Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '13

 
Kategori
Eğitim
 

Toplam kalite X toplumsal kalite

Toplam kalite X toplumsal kalite
 

Toplumsal kalite


Dünyada geçmişi çok daha eskilere dayanmasına rağmen (1950-Japonya), ülkemizde son yıllarda duyulmaya başlanan ve adına bakıp küçümsediğimiz bir kavramdır: TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ.

Toplam kalite yönetimi (TKY), uzun vadede müşterinin (insanların) tatmin olmasını, başarmayı, çalışanlar ve toplum için avantajlar elde etmeyi amaçlayan, kalite üzerine yoğunlaşmış ve herkesin katılımına dayanan bir modeldir.

TKY' nin esas amaçları ise; 

  • Savurganlıkları önleme,
  • Verimliliği ve kaliteyi arttırma,
  • Şikayetleri ortadan kaldırma,
  • Maliyetleri azaltarak eldeki kaynakların optimum kullanımını sağlama,
  • İşlem sürelerini kısaltma,
  • Gelişmeleri sürekli izleme bunlara adapte olma.

Aslında işin özü: Kaynakları optimum yani en verimli şekilde kullanmaya çalışarak, olası problemleri henüz tasarım, üretim, test gibi aşamalarda tespit ederek, hem insanların problemlerle yüzleşme ihtimalini olabildiğince azaltmak hemde  israfları önlemektir.

Dolayısıyla yapılan bir bina, yol, kıyafet, ev eşyasından tutun, sonra gidebildiğiniz kadar gidin. Hepsi dahil olmak üzere, amaç henüz insanların kullanım aşamasına gelmeden hata, problemleri tespit etmek ve burada kullanılacak kaynakların verimli şekilde (asgari israf) kullanımını hayatımızın her an ve alanına adapte edebilmeliyiz.

Tabi bu hiç ama hiç kolay değil. 

Neticede bu konuyu uygulamada başarı sağlayan ülkelerin sayısı oldukça az. O ülkelerde refah seviyeleriyle bunu ortaya koyuyorlar aslında. 

Peki ne yapmalıyız: Süreç çok zor ama mantığı bir o kadar kolay olan püf nota bana göre şu:

Evde damlayan musluk, yoldaki çukur, değiştirilmesi yada çıkarılması gereken yasa, yolda olması gereken ama olmayan bir levha, fabrikanın bacası, kaldırımın yüksekliği, bir tane ağaç.........gider de gider.

Birey bazından, en üst yönetim seviyesine kadar:

Her birey yada kurum, eline geçen her fırsatta, etki ve yetki sahibi olduğu yerlerdeki aksaklıkları en hızlı şekilde gidererek orayı sistemli hale getirmeli. Gerekirse orada kendi etki ve yetkisini kaybetme cesaretini gösterebilmeli ve orayı mümkün olduğunca kişilere bağlılıktan kurtarmalıdır. 

Peki bizler ne yapıyoruz: Etki ve yetkimizin olduğu yerlerde (ev, işyeri, vb hiç farketmez) bize bağımlı olunması hoşumuza gidiyor. Bir düzenleme için aranmalıyız, fikrimiz sorulmalı, biz olmayınca aksamalı, alternatifimiz olmamalı. O zaman ben varken sorun yok, ben yokken ne olursa olsun. 

Bizler en küçük birimden, en büyüğüne kadar, herşeyi bir sistem olarak görür ve sistemin aksayan yerlerini, kişilere bağlı kalmayacak şekilde, toplumsal kaliteyi gözeterek giderirsek  olduk demektir. 

Sistem en alt biriminden en üstüne kadar, küçücük minicik şekilde bile olsa, kişilere bağlı kalmaksızın düzenlendikçe, zamanla kendi kendini yürütebilir hale gelecektir.

İşte bunu bir türlü beceremediğimiz için, toplumsal kalite gibi birşey, bizde olmuyor. Bu şekilde de olamaz zaten. Suçlu aramayalım, suçlu hepimiziz.

 
Toplam blog
: 10
: 621
Kayıt tarihi
: 26.02.12
 
 

Güncel olayları takip etmeyi çok seven biri olarak dengelerin çok çabuk değiştiği günümüzde;  Tar..