Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '11

 
Kategori
Söyleşi
 

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi P.D.R. 3. ve 4. öğrencilerinin sorularına cevablarım

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PSİKOLOJIK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN SORULARINA CEVAPLARIM

Geçtiğimiz Günlerde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim üyeleri olan Ömer Faruk Sönmez ile Rukiye Şahin’in daveti ile okula giderek 3 ve 4. sınıf Psikolojik ve Danışmanlık Öğrencilerine bir sunum yaptım. Sunumdan sonra soruları cevapladım.

Beni davet eden değerli hocalara ve Fakültenin dekanı Prof. Dr. Mustafa Baloğlu’na teşekkür ederim.

Burada sorulara bir daha cevap vererek o sunumda bulunmayan insanlara da ulaşmış olmaktayım.

SORU- İşitme ile ilgili bir sorununuz olduğu halde okumayı ve kendinizi geliştirmeyi tercih etmişsiniz. Tüm bu yıllar boyunca bir an bile yılmadınız mı? Şevkinizi yitirdiğiniz bir anda sizi neler tekrar güdüledi. (Zeynep EREN)

CEVAP- İnsan hayatı boyunca umutsuzluğa kapıldığı zamanlar yaşamıştır mutlaka. Bu zamanlarda okumayı severek, kitap okuyarak, çok zamanda tabiatın kucağında geziler yaparak sıkıntılarımı atmayı başarmışımdır. Hem okumak hem de düşünmek için tabiatın kucağında geziler yapmak insanı hem dinlendirir . Allah’ın her an bizimle olduğunu düşünmemiz bizi daha güzel günlerin geleceği inancımızı umudumuzu yitirmememiz ve olumlu düşünmemiz her zaman bizi daha güzel yaşantıya da götürür.

SORU- Sizce bir şey için artık çok geç diyebileceğimiz bir zaman var mıdır?(Mehmet Beşir Kurul)

CEVAP- Hiçbir şey için geç kalmamışızdır. Ama geçen zamanı geri getiremeyiz. Mesela tekrar çocuk olamayız ama çocukken yaptığımız çok kitap okuyamamak gibi mesela hataları tekrar etmemek için daha çok okuyarak geçmiş bazı hatalarımızı telafi edebiliriz her zaman Gelişmeye bugünden itibaren başlasak ve okusak hayatımızı tahmin edemeyeceğimiz ölçüde olumlu değiştirebiliriz.

SORU-Eğer işitme engelli olmasaydım hayatta başarılı, hayatı seven, hayatın bu kadar verimli olacağını düşünmezdim veya işitme engelli iken işitme engelli olmadığım zamandan daha çok şeyler öğrendiğim dediğiniz oldu mu ?(Lokman GÜRBÜZ)

CEVAP-Bunun işitme engelli olmak ile alakası yok ki. İnsan hayatı severse ne kadar engelli olsa da gene sever. Sevmesini öğrenen ve hayatı seven insan her zaman sever. İşitme engellilerden de karamsar hayattan bıkmış hiç umudu kalmamış bir kenara çekilende çok aktif olanda insan ne düşünürse odur . Bu bir kaderdir ve engelli olmak çalışana da kader yardım eder başarılı olmamız için

SORU-Biz gençler okuma konusunda çok eksiğiz. Bir öğretmen adayı olarak bunu aşmamız gerekiyor. Kitap okumayı sevmek ve sevdirmek için ilk adım nedir ? (Ayçagül KÜÇÜK)

CEVAP- Okumayı sevmek için okumanın önemine inanmak ve okumanın bir ibadet gibi olduğuna inanmak ve sevdiğimiz şeyleri okuyarak başlayabiliriz. Mesela Üniversite kazanmak için mecburen paragraflar okudunuz . Okumayı sevmeseniz de bunu okuyarak anladınız işte okumak böyle paragraf okumakla başlar. Sizde sevdiğiniz şeylerden her gün biraz okusanız sabırla bir süre sonra okumanın sizin hayatınızda bir tutku olduğunu görürsünüz tıpkı sigara alkol tutkunluğu gibi…

SORU- Kitap okumanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu biliyoruz. Bunun farkındayız. Bazen okuduklarımızı unutma, bilgilerin kalıcı olmaması gibi hisse kapılıyoruz ve bu okumaya olan şevkimizi azaltıyor. Okuduklarımızı nasıl kalıcı hale getirebiliriz.(Rabia ERDAL Pdr 3. sınıf )

CEVAP- İnsan okuduklarının çoğunu hemen unutur. Yapılan bir araştırma okuduklarımızın yüzde 85 ını hemen unuttuğumuzu göstermektedir.Bunun için de tekrar yapmak, not almak sevdiğimiz kitapları tekrar okumak ne güzel bir çalışmaya imza atmak olur. Kişisel Gelişim dergilerinde unutkanlığımızı nasıl gidereceğimiz konusunda yazılar olur onları da okumak bizim unuttuklarımızı sık hatırlamamıza sebep olabilir.

