Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Toplum Mühendisleri Tiyatrosu

Toplum Mühendisleri Tiyatrosu
 

Görsel ve işitsel medyada gece-gündüz demeden büyük “özveri” ve “cesaret” göstererek karşılıklı tartışan; birbirlerine olmadık hakaretleri yağdırdıktan sonra ertesi gece bir başka televizyon ekranında “düello"ya veya rövanş almaya çıkan 60-70 gazeteci, akademisyen ve siyasetçi 5-6 yıldır oturma odalarımıza, hatta yatak odalarımıza her gece misafir olmadan edemiyorlar!

Bazı ekranlarda ise -ya hararetli tartışmalara gerek görmediklerinden veya tansiyon hastası vs olduklarından- karşıt görüşlere yer verilmeksizin benzer fikirli/zikirli bay-bayanların birbirlerini onaylayan düşüncelerini dinliyor, izliyoruz. 8 yıl önce söylendiğinde en az 8 yıl hapis cezası verilecek çok ciddî suç unsuru içeren kışkırtıcı ve hakaret edici fikirleri/sözleri mükemmel bir soğukkanlılık içinde ne güzel de ballandıra ballandıra anlatıyorlar!.. Büyük hayretler içinde izliyorum bu "tiyatro"yu bunca yıldır yaşatmayı başarabilen oyuncuları! Empatizan da olmak istiyorum; ama beceremiyorum bir türlü!

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı benimsemiş geniş halk kitleleri de, asıl işleri “toplum mühendisliği” olan bu medyatik figürleri dinleye dinleye, kendilerince “mantıklı” buldukları fikirlere hak vermeye ve bir “görüş” sahibi olmaya başlıyorlar; tabii bilinçaltlarına yığınak yapan tekrarların kendilerini ötekileştirdiğinin ve toplumsal bölünmelere alet ettiğinin ilk zamanlarda farkına varmaksızın...

Ülkemizin her köşesindeki vatandaşlara etki edebilen bunca “başarılı” toplum mühendisliğine rağmen, konuştuğum insanların büyük çoğunluğunda bir kafa karışıklığı görüyorum. Hem fikirleri, hem psikolojileri, hem de duygusal örgüleri epeyce kırılganlaşmış, toplumsal ve tarihsel bellekleri silinmeye başlanmış! Son derece bilinçli, kararlı, inançlı ve ne istediğini bilen bazı insanlar ise -kanımca- küçük bir azınlığı oluşturuyorlar. Epeyce kaygı verici bir durum değil mi bu? Eğer öyleyse, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünden sorumlu kurumları, yönetici koltuklarında oturan siyasileri, bürokratları, sosyologları, bilim insanları ve de devletin görünmez güçleri neden bütün bu olup bitenlere seyirci kalıyorlar; hatta bazıları zaman zaman niçin ateşe körükle gidiyorlar?

Dış dünyayı da kendi kaynaklarından izliyorum; görüyorum ki bu durum sadece ülkemizde değil -birkaç ülke dışında- tüm dünyada aynı yöntemler uygulanarak süregidiyor! Öyleyse, diyorum, işin içinde bir "küresel tezgâh" var! Farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerden, farklı dilleri konuşan ve farklı inançlara/ülkülere sahip insanların aynı “şarkı”yı söylemeleri, “aynı telden çalmaları” kuşkularımı sürekli arttırıyor. Ve kaldırdığım bazı taşların altından endişelerimi haklı çıkaran "pis kokular" çıkıyor.

Zaten epeyce bir zamandır “Bu şarkıyı kim besteledi?” sorusunun yanıtı peşindeydim. Ve telif hakkı dahi istenmeden neden tüm dünya medyasında aynı nakaratlar tekrarlanıyor, çalınıyor, söyleniyor, okunuyor sorusuna yanıt arıyordum. Ülkemizde süregiden köklü değişikliklere yol açan iktidarın tasarrufları ve medya aracılığı ile uygulanan toplum mühendisliği, küresel bir mühendisliğin parçası mı, değil mi?.. Parçası ise, işin içinde bir “Makro Plân” olması gerekir; böyle bir plân yapılmışsa, bunu yapanlar kimlerdir ve bu gizil güçlerin nihai amaçları ne/ler/dir?

.

Dip not: Birkaç yıldır izini sürdüğüm bu “küresel tezgâh” hakkında edindiğim bilgileri ve izlenimleri gelecek blogda paylaşacağım sizlerle...

.

.

.

Günün sözü: “Eğitilmemiş bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz; ama seçim yaptığını zanneder. / Eğitilmemiş toplumla seçim yapmak, okuma-yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar saçmadır. / Eğitilmemiş toplumun seçimiyle iktidara gelenler ise, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan madrabaz hırsızlardır.” Friedrich Nietzsche (Niçe)

 
Toplam blog
: 147
: 2923
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İngilizce öğretmeniyim, çevirmenim, dilmaçım, araştırmacıyım. / Beş kitabım var: Beynin Kimliği, ..