Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Toplum karakteri iyileştirilebilir mi?

Toplum karakteri iyileştirilebilir mi?
 

Kendimi bildim bileli toplumumuzun genel karakter yapısını ,karınca kararınca ve kendimce, inceler ve irdelerim.

Toplumun genel karakter yapısını oluşturan temel unsurlardan bazılarının asla değiştirilmeyecek gibi görünmeleri ve bir hastalık haline dönüşmüş olmaları beni çok düşündürür.

Bu hastalıklı hallerin başında " SUÇU VE HATAYI KABUL ETMEMEK VE BAHANELER UYDURMAK " gelir.

Bu halin örneklerini yaşantımızın her safhasında görürüz.

Hırsızlık yapan şahıs avaz avaz bağırır, etrafındakilere küfürler savurur. Şirretleşir.

Futbol maçlarında faul yapan, rakibinei gayet net tekme atan bir çok futbolcu, hakemin kararına şiddetle itiraz eder, hatta üzerine yürürür, ağızının içinde küfür eder.

Türkiye gündemine 10 aydır hakim olan Şike davasıyla ilgili olarak 400 sayfalık iddianeme, 10 tutukllu ve 90 tutuksuz yargılanan sanık ve yüzlerce tapeler (delil kayıtlar) varken,halkın gözünün içine baka, şike yoktur kararı alınır.Toplumun zekası hiçe sayılır.

Okullarda süt dağıtımı projesine başlanır ki mükemmel bir projedir, ama yüzlerce öğrenci zehirlenir. Gerçek hatanın ne olduğu açıklanacağına, süt içmeye alışık olmayan çocuklarda " SÜT ENTOLERANSI " nedeniyle zehirlenme olduğu söylenir.( Diyarbakır Valisi zehirlenme nedeni psikolojiktir demiştir ) Madem süt entoleransı diye bir semptom var, o halde bu mükemmel proje uygulanmadan önce gerekli araştırma neden yapılmadı." Biz, bunda suçluyuz " diye neden söylenmez. Ayrıca 1950'li yıllarda okullarda yine süt (süt tozu ) yardımı uygulandı, niye o zaman zehirlenme olmadı? O zaman bu semptom yok muydu ?.

Hele hele asla affedilemeyen ve önüne geçilemeyen diğer bir hastalığımız da ZIRVALAMAKTIR.

Üzümünü ye, bağını sorma, ( araştırma, soruşturma, kaderine razı ol . )

Can boğazdan gelir, ( ye yiyebildiğin kadar, obez ol ! )

Kervan yola düzülürken dizilir, ( plansız ,programsız ,hazırlıksız hareket et, işini tesadüflere bırak )

Okumak cahilliği giderir, eşşeklik baki kalır, ( okumakla karakterin ne alakası var ?. Tahsilli adam namussuzsa, genlerinde bu varsa namussuzdur, hainse haindir, çekingense çekingendir, eşşekse de eşşektir. Biz tutmuşuz okumakla karakteri bağlantılı hale getirmişiz. Şunu mantıklı demek doğru olurdu : OKUMAK KARAKTERİ DEĞİŞTİRMEZ. )

İki gönül bir olursa, samanlık seyran olur,

vs. vs. vs.

gibi mantıksız söylemleri söyler dururuz ve bir şey söylediğimizi zannederiz.

Zırvalıklar yalnız bu konuda değil her konuda arz-ı endam eder ve de özellikle menfaatimize dokunduğu zaman tepe yapar, rekor kırar.

Bir vatandaşımız oturduğum sitede, dubleks yazlık alır. Daha sonra satın aldığı bir alt katı bu dubleksle birleştirir ve " benim evim bundan sonra triplekstir " diye ilan eder ve yükümlülüklerine buna göre yerine getirmeye başlar. Tabii ki bu durum mahkemelere taşınır. Düşünün, tapu kaydı,elektrik saati, ayrı olan, emlak vergisi ayrı ayrı ödenen iki müstakil daire birleştiriliyor ( biri dubleks) ve bu birleşen daireler " müstakil tripleks " olarak ilan ve kabul ediliyor sahibi tarafından. Bu uygulama daha sonra, aynı sitede, aynı " birleştirmeyi " yapan, bir çok kişi tarafından da, aynı mantıkla "tripleks villa " olarak kabul ediliyor. (Bu bizzat benim yaşadığım ve mahkemeye intikal ettirdiğim bir olaydır.) Oysa aynı sitede bambaşka yapıda tripleks evler vardır. Bu zırva durum, mal sahiplerine, bir türlü anlatılamamıştır.

Acaba diyorum bu toplumsal rahatsızlıklar düzeltilebilir mi ?,

Eğitimle bu durum değişir mi?

Hiç zannetmiyorum. Zırvalıkları yapanların çoğu eğitimli kişiler.

İğne, ilaç işe yarar mı? Onu da zannetmiyorum.

Belki diyorum " genlerle ilgili değişim " bir çare olur.


 

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..