Toplum bilinci

Kendini bulamamış, dünya sahnesinde insan rolünü benimseyememiş, sapkınlığı yol edinmiş, insan sıfatını hak etmeyenler var.

Eğriyi doğrudan ayıramayan bir insan düşünün.

Eli, himayesi altındakine uzanıyor. Kısaca, elinin altındakine göz dikiyor.

Baskı uyguluyor. Tecavüz ediyor.

Bunu yaparken de, sadece bedenini değil, ruhunu da hedef alıyor. Hem de bunu, o anlık nefsinin açlığını doyurmak için yapıyor.

Kime? Ve Kimlere?

Kızına, oğluna, torununa, yeğenine, komşusuna, bebeğe, çocuğa, beslediği hayvanına, hayvanlara, kadınlara, erkeklere. Elinin ulaşabildiği her masum canlıya…

Dünyanın geldiği son durum nedir?

Karmaşa, savaş, ölüm, kirlilik, haksızlık, zulüm, tecavüz, hiçe sayılma…

Hak nedere, Adalet nerede?

Zulme uğrayanlar, kendilerine yapılandan razı ise, Rahman da onların razı oluşundan razıdır.

Bir kimse kendisine yapılmasına reva görmediği bir eyleme izin vermediği zaman, gerekli direnci canı pahasına da olsa göstermeli ve bu durumda ancak yardımını Allah’tan istemelidir.

Hakk, birini diğerine asla tercih etmez. Çünkü her insanın aklı, fikri, vicdanı kusursuz bir şekilde yerli yerindedir. Kullanamıyorsa, ifade edemiyorsa, bunun için mücadele veremiyorsa, her türlü zulme baş eğip de susuyorsa, bunun cezasını ve sonuçlarını neden Yaratıcıya yükleyelim?

Hayır diyebilmenin zor olduğu yerlerde zulüm kaçınılmazdır. Çünki zulme uğrayan "hayır" dememiş, sessiz kalmış ve hayrını bulamamıştır.

Toplum Bilinci. Her fırsatta tekrarlanan, hala anlamını kavrayamadığımız bir konu.

Topluma yapılan hizmet, en büyük himmettir.

Bunu idrak edemediğimiz için,

Her yağmur damlası ruhlarımızda sel izi bırakır oldu.

Her esinti, bir kasırga etkisi yaratır oldu.

İğneler girdikçe bedenlere, canlar acıyacak.

Unutmayalım ki, sana bakılan şekil, yarın senin de ona bakacağın şekle dönüşür. Aleme hangi nazarla bakarsan sana da öyle bakılacaktır.

Selamlar…