu ? (Serhat ÇEKİÇ) 

CEVAP- Çevremdeki insanlar kitap yazmamı çok zaman boş uğraşlar olarak gördüler ve sıcak bakmayan çok yakınım oldu ama ben kitap yazarken çevremin yorumlarına veya fikirlerine değil, kitaplarımın okuyana ne vereceğine ve okuyana ne kazandıracağına baktım. Kitaplarım satar mı , okunur mu diye düşünmedim. Zaten ilk 2 kitabımı sponsorlarla basarak ücretsiz dağıttık Sessiz Dünyadan Esintiler(2006) 1000 adet diyanet vakfı sponsorluğunda basılarak dağıtıldı . Tokattan Zirveye Doğru(2007) ise Tokatta Selçuk Fen Dershanesi , Bilgi Dershanesi ve Düzey Dil Kursu sponsorluğunda basılarak 1000 adet öğrencilere armağan edildi. Keşke bu kitabı her sene basarak YGS de derece yapmak isteyenlere verseydik. Ama olmadı devamı gelemedi. Bu tamamen sponsor bulamamamıza bağlı. Son kitabımı ise Akis basarak dağıttı ülke genelinde Hizmetkar Lider Recep Yazıcıoğlu (2010) Şu an basım aşamasındaki “ Anne Sesler Nerede” kitabım ise hayatımın ilk 20 senesini anlatmakta ve Akis yayınları yayınlayacak. Ben kitabımı yayınlarken çevremin bana nasıl bakacağına değil, kitabımın insanlara ne fayda sağlayacağına bakmaya devam edeceğim. 

SORU- “Önemli olan okuldaki dereceleriniz değil, öğrendiklerinizi hayata uygulamaktır” demiştiniz . Ama eğitim sistemi bunu ne kadar mümkün kılmakta ki? (Fatma Didem Yıldız) 

CEVAP – Evet . Okulda öğrendiğimiz ve aldığımız dereceler yalnızca okul yaşantımızla kalacak ama öğrendiklerimizi hayata uygulamamız bize yeni dostlar, yeni kazanımlar sağlayacak mutlaka olarak. Hayata baktığımız zaman okuduklarını uygulayanlar her zaman daha ilerdeler. Bizler bizim eğitim sisteminin bizden istediklerine değil, hayatın başarılı olmamız için bizden ne istediklerine bakmamız lazım..Hayat bizden ne isterse başarılı olmamız için uygulamaya onu koyalım ki hem kimseye muhtaç olmayacak bir başarımız hem de başkalarına faydalı olan bir farkındalığımız olsun. 

SORU- Çevrenizdekilerin size karşı önyargılarını nasıl atlattınız ? Karamsarlığa hiç düşmediniz mi( Mehmet Said, Ömer Macit, Oğuzhan Asrlan) 

CEVAP- Çevremdekilerin benim çabalarıma nasıl baktıklarından çok benim benim başkalarına muhtaç olmadan nasıl bir hayata sahip olacağım önemliydi. Başkalarının ön yargılı yaklaşımları çok zaman beni üzse de onların ön yargılarını değiştirmiyordu. Zamanla onların bakış açılarını önemsememeye buna nazaran daha çok okumaya ve yalnız kalmaya özellikle de motive edici yazılar okumaya devam ederek bugünlere kadar gelmeyi başardım. Bence olumlu düşünen çevremize ve bize moral veren insanlarla daha sık görüşerek daha çok başarıyı yakalayabiliriz. 

SORU- Engelli insanlar için kitap dışında projeleriniz var mı ? 

CEVAP- Engellilerle röportaj yaparak önce bunu gazetede köşemde, sonrasında internette , en sonrasında da “Sessiz Dünyadan Esintiler” adlı kitabımda yayınladım. Davet olsa işitme engelli insanların ailelerine, okullara konferanslar verebilirim. Zaten gittiğim yerlerde işitme engelli okullarını mutlaka ziyaret ederim ama ne yazık ki okullar bizim çalışmalarımıza öğrencileri ilgi göstermesine rağmen duyarsızlar ve bizlerde bunu zorla yapamayız ki. İşitme engelli dernekleri ve işitme engelli aileleri bize ulaşırlarsa onlara başarımızı anlatmaya , moral vermeye , onlara sevgi ile bilgi ile kucaklaşmaya her zaman hazırım ben . Yeter ki muhatabımız olacak okullar, , dernekler ve engelli aileleri bizleri ciddiye alsınlar. 

SORU- Hayatta yaşadığınız bunca zorluğa rağmen hayata tutunmanızda en etkili olan şey neydi ? 

CEVAP- Hayatta beni hayata bağlayan şey okumak ve kitapların içinde bizlerin hayatta başarılı olmamız için gerçekleri bizim önümüze seren bilgiler ve , Allah’ın bize olan sevgisini hep içimizde hissetmemizdi. Her zaman ilerde hayatın bizlere güleceğine inanarak bu umutla yaşarım ve çevremin umutsuzluğuna ve “rahatına bak, işin , maaşın iyi “ gibi akıllarınca beni teselli eden ama gelişmemi pek istemeyen tavırlı olanlara karşı çıkarak ve her zaman daha iyisini hak ettiğime inanarak ve onu elde etmek için çaba harcayarak yaşamak bana daha çok umutlu ve mutlu olmayı öğretti. Bu umut beni her zaman hayata bağladı Geleceğin güzel olacağına dair umutlarım halen artarak devam etmekte. 

SORU- Her zaman olumlu düşünmek bizim hayal kırıklıklarına uğramamıza sebep olmaz mı ? Gerçekleri görmek için olumsuzlukları düşünmekte gerekmez mi ? 

