Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

Toplum neden geriliyor?

Toplum neden geriliyor?
 

Toplumun varlığını anlatan bu tasarı yazar Elif Ezgi'den alıntıdır


Sanal ortamdaki bir arkadaşım erkenden soluk soluğa
‘Ne mi oldu Kızlı-Erkekli gündeminden sonra' diye yazdıktan sonra başlamış sıralamaya:
'On iki (12) milyon işçinin kıdem tazminatı kalktı.
Devlet Nişanı'ndan TC ve Atatürk silueti kalktı.
Marmaray rezaleti unutturuluyor.
Meclis'te türban unutuldu nerdeyse.
Dolar 2 TL'yi geçti…’ diye yazmış.

Günlerdir yorgunum, uykusuzum, desem yeridir.
Yaşlılıktan dolayı bazı konularda artık parlayıveriyorum.
Yazın bir olaydan dolayı bacılarım ‘abi yine titremeye başladın’ dediler.
Gülüp geçtim ‘Yaşlılıktandır. Bazı konulardaki anlayışsızlıklara dayanamıyorum artık’ dedim.
Ayrıca uyku hapı yutmamaktan olsa gerek uykusuzum.
İşte böyle bir ‘halet-i ruhiye’ içerisinde iken arkadaşımın yazdıklarını düşünmeye başladım üşengeçliğimi bir yana atarak.

İçimden:

‘Peki, bunlar oldu, oluyor.
Maddi ve manevi yönlerden korkunç bir sarmalın içinde yüzüyoruz.
Gerçekte hangi iktidar döneminde böyle durumlar yüzünden apışıp kalmadık ki?
O birileri gündemde kalabilmek, yeniden seçilebilmek ve nice duygusal aparımlarda bulunmak için neler neler yapmadı?
Peki, bize göre ‘böyle de olmaz ki’ gibi gelen her türlü uygulama ‘yasal’ değil mi, diye konuşmaya başladım.

Bunları yazayım dedim birden.
‘Bal gibi de y a s a l!
Çünkü TBMM onaylı yasalar ile iktidarlarca onaylanan yönetmeliklere uygun her iş!
Peki, bildiğinizi sandığım aşağıdaki dökümleri okuduğunuzda içiniz bir kez daha ‘cız’ etmeyecek mi?
Daha çok da tek parti iktidarları aşağıdaki işleri yapmadı mı tepemize vura vura' diye başladım söze.

Sonra kendisi de benim gibi Batı’dan çok Güneydoğu’da çekimlerde bulunmuş olan değerli arkadaşımın yazdıklarını da göz önüne alarak karşınıza çıktım yeniden.
Onun bir çırpıda yazdıklarına ek olarak aşağıdaki siyaset sanatı oyunları da oynanmadı mı diye sorayım dedim noksan aklımla:

Peki, tapu dağıtımı,
Faizin de dövizin de serbest bırakılması,
Çarpık kentleşmenin hızlanması,
Ülkenin bölünebilirliği için Büyükşehir Belediyelerinin yaygınlaştırılması,
İktidar yanlısı yeni yeni zenginler, Papatyalar, Prensler ve nice makamlar için hazinenin sonuna kadar kullanılması gibi dayatmaları unuttuğumuzu sanmasın h i ç kimse.

Ayrıca:
‘Bağımsızlık’, ‘Adalet’, ‘Halkçılık’ ve ‘Milli Birlik’ yerine partizanlığın güçlendirilmesi,
Turizm adına kıyıların talanı,
2B paylaşımı,
Kaçak Yapıların Affı,
AOÇ İçerisinden Yol Açılması,
Gezi Parkı içine Damat Gürcü Halil Paşa anısına Rus ve Hint Mimarisi kırması bir ‘askeri kışla’ ve AVM kondurulması ve
ODTÜ Ormanından (3000) kadar Ağacın Kesilmesi de y o k mu?
Bu uygulamalar karşısında TBMM’deki muhalefeti geçelim, çoğunluğu bıyıkları yenice terlemiş gençlerden oluşan birkaç bin kişi dışında kim ne yapabildi?

Öte yandan:

Kapitülasyonları da aratmayacak içerikteki Batı'ya Teslimiyet,
Osmanlı Devletinin Kurucusu Osman Bey ile torunlarının unutulması,
İşsizlik,
Dokunulmazlık,
İş, ihale ve aş dağıtımındaki liyakatsizlikler,
Tapusuz arazilerin topraksızlara dağıtılması,
Özellikle (2000) kadar HES kondurmak için dayatılan çevre duyarsızlığı,
Toprak Ağalıklarının kaldırılması,
TBMM'de aklanmayan yıllık bütçeler,
Emekliler ve Asgari Ücretlilerin aylıklarındaki cüce artışlar nasıl unutulabilir?

Yine ayrıca:
Dökümü yayınlanmayan Örtülü Ödenekler,
TC adı ile birlikte TC Devleti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün unutturulmaya çalışılması,
Aydan aya artış gösteren Dış Borç ve Cari Açık,
Partizanlık içerikli olarak 'İşe adam yerleştirmek' değil 'adama iş bulmak' çılgınlığı,
Yerli Araba, Yerli Bilgisayar, Yerli Cep Telefonu ve Yerli İş Makinesi Yapımı,
Eğitim sarmalının 'Milli Birlik ve Kardeşlik' içeriğinden yoksunluğu,
Öncelikle siyasette ve maliyede şeffaflığın olmaması,
Emekliler, öğrenciler, ev kadınları, yazarlar ve sanatçılar için 'part time' çalışma yollarının açılması,
İçerisinde yetim, dul, şehit ve gazilerimizin de hakkı olan vergilerin çarçur edilmemesi ile
Açık toplum düşmanı Terör Örgütünün emelleri doğrultusundaki kimi uygulamaları da unuttum sanılmasın ha.

Bütün bu çalkantılı ve çatışmalı durumlardan dolayı 'toplumda huzur var, her şey yerli yerindedir' diyebilir miyiz?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..