Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '15

 
Kategori
Anılar
 

Tonton kuş, felçli Maviş'imiz ( Allah cc, ''Onlar benim sessiz ümmetlerimdir'')

Tonton kuş, felçli Maviş'imiz ( Allah cc, ''Onlar benim sessiz ümmetlerimdir'')
 

Alıntı


Dün blog arkadaşlarımdan Ayşegül hanımın yazısı bana ilham verdiğinden dolayı sevgili Maviş'imizi yazmaya karar verdim. Halen elimizde iki değerli (undulat) yani muhabbet kuşumuz var, Maviş 5, Ballı Sarı ise 2 yaşında. Danimarkaya ayak bastığımdan bu yana elimden sayısız kuş gelip geçti, kimisini satın aldım, kimisini bakamadıklarından dolayı bazılarını Türk, bazılarını ise Danimarkalı dostlarımdan; Hayvanları çok seven ben, onları nasıl kırardım, tabi ki bakamadıkları kuşları büyük bir zevkle alarak bakmıştım, bu yıllarca devam ediyor, Rabbım ömrümün sonuna kadar da baktırmayı nasip etsin.
 
Bundan 32 yıl önce doğan ne ilk kızım ne de diğer çocuklarım doğdu diye kuşlardan vazgeçemem-iştim, Çocuklarıma hayvan sevgisini iyi aşıladığıma inanıyorum. Ya o benim 9 ile 15 yaş civarım! Babamın akrabalarının dişi bir kedisi senede kaç kez doğuruyorsa ben o kedinin yanındaydım ;)  Bu anımı başka bir zamana saklayalım, gelelim küçük bey tonton Mavişe!
 
Yine, bundan 4 yıl önce, kızımla beraber devlet dairesinde işlerimizi hallettikten sonra, - Anne, buraya yakın bir kuş dükkanı var, oradan büyük kafeslere bakalım, dediğinde, mır-mır edip durdum, hadi ya lütfen, hem sen tavşan ve kedileri seversin demedi mi, akan sular durdu. Ve dükkana girdik, hemen yanımıza gelen satıcı oranın sahibiymiş, ona önce hayvanları seveceğimizi, sonra kafes alacağımızı söyledik. Yoksa önümüzde ardımızda satmak için uğraşırdı. Velhasıl yılan, balık, örümceğin haricinde, el sürmediğimiz hayvan kalmamış, üstüne üstlük, eve yemek yapma zamanımı da bir hayli geçirmiştim. Ablasına telefon eden oğlum, neredesiniz, anneme ulaşamıyorum, okuldan yeni geldim, gibi epey bir muhabbetin içine giren kızım - Annem kedilerin, tavşanların iflahını kesti, anneme ceza vereceğim, bende açlıktan öldüm, gelirken anneme kuş aldıracağım deyince - Çok beklersin, evde iki tane var, bir 3, kuşu kaldıramam diyen ben. Kafeslerin önüne geldiğimizde, 2 tane İngiliz muhabbet kuşuna gözümüz ilmişti, kızım yüzüme muzipçe sırıtarak - Anneee. Ben - N'oldu? Bu danayı alacağım deme, demeden, Evettttt, anne lütfen! İstemem yan cebime koy misali, tonton Mavişte gözüm kalmıştı, kafes derken, birde içini tombalak kuşla beraber getirmiştik. Kendi kendime; Neyse, bu günde pizza, veya kebap alarak geçiştiririz hiç mi hazır yemedik, diyerek kebaplarımızı da alıp eve gitmiştik.
 
Mavişimizin eve gelişi böyle olmuştu. Tahminen 7 ay önce, küçük beyin kanadında bir problem oluşmuş, hayvan kanadını düzeltip didiklediğinde ise kanamıştı. Kuşlara aşırı düşkünlüğü olan büyük kızım, oturduğumuz şehrin veterinerlerini; Debat yani, internette AÇIK OTURUM açarak, en iyi hayvan doktorunun kim olduğunu araştırmıştı. Kızıma - Yavrum, kılı kırka yarmanın ne gereği var, bir kuş yüzünden başka şehirlerde ne işimiz var, tövbe estağfurullah. Hayvan klinikleri bu şehirde yok mu? Gibi ben arı gibi vızır-damağa başlamıştım ama kızım kararını çoktan vermiş, Köge de,  oturduğumuz şehre en az 80 km lik, hatta daha fazla o şehrin bir köyünde DYR KLİNİK bulmuş, ve tonton Mavişi o kliniğe kızımın tercihi olan gerçekten de inanılmaz beceri sahibi olan Dr Bjarne beye teşekkürlerimizi bir borç biliriz, var olsun. Yine geçen ay, Maviş nasıl olduysa sağ ayağından rahatsızlanmış, kafesinden bir kaç kez durduğu uzun kafes değneklerinin üzerinden defalarca düşünce doktorumuzun kapısını bir kez daha çalmıştık.
 
Kızımla e mail yoluyla haberleşen sayın Bjarne - Mavişin neşeli mi yoksa acı içinde ötüp ötmediğini sorduğunda. Kızım - Kuşun çok neşeli olduğunu buna rağmen size getirmeyi düşünüyoruz dediğini üzülerek söylemiş, benden rica ederek Köge yolunun tekrar gözüktüğünü ima ettiğinde, beraberce yola koyulmuştuk. Dr. bey, Mavişi muayene ederek, hayvanın ayağının felç olduğunu, şayet istersek iğne vurarak ölümünü gerçekleştire bileceğini söylemişti. Kızım ve ben çok kötü olmuştuk. Muayene esnasında kızımın gözleri yaşarmıştı. Alt tarafı bir kuş değildi o. Bizim için Rabbul Alemin yarattığı bir canlıydı, ayağı felçli de olsa, ömrü vefa edene değin bizimle yaşayacak bir ev, aile efradı idi Maviş.
 
İnsanların vahşetine aklım sırrım gerçekten de artık ermiyor, Ayşegül hanımın yazısında; Katil ruhlu bir genç, kediyi öldürüp birde sosyal medyada paylaşmış, bundan dolayı da 3 yıl hapse mahkum edilmiş, şayet temyizde ceza bozulursa o sapık ceza almayacakmış, İnşallah bozulmaz ve cezası kesinleşir. Kimi Allah korkusundan felçli kuşa; Kuşun değerinin 15 katı masraf yapar, kimiside zevk için hayvanların canına kast eder! Yüce Allah cc, hayvanlar için. '' Onlar benim sessiz ümmetler-imdir'' Demişse! Hayvanların biz insanlarda ne çok hakkı var, gerek insan, gerekse hayvanların hakkını yiyenleri, önce ıslah eyleyip doğru yola getirsin, yok gelmiyorlarsa Yüce Rabbım rahmetinden yoksun eylesin, Aminnnn. Yalan olan dünyanın, gerçek ahiretinde o haklar zaten, noktasına virgülüne kadar alınacaktır! Hak yiyenler, kendi imanlarından neler, neler kaybettiklerini bir bilseler!! Hayırlı cumalar dilerim, saygılarımla..
 
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..