- Kategori
- Dostluk
Toplum aydunlatucusi Tarik alias Faruk Sürener'i hatırlıymisunuz? Aha işte oni çağıriyrum daa.
Resim için sn. Mumcu'ya müteşekkür edeyrum:)
Geçenlerde blog kategorisine yazdığım bir yazıda bahsetmiştim ondan: “MB’nin kahkaha tufanı koparan mizah yazarı diye söz ettim kendisinden.: Başlıktan da anlayacağınız gibi buradan sahneye Faruk Sürener’i ve onun yakın dostu, kardeşi Tarik’ı davet ediyorum:
“ Ula Tarik, ha bu yazu bitene gada gelecesun buraya bilmiş olasun oni.”
Sizlere uzun uzun Faruk Sürener’in namı diyar Tarik’ın nasıl bir yazar olduğunu anlatmayacağım. Onu, aydınlattığı blog yazarlarının hakkında söylediklerinden tanıyalım:
Öncesinde kendisiyle alakalı bazı bilgiler sunuyorum:
Profilinde iyi derecede inglizce bildiğini, derdine anlatacak kadar da Japonca bildiğini, ama dertlerini anlatıpta japonları sıkmak istemediğini belirten Faruk Sürener”in sizinde şapbadanak anlayacağınız gibi yazdığı kategori: “Mizah”.
Sayfasının adı ise “ Mizah mizah içindir “
Faruk Sürener’in karadenizli bir tanıdığı olan Toplum aydınlatıcısı Tarik ise para karşılığı ( başlık parası ) onun sayfasında yazan bir projektördür.
Şimdi onun hakkında, ışıl ışıl olmuş okurlarının söylediklerini kendi ağızlarından dinleyelim.
Yeşim Özdemir: “ He is so Fani / Bizleri aydınlatmak için hiçbir fedakârlıktan kaçmazdı/ Ne kadar aydınlatıcı bir şahsiyet olduğundan hiç bir zaman şüpheye düşmemiştim.
Seyran Aksoy: Öldüm gülmekten / ilaç gibi geliyordu yazıları
Eylül:Bir eşekten dolayı ortalığı birbirine katan yazar idu
Sabiha Rana: Bana üle geliyki onu acayip özleyeceğim
Duru Dal ( Gerçi oda bizi terkender arasında ama belki okur bu yazıyı ): Nöbetçi aydunlatucu seçimi çok yanlış idu
Uçurtmalar:Önünü kesebilirler diye uyarmıştım onu
Alptekin Yıldız: Birkeresinde sabah saat 5, 30’a kadar aydınlandım, ışıl ışıl oldum / Çok keyifli aydınlatmalardan mahrum bırakmamalıydı sevenlerini
Nebahat Demirtaş: Aksanı mükemmel ( Karadenizin güzelim insanı )
Dilek Ç.:Florasan gibiyim, aydınlandım, ışıl ışıl oldum çok şükür!
Tijal: Ondan karadeniz dilini öğrendim. / Bizleri aydınlatmak için hiçbir fedakâlıktan kaçmazdı
Emel Dedeoğlu:Allahım ölmek istiyorum, İnglizceden nefret ederim.
Okan Tınmaz: Ne alakası var Emel şimdiJ))
Sevgili Aynur Ablacımmm ( Ayrıntıda gezinmek ): O karadeniz uşağını bi defasında suç üstü yakaladım.
Feyhan Hanım: Tarik, Faruk Abi’den daha aydınlatıcı yazayi
Sevgili Serap İnce: karadeniz dilinin de da’ sını öğrendim sayesinde
Medisis: Yazıları çok eylenceliydi
Shalimar:Çok güldüm çokkkk / Elime terliği alasım, öyle hergeleyi evire çevire dövesim geldi. Nedendir acep?
Mavinin güncesi Hanife: Çok ama çok aydınlatıcı bir yazardı
Osman Yıldırım: Okuyamayrum ama okuyasum gelii.
Ahmet Aydın: Ona o gada “ Ule tevam et yali yali “ dedum. Yoksa artık bıraktımı yazmayi
Sevgili Mine Ablam: İnanın şimdiye kadar okuduğum bloglar arasında, beni böylesine güldüren, sevdiğim karadeniz şivesiyle yazan, zeki mizahlarla henüz karşılaşmamıştım
Okan Tınmaz: Mine Abla Faruk ile alakalı söylediğin yoruma birebir katılıyorum
Fulya: Vallahi sabaha kadar öyle güldümki ne diyeceğimi bilemedim.
Eveeeet sevcilu okurlar cördüğünüz cibi Işıl ışıl aydınlanmış bir hayran çitlesi olan Tarik ile Faruk abilerimizun ceriye dönmesu için yeterli sebep bulmaktayuz, diyecektim yine cümleyi çok uzattım. Ula hala bir çözümünü pulamadım şu uzun cümleden kurtulmanın.
Ula Tarik duydunmi hayran çitlenun seni nasil özlediğini. Ula bu gada çağırıştan sonra celmez ise fur o İlhami daa.
Faruk Sürener’den seçmeler:
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=76673 Eşek gözleri
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=69586 Islak ve karanlık idu gece 1
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=57980 Çekingen misinuz değilmisinuz ne sinuz
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=48244 Du yu spiç ingliş da
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=46595 Aşikmisunuz değilmisunuz ne sinuz
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45192 Pilog ( blog ) işinu çözdum
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=91913 Tarik aydunlatayi 13 Şubat 2008
Ve daha neler neler: Bu güne kadar kendisinin yazılarını okuma fırsatı bulamayanlara duyurulur. Aydınlanmak için geç kalınmaz. Karanlığın neresinden dönülürse kârdır. Sizin yerinizde olup, onu yeni tanıyıp okumaya başlamak isterdim.
Son not: Dikkat kasıklarınız ağrıyabilir.
Faruk Sürener’in bir pilogundan alıntı:
Hepinize aydunluk günler dilerum.
Hoşça kalın daa.
( Hayır göz yaşı değil yanağımdan süzülen, göz nezlesi alerjisi olmuşum daa. Ondan yani.)
Not 1: Yorumlarıyla benu yanlız bırakmayan “ Okan Tınmaz, Yeşim Özdemir, Seyran Aksoy, Tijhal, Ayrintida gezintulemek, Feyhan, Alptekin Yıldız, Serap İnce, Medisis, Emel Dedeoğli, Duru Dal, Shalimar, mavinin güncesi/ Hanife ve şu anda ismi aklıma gelmeyen nice arkadaşlarıma müteşekkürü bir borç bilirum.
Not 2: Bi notum daha varidu ama şimdi hatırlayamadım oni.
Not 3: Hah hatırladım Faruk Abim yazmayı bırakmayi...
Seni özlüyoruz arkadaşım.
Saygılarımla Okan
Vallahi son not: ( isimleri geçen blog yazarlarının söyledikleri sevgili arkadaşım Faruk'un sayfasına yazılmış yorumlardan alıntıdır, bazı hallerde anlam itibari ile aktarılmıştır. Bu blog Faruk içinde bir süprizdir )
Sevgili Editörlere not: Hadi verin ama artık yayına lütfen. Çok rica ederim.