Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tombul sinek ve Singapur Osman

Tombul sinek ve Singapur Osman
 

http://tr.wikipedia.org/wiki/Karasinek


Kocaman karasinekler var, bilirsiniz.

Bir tanesi geçen seneden ofise saklanmış, havalar ısınınca çıktı piyasaya.

İçimdeki bitmez, tükenmez hayvan sevgisi malum!

Hadi dedim elimi kana bulamayayım kapıyı pencereyi açayım kendi çıksın.

Çıkmaz!

Toplantı masasının üzerine kondu beni izliyor.

Masaya pislemesin bu şimdi!

Bir, iki yaşındaki çocuklar bezlerine doldururken, çömelip gözleri sabitlerler, işleri bitince de gülücükler saçarlar ya o hesap.

Vızzzzz!

Bilgisayar ekranına kondu şimdi.

Nerenin sineğisin sen be arkadaş?

Kilolu da namusuz, iyi beslenmiş!

Helikopter gibi kalkıyor

Konarken sürükleniyor.

Gazeteyi rulo yaptım, dilimi ısırıp ( öyle tipler vardır ya çok sinirlendiği zaman dilini ikiye katlarda, ısırır. ), psikopata bağlayıp beynine konacağım..... Kıyamıyorum.

Yazıklar olsun içimdeki hayvan sevgisine (!)

“Cık” edecek bu güzel bahar gününde hayata veda edecek haberi yok.

Çay bardağının üzerine konduğu anda dellendim.

Sıktın ama haaaa!!” dediğim saniyede arkadaşlardan biri girdi içeriye..

Yüksek sesle bağırmışta bulundum. Yalnızım ya!

“ Ağabey kiminle konuşuyorsun?”

Gel de cevap ver. “Sinekle” desem bir türlü, “kendi kendime” desem daha sakat!

Görmüyor musun oğlum? Speaker açık telefonla konuşuyorum..”

Bu millet ne kadar meraklı oldu! Kiminle konuşuyorsam konuşuyorum işte sana ne!

Şimdiye kadar insanlarla konuştukta, kırmızı kurdele bağladılar bir tarafımıza. Tövbe tövbeeee!

Sıkıldım!

Bu tombul, karasinekle dönüşü olmayan bir yola girmenin zamanı geldi.

Hesap makinesinin dokuzunun üzerinde şimdi, gazete rulosunu kaldırdım, tam yapıştıracağım.

Kapı vuruldu.

“ Gir”

Osman gelen. Singapur Osman.

Hani Beyaz’ın bir tiplemesi vardı ya: Sürekli cep telefonuyla konuşuyor, cümlelerin sonunu ağzını yaya yaya “ Döncem ben sana” diye bitiriyor.

Hah! İşte o tipin Trakya sürümü!

“Ooo Osman hoş geldin”.

“ Hoş bulduk birader, ne haber?

“ İş güç işte, ay sonu koşturuyoruz. Buyur otur. Çay içer misin?”

Cevap veremiyor, telefonu çalıyor..

***

O telefonla konuşa dursun ben size Osman’ın Singapurluluğu nereden geliyor onu anlatayım.

Bizim arkadaşlardan bir tanesi ( Başına iş açmayayım diye ismini yazmıyorum) Malezya’ya iş seyahatine gidiyor, oradan da Singapur’a geçiyor. Gece bunlar bara gidip eğlenmeye başlıyor. Arkasından da uçkurları aklına geliyor. Yanlarındaki rehber aracılığı ile gecenin bir yarısı başlıyorlar “ women” aramaya. Ara ara yok! Rehber dayanamıyor tutuyor bunları geneleve götürüyor.

Bekleme odasında oturmaya başlıyorlar.. Tam oradaki görevliyle vaziyeti konuşacaklar.

Adamın telefonu çalıyor. Tam konuşacaklar, adamın telefonu çalıyor. Yaklaşık bir saat adamın telefon görüşmelerinin bitmesini bekliyorlar.

Neyse uzatmayım ardından hepsi birer women beğeniyor. Giriyorlar odalaraaaa... Ver.......

Sonrası yazılacak, anlatılacak şeyler değil (!)

Bir gün Singapur fatihi arkadaş, ben, Osman balık tutuyoruz..

Osman’ın telefonlar ardı ardına çalmaya başlayınca;

Arkadaş Osman’a döndü “ Bu nasıl telefon ya” dedi “ Singapur kerhanesi gibi!

Ardından da yukarıda sizlerle paylaştığım öykünün sansürsüzünü, orijinalini anlattı.

O günden sonra bizim Osman oldu. Singapur Osman

***

“ Çay tazeyse içerim birader”

“ Telefonlar susmuyor !”

“ Ben de bıktım ama ne yaparsın be Alicim. İki tane şirket hattı var. Bir de benim kendi numaram, inan günün yarısı telefonla konuşmakla geçiyor.”

Çaylar geliyor.


Benim arsız sinek gidiyor Osman’ın önündeki sehpaya konuyor..

Osmancım be sinek var önünde al şu gazeteyi de patlatıver bir tane”

Osman cümlemi ikiletmiyor, Kara tombul sineğin beynine iniyor...

Kıssadan hisse: iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..