- Kategori
- Deneme
Toplamda beş kişiyiz yalnız olan bir kişi
...
Bir tanım yapacak değilim ‘’özlem’’ için, ama hakkında konuşabilirim galiba, HERKESİN KABUL EDEBİLECEĞİ BİR TANIMI YOKTU. Kimine göre beklemek, kimine göre dokunmak, kimine göre görmek, kimine göre sevmek yâda sevdiğini beklemek…
Başka ağızlardan adını duymak, ağza alınmayacak ağırlıkta müstehcen olaylarla, belki de bütün suç sadece ağza alınmayacak ağırlıktaki hafif görünümlü kelimelerde. İlk gün görünen aşka, mağazalarda söylenen yamalı kelimeler dengesinde cümleler söylenirdi. ‘’YAŞADIKÇA GENİŞLER, SEVDİKÇE GÜZELLEŞİR, FAZLA SEVME ÇEKER(GİDER), BENCE BU TAM KALBİNE OTURDU, YAKIŞTI DA…’’
Özlemek! Özletilen var olduğu sürece özlenecek, özletecek, bekletecekti. Geceler boyu kendisinden söz ettirecekti hiçbir söz söylemeden. Ve en kötüsü de oda başka birini özleyecekti, onu bekleyecekti, onu düşünecekti. Yani sen onu bekleyeceksin oda onu bekleteni bekleyecek, sen onu seveceksin oda onu sevecek, sen onu düşüneceksin oda onu düşünecek. Bir özlem döngü oluşacak, özlem ortasında dönecekti, durmadan dönecekti. Ama hiç birine DÖNMEYECEKTİ.
Özlemek nedir bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey; ben ve dört duvar yani toplamda beş kişiyiz fakat yalnız olan tek kişi BENİM…