Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '20

 
Kategori
Deneme
 

TOPLUM VE AYDIN PROBLEMİ

Türkiye gibi ülkelerin sıklıkla karşılaştığı bir durum vardır. Yazarları, sanatçıları halkından halkının neredeyse taptığı, kitapları milyonlarca satan ve müzikleri dillerden düşmeyen, filmleri kapalı gişe haftalarca izlenen sanat ve edebiyat camiasının önemli mihenk taşları denebilecek bu insanlar milli bir meselede halkın neredeyse yüzde sekseninin evet dediği bir konuda halktan farklı düşmekte ancak yine de en popüler yazar, çizer, şair, sanatçı olarak hayatlarına devam etmektedirler.

Halk buna çoğu zaman anlam vermez. En temel konuda halkından ayrılan yaşantısı halkın hiç de onaylamadığı bir şekilde olan, kendi çocuğunda böyle bir özellik görse neredeyse evlatlıktan reddedecek raddede olan bir yaşantı haline sahip kişi ve kişiler nasıl olur da halkın sevgilisi, halka rol model diye sunulabilir diye kafa yoranlar günlük meseleleri haytalarında önemli bir yer tutan halkta elbette azınlıktadır.

Ne yazık ki bir halkın gerçekte bir kimlik oluşturması her şeyden önce kendi aydınını, kendi sanayicisini kendi düşünürünü kendi sanatçısını yetiştirebilme kabiliyetiyle doğru orantılıdır. Ancak halka ne kadar iç içe olursa aydın, okumuş, düşünür takımı en azından bizde böyledir; değeri düşer. Bu duruma bizim toplumda bazıları “ev tosunundan boğa olmaz” derken bir kısmı da  “ev tosunundan öküz olmaz” diyorlar. Kendini aşağıda gören bir toplumun üyelerine de yakıştırabileceği şey; yine kendi değeridir. Hâlbuki çocuklukta bildiğiniz o sümüklü kütüphaneler devirmiş, ülkeler görmüş, dünyada ciddi buluşlara imza atmış olmasının pek bir önemi yoktur. Ona kolayca ulaşabiliyorlarsa aşağılar kendi yanlarına çekerler, ulaşamıyorlarsa başka yakıştırmalar yaparlar, kısacası bilgi ve bilgelik derecesi ne olursa olsun kendi sınıfının içinde değer bulmaz. Niye böyledir? Bunun çeşitli nedenleri vardır. Her şeyden önce bu durum kişilerin ve toplumun kendine biçtiği değerle alakalıdır. Öte yandan bazı gruplarsa içlerindeki değerleri bire bin katarak pazarlar ve hem o değerlere kendi mesajlarını da katarak onu yüceltirler hem de başkalarından almaları gerekenleri o değerler vasıtasıyla alırlar.

Daha önce toplumsal arka plan diye bir kavram ortaya atmıştım ki burada da söz konusu kişi ve grupların özenle yetiştirildikten sonra kendi toplumları üzerine çalışması sağlanır ki hem mesajlar iletilirken insanlar şüphelenmesin hem de mesajlar daha çabuk yerine ulaşsın söz konusu isimler bazen öyle sıradan isimler değildir de hem saygı duyulan geçmişte yaşayan bir padişah ismi, dini karaktere sahip başka bir isim hatta Atatürk’ün önadlarına sahip kişiler de olur demiyorum, olabilir. Bu çalışma birçok alanda geçmişte yapıldı, "Asena" isimlerini kimlere sahne adı, "Ergenekon" adının hangi terör örgütüne ne amaçla verildiğini düşünmeye başlayabiliriz...

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..