Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '13

 
Kategori
Magazin
 

Tolgahan’ın poposu herkese dert oldu

Tolgahan’ın poposu herkese dert oldu
 

Bir süre önce Hemeroid Fistur ve Fıtık ameliyatı geçiren Tolgan Sayışman için kalça estetiği yaptırdığı yönünde iddialar dolaşıyor.

Açıkçası iddiadan öte Tolgahan’ın kalça estetiği yaptırdığı ortaya çıktı şeklinde veriliyor haber. Yani nokta.

Bu mudur habercilik Allah aşkına. Var mıdır elinizde hastane belgesi estetik olduğuna dair sanmıyorum olsa hiç tereddüt etmeden çarşaf çarşaf yayınlamaktan geri durmazdınız.

Peki, ne zamandan beri belgesi olmayan habercilik yapılıyor hele de sağlık konusunda.

Kaldı ki bir süre önce hastanede fenalaştığını ve ameliyat olacağını yine sizler vermiştiniz…

Şimdi tersine dönen haberle ne değişti bu zaman içinde?

Böyle bir haberi yapmakla elinize ne geçti peki…

Siz bu haberi yapınca Tolgahan’ın kaybettiği bir şey oldu mu? “Hayır”.

Hayranları bir süredir bu operasyondan haberdar sette uzun zamandır serumla ayakta durduğunu biliyor.

Yani yaptığınız haber haber olmanın ötesinde yerlerde sürünüyor.

Kaldı ki adam poposunu yenilemek istedi böyle bir şeyi neden Türkiye’de yaptırsın ve herkese ameliyat olacağını önceden duyursun?

Hele de sizlerin kol gezdiği, malzeme aradığı bir arenada.

Yaptırmışsa helal olsun derim çünkü büyük cesaret size malzeme olmayı göze almak.

Aslında bir süredir yazacağım bir konuydu bu Tolgahan meselesi ortaya çıkınca bu vesileyle de yazayım dedim.

İnternet üzerinde magazincilik sınırları zorlar boyutlara ulaştı. Kurulan magazin siteleri üzerinden aslı astarı belirsiz, kin kusan başlıklar altında haber kaynağı ya da muhabiri belirsiz, kaynaksız haberler dolaşır halde.

Hatta bu modaya son zamanlarda büyük gazetelerin internet magazin servisleri de uymaya başladı.

Bu başlıklardan bir kaçını vereyim;

Hazal’ı Bekâret kontrolü bitirdi

Çağatay’dan hamile kalmak istiyor

Dizisi bitince bunalıma girdi psikolojik tedavi görüyor

Ve benzer bir yığın başlık.

Üstelik ana temaları aynı bırakıp aradan zaman geçip başlığı yenileyip yeniden yayına veriyorlar. Sanırsınız ki haber yeni. Oysa üzerinden aylar geçen bir röportajı kendi mantıkları içerisinde sunup artık ne amaca hizmetse yayınlıyorlar.

Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy zaten bu haberlerin en başkahramanları. Özelikle Hazal’ın verdiği röportajlar üzerinden aylar geçse de kendi tıklarına (okunma oranı) katkı sağladığı için üzerini cilalayarak yeniden yayınlıyorlar.

Biri artık bu medyaya dur demeli. Etik değerler yerlerde sürünen bir basın anlayışını internete sokan bu anlayışa dur denmese çok daha uç yıpratıcı yerlere ulaşacak.

Üstelik bu aymazlığın, gerçek dışılığına aldırılmaksızın magazin programları da çokça bu internet magazincilerinden beslenmekte.

Zaten ezelden beri itibarsız olan magazin medyası bu döngüyle daha da itibar kaybettiğinin ne kadar farkında.

Toplumun en hassas konularını tiye alan başlıklar, sağlık sorunlarını kendi mantık çerçevelerinde yoğurmalar, uğruna cinayetler işlenen konuları hassasiyetten uzak manşetlerle vermeler. Kadınlık onurunu aşağılayan başlıklar. Ve, ve, ve, vb…

Üstelik kaçak dövüşerek isimsiz, kaynaksız yayınlamalar.

Önüne gelene alan adının verildiği bir mecrada kimin neye hizmet ettiği belirsizken bir yandan internet medyası gelişsin diyoruz ama böyle bir medyayla gelişeceğine olmaz olsun.

Gazetelerin, televizyonların haber sorumluluğu var ama internetin takibi olmadığı için bu sorumluluk yok…

Twitter üzerinden hakarete verilen ceza bir örnek teşkil ederken sanal habercileri kim takip edip gerekeni yapacak?

Şirketler bunu internet dedektiflerine vermiş çözümlemişler. İtibar zedeleyen haberlerin ya da yorumların takibini yapan bu dedektifler bu tür içerikleri sildiriyor. Ünlülerin kendisi de belki bu tür dedektifler aracılığı ile sorunu çözebilirler yoksa bu sessizlik çok daha çirkin noktalara varacak durumda.

Asılsız itibar kaybettiren bu içeriklere müdahale ettirmezlerse bu asılsız internet magazinciliği alıp başını gidecek gerçek yalan iç içe bir dünyanın içine çekilip gideceğiz.

Tabi birde herkese alan adı verilmesi konusunda da kriterlerin yeniden gözden geçirilmesi şart özellikle habercilik konusunda çünkü gazetecilik ilkeleri olmayan yayıncılığın izni de olmamalıdır, medya içinde yeri de…

İnternet haberciliğinin magazin kısmı böyle birde diğer kısmı var ki o tam bir karmaşa. Tek başına bir yazı konusu olduğu için o konuya hiç girmiyorum kısacık bir notla dikkati çekmekle yetiniyorum.

Durum bu önlemse belli vicdanı olmayanların gazeteci olduğu bir dönemdeyken çözüme hızla gidilmezse vicdansızlar güçlerini büyütecekler bizden söylemesi…

oyatekin@gmail.com

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..