SORU- Duyma yeteneğinizi kaç yaşında kaybettiniz ? Konuşma yetinizi nasıl kazandınız? Bununla alakalı herhangi bir eğitim aldınız mı ? ( Müslüm )

CEVAP- İşitme yetimi 12 yaşında kaybettim. Ortaokul 1. sınıfa giderken. Zaten konuşmam da düzgündü ve çok okuyarak okuduklarımı hem sözlü hem de yazılı olarak anlatmak gücümüz sayesinde konuşmamızı unutmadığımız gibi böyle sizlere konferans verecek kadar da geliştirdik. Beyni çalışan insan başkalarını etkileyecek olan konuları da bularak geliştirir konuşmasını. İşitme engelimle alakalı hiç özel eğitim almadım ve hayatım hep normal okullarda okuyarak geçti

SORU- İnsanların tepkisi sizi hiç mi engellemedi? İçinizde neler oldu da lise de 2 yıl üst üste kalmışken bir anda başarıyı yakalayarak buralara kadar gelebildiniz (Nalan Gül)

CEVAP- Okumayı sevmem ve hocaların anlattıklarının kitaplarda yazdıklarını keşfetmem ile bir anda başarısızlıkları başarıya da dönüştürdük . İnsanlar ne kadar engellerse engellesin siz istedikten sonra hiç kimse sizi engelleyemez. Okuduklarınızı anlarsanız daha çok okumak istediği de doğacaktır insanda.

SORU- Toplumumuzda okuma alışkanlığı çok az. Bu alışkanlığın az olduğu yerlerden bir tanesi de Üniversiteler. Toplumumuza okuma alışkanlığı kazandırmak için neler yapılmalı? (Mehtap Bolattekin )

CEVAP- Okuma alışkanlığının Üniversitelilerce kazanılması için öncelikle insanın içinde arzu ve heves olmalı. Sonrasında da nasıl kötü alışkanlıklar arkadaşlardan arkadaşa bulaşırsa iyi alışkanlıklarda daha çok bulaşır. Bunun içinde öğrenciler okumayı seven arkadaşları ile daha sık buluşmalı. Öğretim üyeleri de okumayı severek okumak sayesinde gelişmiş insanları böyle okullarına davet ederek öğrencilerine pozitif enerji aşılamaya bakmalı. Bu yüzden böyle güzel konferansları önemsemekteyim. Davet edilen yere de seve seve gitmekteyim.

SORU- İnsanlar arası iletişim veya akademik alanda gelişmek için özgüven sahibi olmanın yolları nelerdir ? (Meryem)

CEVAP- Özgüven sahibi olmanın en güzel yolu özgüven sahibi hocalar ve arkadaşlarla arkadaşlık ilişkilerimizi geliştirmek olmalı. Bunun için de özgüven sahibi insanların tanıdığı özgüven sahibi insanlarla tanışmak konuşmak ve onlarla diyaloglar kurmak zamanla sizin özgüveninizin geliştirdiğinizi görmenize sebep olacaktır mutlaka .

SORU- Etkili bir iletişimde mutlaka olması gereken durumlar neler olmalı? Eğer engel durumunuzu değiştirme şansınız olsaydı işitme yerine ne tür engel durumunuz olması

CEVAP- etkili iletişimde samimiyet , karşımızdaki insana saygı gösterdiğimizi ve sevdiğimizi göstermek iletişimin kaliteli olmasını sağlayacaktır sözlerimiz ve davranışlarımız uyum içinde olursa ve samimi olursak karşımızdakini etkileriz.

Bu engel durumunu hiç düşünmedim . Bu Allah’ın bir takdiri ve seçimi bana göre..

SORU-Engel insanın bedeninde değil beynindedir. Sizi engelli olarak gösteren beyinlerde... Sizin gelecek nesiller için bizden beklentileriniz nedir ? (Elif KAAN)

CEVAP - Teşekkür ederim Elif hanım , öğrencilerinizi hakiki manada sevmeniz ve onlara okuma sevgisi ile insanlık sevgisini aşılamanız ve engellileri sevmelerini sağlamanız bizleri her zaman mutlu eder.İlerde öğrencilerinizi de böyle güzel etkinliklerle azimli insanlarla tanıştırmaya bakın.

