Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Toplumsal Düğümler ( 4 )

Toplumsal Düğümler ( 4 )
 

Hayal etmek güzeldir!


Gözümüzün önünde duran ve canımızı acıtan koskocan sorunları gerçekten göremiyoruz. Ya da görüyoruz ama yeterince üzerinde durmuyoruz. İrdelemiyoruz. Sorunu çözmek için varımızı yoğumuzu seferber etmiyoruz. Hep yüzeysel olarak üzerinde duruyoruz. Toplantılar yapılıyor, sendikalar yürüyor ama sorunu çözemiyoruz. Esasında devlet yetkili organları da bu sorunla ilgileniyor ama çözümler yeterli değil. Belirtmeyi istediğim sorun : ÜCRETLER VE MAAŞLARIN DÜŞÜKLÜĞÜ 

Devlet , " memuruna", özel sektör de, " işçilerine " rahat geçinebilecekleri maaşı veya ücreti veremiyor. Temel neden mali kaynak yetersizliği. 

Devlet yeterli vergi geliri elde edemediği için, özel sektör de yeterli kar sağlayamadığ, yani yeterli iş hacmine ulaşamadığı için, (cirosu düşük olduğu için) ücretleri istenilen seviyeye çıkartamıyorlar. 

Benim bildiğim ve bizzat da şahit olduğum üzere 60 yıldır bu böyle devam ediyor. Daha önceki yıllarda devlet memurlarının çok iyi maaş aldığı söylenir. Hatta aileler damat olarak devlet memurunu tercih ederlermiş. 

Evet 50 ila 60 yıldır ücretler ve maaşlar Türkiye'de yetersizdir ve bu sorun bütün haşmetiyle gözümüzün önündedir. 

Bu muhteşem sorun bir türlü çözülemez. Bir çözülse halkımızın yaşam seviyesi bir dereceye kadar normale erişecek. 

Öyleyse ne yapalım? ÜCRET VE MAAŞLARI ARTTIRMA KONUSUN CİDDİYE ALALIM. 

Nasıl? 

Bakın çok çarpıcı örnekler vereceğim. 

1) Türkiye için çok önemli olan GAP projesine girişildi. Senelerce her gün binlerce dolar bu projeye akıtıldı. Halen de kısmen devam ediliyor. Keşke rakamlar elimde olsa da yazabilsem. Acaba kaç milyar TL harcandı? Bu proje için kaynak bulunabildi. 

2) 1980' e kadar siyah beyaz televizyon seyrediyorduk. Renkli televizyon yoktu. Kanal sayısı çok azdı. Renkli televizyon ve renkli yayın talep ediliyordu. Bu talebe verilen cevap ise: renkli filmin çok maliyetli olduğu ve ülkemizin bu tüketimle başa çıkamayacağı şeklinde idi. İmkansız deniyordu. Ama bakın uzun yıllardır renkli yayın izliyoruz ve kanal sayıları 100'ü aştı. Demek ki isteyince yapabiliyoruz, kaynak bulabiliyoruz. 

3)Başımızın belası Terörü önlemek için yaklaşık 25 senedir, tabii ki mecburen, milyon dolarlar harcıyoruz. Yani ister istemez kaynak ayırıyoruz. Maaş ve ücret düşüklüğünün de terör kadar insanlarımızı tedirgin ettiğinin farkında değiliz. 

4) Ülkemizin bir çok yolunu duble otobanla donattık. Tamam çok iyi yaptık, bir çok bakımdan özellikle ekonomik açıdan çok önemli. Ancak demek istediğim o ki, kaynak ayırabildik. Senelerce niye yapılmadı da, istenince yapıldı. Demek ki istemek ve ciddiye almak lazım. 

5) Üç büyük şehrimizde Üniversite vardı. Şimdi aşağı yukarı her ilimizde Üniversite var. Çok güzel. Harika. Diyecek bir şey yok. Demek ki işi ciddiye aldık ve üniversite sayısını arttırdık. Kaynak ayırdık. Çare bulduk. 

6) İki tane muazzam spor tesisi yaptık son bir iki sene içinde: TT Arena Stadı ve Palandöken Kayak Tesisleri. İki tesisin toplam değeri 1.2 Milyar Türk Lirası. Yapanlardan Allah razı olsun. Teşekkür ederiz. İsterlerse inanıyorum ki bir kaç tane daha böyle tesisler yapılabileceklerdir. Ancak demek istediğim o ki, ücretler ve maaşlar konusunda çok pasif kalınıyor. 

7) Son iki senedir yüzlerce rezidans, gökdelen, havuzlu siteler yapıldı, yapılıyor. Hem özel sektör hem de devlet kuruluşları bu inşaatları yapıyorlar. Kaynak nasıl bulunuyor? Demek ki istenirse bulunuyor. 