CEVAP- Olumsuzluklar tabii ki hayatımızda var. Ama olumsuzlukları düşünmek olumsuzlukların yol olmasına , ortadan kalkmazına sebep olmaz ama olumlu düşünmek başka.. İnsan olumlu düşünerek , olayların olumlu yönlerini görerek olumlu olmaya daha yakın olur. İnsan olumlu düşüne düşüne olumlu yaşamaya ve olumsuzluklardan daha az etkilenmeye, olumsuzluların hayatlarını fazla etkilenemeyecek hale gelmesine sebep olur. İnsan neyi düşünür ve ciddiye alırsa hayatında en çok başına o gelir. İnsan düşündüğü kadar vardır yani.. 

SORU- İşitme engelli olduğunuz halde nasıl bu kadar iyi konuşabiliyorsunuz ? (Ercan GÜRSOY) 

CEVAP – İşitme engelli olduğum halde güzel konuşmam, okumama ve okuduklarımı düşünmeme ve sesli olarak okumaya insanlarla sık iletişim kurmaya ve onlarla olumlu iletişim kura kura konuşmamızın güzel ve etkili olmasına sebep oluyor işte. 

(Bu cevabıma rağmen Ercan Gürsoy tatmin olmayarak aşağıdaki soruyu sordu yazılı olarak tabii ki) 

SORU- Ama söylediğiniz şeyleri duyamamak sesinizin şiddetini ayarlayamamanıza sebep olmaz mı ? Halbuki sesinizin şiddeti gayet ölçülü? 

CEVAP- Ben konuştuklarımı çoğu kez titreşimle duymaktayım ve bu konferans sırasında siz fark etmeseniz de bazen bende sesimiz yükseltmekteyim farkına olmadan o zaman da çevrem beni uyarır çok zaman. Ben bunlara dikkat etmeden içimden geldiği gibi konuştuğumdan sizler benim etkili konuştuğumu hissetmektesiniz . Etkili hitabetin bir etkisi de zaten samimi ve içten bir konuşmanın her zaman karşımızdaki insana olumlu etki bırakacağını bilmemizden gelmektedir. 

SORU- Bazı arkadaşlar kişisel gelişim kitap ve dergileri okuduğumuzda bizle kişiliğimiz gelişmedi diye alay etmekteler. Bu arkadaşlarla nasıl mücadele edelim (Abdulkadir Uğurel) 

CEVAP- Kişisel Gelişim kitap ve dergisi okuyarak bunu uygulamayan çok insan vardır. Kimisi okuyunca hemen değişeceğini zanneder. Okumak ve uygulamak lazım ve hemen pes etmemek gerek. Bizler ne yazık ki okuduklarımızı uygulamıyoruz ve hemen değişmek istemekteyiz. Bu sabırla olacak iş. Bizler değiştiğimize inanıyor ve geliştiğimizin farkına varıyorsak varsın arkadaşlarımız bu değişimi fark etmesin ve bizler gelişmeye devam edelim. Neticede biz arkadaşlarımızı memnun etmek için değil, kendimizi geliştirmek için çaba harcamaktayız. Gelişmek güzeldir ve bu gelişimi de güzel gören insan fark eder, bizimle devamlı olarak alay eden arkadaşlarımız zaten bizim hakiki manada arkadaşlarımız da olamaz. Burada kıskançlıkta var . Gelişmeyen , gelişimi önemsemeyen insan gelişen insan ile alay etme yoluna giderek bir nevi gelişememiş olmalarının ezikliğini atmaya çalışırlar. Biz başkalarına kulak asmadan gelişmeye devam edelim. Hayat gelişen ve gelişmek için azimli olanlara gülümsemeye her zaman devam edecek 

SORU- İlk kitabınızı yazmaya ne zaman ve neden karar verdiniz? (Neslihan ÖZKAN) 

CEVAP- ilk kitabım engellilerle yaptığım röportajları engelliler federasyonu başkanı Yunus Bayraktar beyin görerek kitap yapalım demesi ve bu konuda azimle girişimlerde bulunması ile oldu. Talepler kitabı doğurdu yani.. Okuyanlardan çokça olumlu az da olumsuz eleştiriler aldım ve kitabım kamuoyunda ilgi uyandırdı Kitapların beğenilmesi basılması arz talep yani ihtiyaçlardan doğar çok zaman 

SORU- Hayata böyle azimle bağlanmanızın bir sebebi var mı ? Önünüzde bir örnek var mıydı?(Burçak Demirçelik) 

CEVAP- Hayata bağlanmamızın sebebi öncelikle başkalarına muhtaç olmayacak hale gelmek ve sonrasında da başkalarına faydalı olmak azim ve kararlılığımızdı ve bunu kısmen de olsa başardım . Benim bu konuda yani başkalarına faydalı olmam da insanların istek ve arzularına bağlı çok zaman . Çünkü insanlar istemedikçe dışardan insanlar onlara faydalı olamazlar gene insanlar istemedikçe de başka insanlar onlara faydalı olamaz.Ben aslında daha çok konuşmalar yapmak, daha çok kitaplar yazmak istemekteyim ama konuşma yapmam okullara davet edilmem , kitaplarımın yayınlanması yayınevlerinin bizi kabullenmesi ile alakalı. Ben gene de bugün olduğu gibi davet edilen yerlere mutlaka gitmeye bakmaktayım. 

Hepinize teşekkür ederim 

Hayata başarılar diler beni davet eden rehber öğretmeniniz Hayrettin Kartal beye ve öğrenci başkanınız değerli komşum Alihan Bolat’a sonsuz teşekkür ederim. 

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..