Toplum, "kaynarken" üniversiteler ne yapıyor?..

Bir ülkede üniversite demek: ''Üniversal eğitim'' yapan; çağdaş eğitim sistemlerini takip edip bilimsel özerklik haklarıyla, bilgilerini, objektif olarak topluma yansıtan yüksek eğitim-öğretim kurumlarıdır.

Üniversiteler, o toplumun mihenk taşlarıdır...

Üniversiteler, tüm insanlığa  rehber ve ışık olan ' siyasi politikadan arınmış' özgür ve yaratıcı labaratuvarlardır...

Üniversitelerin yansıttığı  özgür meş'ale ışığıyla  yürüyen toplum, mutludur; huzurludur...

....

Peki bu kısaca özetlediğimiz üniversite ruhu ve eylemi bizim ülkemizde mevcut mudur ?..

Maalesef  ' vardır ' diyemiyorum... Bugün sayısı 300'leri aşan - baraka- yüksek lise muadili üniversitelerimiz -  içinde bu vasıfla haiz üniversite sayımız,  yok denecek kadar azdır.

Mesleki teknik eğitimi özendirip işsizliği önlemeyi hedeflemesi gereken iktidar, önceleri cemaat dersanelerine destek verip şişirme bir üniversite hayalini gençlerimize pompalamış; şimdi de siyasi emelleri çatışan iki grubun arasında kalan gençlikle adeta dalga geçilmektedir.

Çocuklarının üniversiteye girebilmeleri uğruna her türlü fedakârlığa katlanan ve hatta gerekirse varını yoğunu satan ailelerden, uygulanmakta olan eğitim politikaları nedeniyle uzun yıllar dershanelere yüklü miktarlarda paralar ödemek zorunda kalmışlardır.

Yoksulluk ve parasızlık nedeniyle çocuklarını dershanelere gönderemeyen ailelerden, kolejlerde veya iyi liselerde okumuş, özel dersler almış, dershanelere gitmiş çocuklarla, kendi çocuklarının aynı sınavda yarıştırılmasının adil ve ahlaki olmadığını azıcık vicdanı olanlar bilmektedir.

Önüne konulmuş türlü engelleri aşarak üniversitede okumaya hak kazanan çocukların ve ailelerin, öğrenim süresince katlanmak zorunda kaldıkları ekonomik zorluklardan iktidar habersizdir.

Başbakanın yarattığı bu ucube - Kızlı /erkekli ' krizi nedenyle, Üniversite okumak için gittikleri birçok ilde, öğrencilere ev verilmediği konusunda şikayetler ayyuka çıkmıştır.

Birçok ilimizde oturulmayacak evlerin üniversite öğrencilerine üstelik de ederinin kat be kat üzerinde kiralandığı konusunda hükümet bilgilendirildiği halde sonuç ' fos ' tur.

Üniversite öğrencilerinin çok büyük bir bölümünün yol parasından tasarruf uğruna her gün kilometrelerce yolu yürüyerek okullarına gitmek durumunda kaldıkları bilinmektedir.

Üniversite öğrencilerinin çok büyük bir bölümünün tek öğün yemekle koca bir günü geçirmek zorunda kaldıkları ve ısnma sorunlarının oldukları acı bir gerçektir.

Başta aileleri olmak üzere türlü sıkıntılara katlanarak üniversite mezun olan ancak kendi branşında iş bulamayarak, işportacılık, semt pazarcılığı, hatta taşeron firmalarda temizlikçilik yapmak durumunda kalan diplomalı işsiz üniversite mezunların İstanbul nüfusu kadar olduğunu bilmeyen var mı ?..

....

Daha yüzlerce ağır sorunlar altında yok edilen bir gençlik, bugün bakan çocuklarının bir ülkeyi, babalarıyla birlikte nasıl soyduklarını korku filmi gibi izlemektedir.

Trilyonlar içinde yüzen bu fırsatçılar karşısında, o çocukların anaları ağlamaktadır.

Anası ağlayan bir toplumun derdine derman olmaları için meclise gönderilen vekiller aymazlık içindeyse; hukuk da felc olmuşsa, bu gidişe DUR diyecek olan kimlerdir?..

Kanaat önderleri; âkil adamlar (?) TV'lerde, zalimin yanında  yalakalık yarışına girip  hamasi nutuklarla ceplerini doldururken, o ülkenin bilimsel özerklik sahibi olan ümniversite hocaları, fakülte dekanları; üniversite rektörleri ve üniversitelerin SENATOLARI sessiz kalabilir mi ?..

Kalır...

Niye kalır?..

Çünkü onlar üniversiteleşme evrimini tamamlamamış içi boş devlet memurlarıdır.

Dünya bilimsel buluş ve yayın literatüründe adı geçen kaç üniversitemiz var ?..

Üçü geçmez...

3/ 350: ....Buyun hesabını yapın...

Toplum surunlarına fransız kalan hukuk fakültesi sayımız 70 lerde...Gerisini siz düşünün artık !..

Son 10 yıl içinde, toplumsal sorunlarımızın yaratıcıları olan ikltidarı ve onların yandaşlarını kınayan kaç üniversite senatosu bildirisi okudunuz ?.. Koca bir hiç !.. Şeyinden, koltuğundan korkan rektör-dekan ne işe yarar ?..

Hoca yalakalık yaparsa cemaati da zil takar oynar...Yazık oluyor bu ülkeye ...

............

'' Dünya Kadınlar Günü ''...Kutlanırken (?) ülkemizde miyonlarca kadın, şiddete uğrayıp yoksulluklar içinde yaşarken ve evlatlarına KÖTÜ ÖRNEK OLAN TC tarihinde görülmemiş bir '' Hortumcular- Hırsızlar, Tapeler '' vb. rezillikler silsilesine tanık olarak -tarihi ACI günler yaşarken bunlara seyirci olan TÜM ÜNİVERSİTE SENATOLARINI KINIYORUM...