8) Hızlı tren yolları yapılıyor, tüneller kazılıyor, Marmara Ray yapılıyor, Üçüncü Köprü ve çevre yolar yapılıyor, Ardahan Erzurum demiryolları yapımı ve Karadenize demiryolu yapımı projeleri hazırlanıyor. Hep bu yatırımlara kaynak ayrılıyor. Harika , çok güzel, teşekkür ederiz. Gurur duyarız. Hepsi tamam çok güzel işler. Peki halkın geçim sıkıntısı niye düşünülmüyor. Veya düşünülüyor da çözüm bulunmuyor. 

Hep söylenen şu: Ekonomik kalkınma sağlansın halkın refah seviyesi de artacaktır. 

Kardeşim ekonomik gelişme kaydediyoruz. Krizden etkilenmeyen üç dört ülkeden biriyiz. Kalkınma hızımız çok iyi. Ama ücretlerde kıpırtı yok. Yoksul insanlarımız var. Nasıl bir şey bu? Yoksulluk sınırında insanlarımız var Türkiyemizde . Bir türlü anlıyamıyorum. 80 yıldır bu sorunu çözememişiz. 

Neden bu sorunu çözemiyoruz ? Belki komplo teorisi gibi gelecek ama, ben bunu Mali Otoritede yer alan ekonomi uzmanlarının Batılı Ekonomistlerin İktisat Teorilerinin etkisinde kalmasına bağlıyorum. 

Türkiye'de fakültelerde okutulan önemli yazarlara ait tüm Makro ve Mikro İktisat kitaplarında " Piyasada para miktarının artması , enflasyonu getirir " teorisinin tüm uzmanların kafalarına kazınması , maaş ve ücretlerin düşük seviyede tutulmasına neden olmuştur. 

Peki diyelim ki bu teori doğru. Neden gelişmiş ülkelerde bu böyle değil. Cevap olarak sakın, o ülkelerde Milli Gelir çok yüksek demeyin. İki senedir kriz var Avrupa'da. Ücret ve maaşların düşük olduğunu protesto eden bir ülke halkı görmedik Avrupa'da. (Yoksa ben mi atladım bu haberleri?) 

Benim, ücretlerin ve maaşların arttırılması için bir önerim var ve çok basit. Belki de hayali ve bilimsel dayanaktan yoksun. (Bilimsel dayanaktan yoksun olsun ne anlamı var. Zaten ben İktisat'ın bir ilim olduğuna inanmıyorum. Bu kadar iyi biliyorlarsa Krizi önleyip İrlanda'yı ve Yunanistan'ı düzlüğe çıkarsınlar. Bizdeki işsizliğe çare bulsunlar. Kocaman ABD, yüzlerce Ekonomi PROFESÖRÜNE SAHİP BİR ÜLKE. Kendi krizlerini önleyemiyorlar) 

Evet önerime gelince. 

1) Tüm ücretleri ve maaşları ikiye katlayalım. 

2) Tüm dolaysız vergileri arttıralım. Dolaylı vergilere dokunmayalım. 

3) Kayıt dışı gelirlerin önüne geçelim.Tam bir vergi denetimi sağlayalım. 

Olur mu böyle bir şey demeyin. Ücret ve maaşlar 2 misli artarsa harcamalar da 2 misli artar. Harcamalar 2 misli artarsa, iş hacmi, cirolar , yatırımlar, ihracat 2 mislin üstünde artar. Ekonomi canlanır. Toplumsal barış sağlanır. Refah seviyesi artar. Yoksul halkımız birden refaha kavuşur. En önemlisi işsizlik azalır. Çünkü bir lira iş hacmi olan bir iş yerinin veya fabrikanın, ücretler ikiye katlanırsa, en az beş lira olacaktır iş hacmi. Bu da hem karları hem de yatırımların artmasında önemli rol oynayacaktır. Ekonomilerde harcamaların artması, ekonominin canlanmasına neden olur. Durgunluk ise ekonomiler için bir felakettir. Bunu herkesin bildiği kesin de, öyleyse harcamaların arttırılmasının çaresi niçin araştırılmaz ? Neden maaş ve ücretler arttırılmaz? Talep artar, arz atmazsa, " enflasyon " olur felsefesi de, bana göre uydurulmuş bir masaldır. Talep artarsa neden arz artmasın.? Böyle bir mantık olur mu? 

İşte Çin. Üretim yüksek, Dış Talep yüksek, ücretler düşük deniyor ama pek inanmıyorum. Zira toplumsal olay hiç yok. Belki de bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey Dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmaları. 

Acaba ücretleri ve maaşları ve gelir vergisini arttırsak ne olur? Tartışalım diyorum. 

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..