Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Topluluk etkisi

Topluluk etkisi
 

topluluk etkisi


“Elle gelen düğün bayram!”

Topluluk birden fazla insanın geçici olarak bir araya gelmesiyle oluşur. Maçlarda, mitinglerde, düğünlerde insanlar bir topluluk oluştururlar.Biz topluluk içinde farklı davranırız. Çünkü bedenlerimiz bir araya geldiğinde, ortak bir ruhsal alan (kitle ruhu) oluşur. Böyle bir durumda, özellikle duygularımızla başa çıkmak oldukça zordur.
Bunun bizim için son derece keyif ve doyum verici sonuçları vardır. Tek başımıza yaşayabileceğimizden çok daha fazla eğlenir, heyecanlanır, yaşamdan tat alırız. Bu etki insanı sosyal bir varlık yapan en temel itkilerden biridir. İki insan bir araya geldiğinde bile bu etki açıkça görülebilir.
Ancak madalyonun her zaman olduğu gibi, bir de ters yüzü var. Topluluk etkisi, insanların kolayca kendilerini kaybedip, katliamlar yapmasına kadar da gidebilir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Güncel olarak, futbol taraftarlarının bir araya gelince ne kadar tehlikeli olduklarını hepimiz biliyoruz. Ayrıca düğünlerdeki bütün müzisyenler de bu etkiyi bilir. Herhangi bir kavganın yayılmasını önlemek için, yaralanmak pahasına da olsa, müziği kesmez hatta daha gür çalmaya başlarlar .
Topluluk etkisinin en büyük tehlikesi, bir anda çığ gibi büyümesidir. Eğer ilk kıvılcım fark edilip kontrol altına alınamazsa, iş işten geçer ne yazık ki; çünkü artık kontrol etmek imkansızlaşır bu etki dalgasını. Bu nedenle toplum polisleri, kalabalık içinde işlenen suçlara çok zorunlu kalmadıkça, müdahale etmezler olay anında, bunun yerine kimlik tespiti yapmaya veya başka yöntemlerle, topluluk dağıldıktan sonra yapabilecekleri şeyler üzerinde yoğunlaşırlar. Provokatif kesimler de bu etkiyi bilir ve topluluk içinde kullanır. John Steinbeck’in Gazap Üzümleri’ni okuyanlar anımsayacaklardır, insanların bir topluluğu harekete geçirmek için nasıl bilinçli olarak kendi arkadaşlarının kanlarını akıttıklarını! Hitler’in propaganda bakanı Goebbels, “ben toplulukların ruhunu elime alır okşar ve onları dilediğim gibi yönetirim” derken de bu etkinin gücünden söz etmekteydi aslında.
Birey olarak bu etkinin farkına günlük yaşamımızda, küçük gruplar halindeyken de kolaylıkla varabiliriz. Örneğin, çok takdir etmediğimiz, mesafeli durduğumuz bir insanla bir araya gelip sohbet ederken, bu etki sonucu çok güzel bir iletişim kurabiliriz. O insan gittikten sonra bu etki üzerimizden kalkacağından, bu sefer de ardından atıp tutarak ilk baştaki tavrımızı tekrar yakalamaya çalışırız. “Arkasından konuşmak gibi olmasın ama….” hepimize tanıdık gelen bir ifadedir sanırım. Ancak bu etkinin farkında olursak, bir araya geldiğimizde, bu bireysel tavrımızda tutarlı kalabiliriz. Böylece kendimizi bir birey olarak koruma olanağımız olur. Kendimizi istediğimiz doğrultuda ifadelendirebildiğimiz bir gün olsun hepimize!

izzetbalci@ziprotek.com 

 
Toplam blog
: 75
: 1163
Kayıt tarihi
: 06.06.11
 
 

Zihinsel Programlama Teknikleri(NLP, Hipnoz, Meditasyon..vs.) alanında, uzun yıllardır araştırma ..