Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Topla, yığ nereye kadar!

Topla, yığ nereye kadar!
 

Bıkmadan, usanmadan yorulmadan, çok çalışır, çabalarız.

Gayretli ve çalışkan olmak elbette güzeldir. Zaten çalışma ve sonucu olarak bir şeyler kazanma ve sahiplenme güdüsü olmazsa, hayatın hiçbir anlamı olmaz. Bu yüzden hayatın idamesi ve ilerleyen yıllarda rahat edebilmek için çalışmak şarttır, bu zaruri bir ihtiyaçtır. Bunu kimse inkâr edemez, hele haksız şekilde eleştirmek,  ahmaklıktan öte bir şey olmasa gerek.

Aslında çalışmaya bir şey diyen yok, diyecek de olamaz. Ancak, asıl mesele, hesapsızca maddiyet toplama, dağlar gibi yığmak! Tamam, peki; ama nereye kadar toplamak, nereye kadar yığmak! Peki, sonuç ne olacak!

Çünkü ölüm denen bir mutlakıyet var. Herkesin kapısını da çalacağı muhakkak!.. Eğer canlıysan, yaşıyorsan, illa ki öleceksin. O zaman bu kadar ölesiye çalışmak, bu kadar hesapsızca, fütursuzca edinimler de neyin nesi!

Sonuç ne olacak, hiç düşündünüz mü?

Tarih boyunca şu dünya üzerinde kimler geldi, kimler geçti. Kimler sınırsız mallar edindi. Sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi topladılar, yığdılar. Peki, ne kadar sahip olabildiler? İşte, Nemrut’lar, işte Firavun’lar, işte Karun’lar... .hani neredeler?

Topladıkları mallar, zulüm ve gaddarlıkla yığdıkları zenginlikleri nerede?

Kendilerine ne faydaları oldu. Evet, bir hiç dediğinizi duyar gibiyim.

O halde, aşırı mal sahibi olma hırsıyla, sağlığından olacak derecede toplamanın, yığmanın bir anlamı yok demek ki.

İnsan kendini tanıyabildiği yaşla beraber, ölene dek hep çalışmaya devam eder. Aslında güzeldir çalışmak. Çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)   ‘'Hiç ölmeyecekmişiz gibi bu dünyaya, yarın ölecekmişiz gibi ahiret için çalışmalıyız" gibi emsalsiz bir reçete sunmuş bize. Bize düşen, bu reçeteyi yaşantımıza uygulamaktır. Aşırıya kaçmadan, yerli yerince hakkını verebilmektir aslolan.

Aşırı mal edinme hırsıyla çalışanlar, zamanı geldiğinde, sağlığından olunca, ne kadar hata yaptıklarının farkına varıyorlar. Ancak o zamanda iş işten geçmiş oluyor. Artık olan olmuş oluyor. Sahiplendiğiniz olumsuzluklar, ölene dek artık yakanızı bırakmaz.

Şimdi diyebilirsiniz, “peki o zaman çalışmayalım mı yani?”

Elbette çalışacaksınız. Ancak aşırıya kaçmadan, usulünce yapacaksınız her şeyi.

Atalarımız öyle demişler ya! “Azı karar, çoğu zarar” diye.

Bir de kazandıklarımızın hangi yoldan kazandığımıza, nerede, neye, nasıl harcadığımıza çok dikkat etmeliyiz. İnancımız gereği, geçici heva ve hevesler uğruna, hırsların kurbanı olmayalım. Dengeyi çok iyi ayarlamalıyız.

Altımızdakiler olabileceği gibi, üstümüzdekiler de olacaktır muhakkak.

İnancımıza göre, bize örnek olabilecek çok rol modeller vardır. Mesela zenginlikte Hz. Osman( r.a), fakirlikte Bilal-ı Habeşi ( r.a )   gibi davranmalıyız. Tereddütler içerisinde yaşayarak, boş bahaneler bize bir şey kazandırmaz, bunun bilinciyle hareket etmeliyiz.

Hırs, kibir, aşırılık ve gözü doymazlıktan uzak olmalıyız. Çevrenizde böyle olanları görmüşsünüzdür, yaptıklarına şahit olmuşsunuzdur. Nice zenginler var ki, öldüklerinde yanlarında bir şey götürmemişlerdir. Hatta bazıları kefen parası bile bulmakta zorlanmışlardır. Yani onların o topladıkları, yığdıkları malları, kendilerine hiçbir fayda sağlamamıştır. Topladıkları mallar üzerinde anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır. Geride kalan çocukları, mal paylaşımında huzursuzluklar yaşamışlar, çoğu zaman birbirleriyle bile konuşmamışlardır. Topladıkları mallar kendisine fayda sağlaması gerekirken, çoğu ölenlere beddualar edenler ve kötü sözler söyleyenler bile olmuştur. Ancak insanın yaptığı iyilikler kendisine faydalı olmaktadır.

Nitekim kişinin ölümüyle beraber mezara 3 şeyin gittiği söylenir, Mal-mülk, çocukları-sevenleri-akrabaları ve bir de hayır, hasanet ve iyilik amelleri.

Definden sonra, çocuklar ve malları gerisin döner, ancak amelleriyle baş başa kalmaktadır kişi.

“Bunun bilincinde olarak, neyi, neden ve nasıl topladığınıza dikkat edin” derim.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..