SORU- Bizler öğretmen olacağız. Sınıflarımızda işitme engelli olan öğrencilerimiz olduğunda bu öğrencilere nasıl davranmamızı önereceksiniz ? (Sevil ULAŞ)

CEVAP- İşitme engelli öğrencilerinizi unutmayın . Biraz daha ilgi ve sevgi gösterin hiç olmazsa öğrencilerinize olan sevginizin işitme engelli öğrencilere de göstermekten kaçınmayın. Onlar farklı değil. Onlar sadece sevilmek ve anlamadığı yerlerde sizden onlara yardımcı olmanızı isterler. İşitme engelli örencilerinize başarılı işitme engellileri göstererek ve onlarında başarılı olacağına inanmalarını sağlamak ve okumayı sevdirmek sizin göreviniz olmalı.

SORU- Öncelikle üstün gayret ve başarılarla dolu yaşam hikayenizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler. Sayenizde iyi iletişim kurmak için duymamamın engel olmayacağını öğrendik. Sizce insan ilişkilerinde iletişimi tıkayan faktörler nelerdir ? (Asuman Zorlu)

CEVAP- İletişimin önünde engeller tabii ki öncelikle kıskançlıklar, vurdumduymazlıklar, bencillikler, sonrasında adam beğenmezlikler en büyük etkenler. Herkesin de bizim kadar değerli insanlar olduğuna inancımızla hareket eder ve insanları hakiki manada kıskanmadan bende olan onda da olsun onda olan bende de olsun diyerek seversek iletişimiz daha sağlam temellere oturur zamanla..

SORU- Size işitme yeteneğinizi vereceğiz, buna rağmen okuma yazma yeteneğinizi geri alacağız deseler ne düşünürsünüz (Mustafa Yıldız pdr 4 )

CEVAP- Sanırım işitme engelli olmaya devam ederdim. Seslerin verdiği dezavantajları okuyarak avantaja dönüştürmek kolaya ama cahilliğin açtığı yaraları sarmak kolay olmadığı gibi gelecek nesillere de cahillikler miras bırakılıyor ne yazık ki.

SORU- Birebir iletişimde karşınızdaki insanlarla konuşurken nasıl anlaşıyorsunuz? (İlhan AKBAŞ)

CEVAP-İnsanlarla genelde dudak okuyarak anlaşırız dudakları iyi hareket etmeyenlerle de yazışarak anlaşmak kolay. İşitme engelli arkadaşlarla da işaret dili ile anlaşmak kolay gelir bana.

SORU- Çok kitap okuyan biri olarak şunu söylemek istiyorum. Kitap okumak insanın kendine bir dünya yaratmasıdır. Ama bu dünyada yalnız kalmak istemiyorum. O yüzden arkadaşlar ne olur? Okuyalım okuyalım da.. (Müslüm pdr 4)

CEVAP- Sevgili Müslüm kardeş, okumak, anlamak ve hayata uygulamak bizi insanlara düşman etmez ki. Okumanın amacı da iletişimimizin güçlenmesi ve onları daha iyi anlamak için değil mi?

SORU- İnsanların yüzlerine bakarak kişilik tahmini yapmak önyargı oluşmasına sebep olmaz mı? Ya da sizin hayatınızı olumsuz etkiliyor mu? (Betül Bozkurt)

CEVAP- Önyargı oluşmaz ki. Vücudumuz bizim kişiliğimizi belirtmekte ama bizler yüzün tamamen kişiliğimizi ele verdiğini söylemiyoruz ki zaten . Sadece tahmin . Bu yüz okumayı bilmek hayatımı olumsuz değil de olumlu etkiledi. Bu yüzyıllar boyunca da olumlu etkilemiş insanlar yüz okuma sanatı olan fizyonomiden çok faydalanmışlardır

SORU- Hep bir şeyler yapmak istediğimizde hep bir şeyler için geç kalmış olduğumuzu zannederiz. Hep bazı şeyleri ileriye erteleriz. Size göre bazı şeyleri yapmak için ne kadar geç kaldık ( Salih Demir)

CEVAP- Hiçbir şey için geç kalmadık ki. Sadece geçen zamanımızı ve geçmişte yaptığımız hataları telafi etmek zor ama geçmişteki hatalarımızı telafi edebileceklerimizi telafi edersek hayat bize güzellikleri sunmaya devam edecektir.

SORU- Okumada sürekliliği sağlamak için ne gereklidir ? (Habibe Yıldız)

CEVAP- Okumada sürekliliği sağlamak için bir dergi ve gazeteyi devamlı takip etmek ve bunu alışkanlık haline getirmek bizim daha güzel şeyler yapmamıza zemin hazırlar ben her gün 2 gazete takip eder, bazı yazarları devamlı olarak okurum Bu da okuma sevgimin artmasına sebep olmaktadır

Sorularınız için çok teşekkür eder, başarılı öğretmenlik hayatı geçirmenizi temenni ederim.

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..