Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

Toplumsal seçkiler, değer yargıları ve siyaset...

Toplumsal seçkiler, değer yargıları ve siyaset...
 

“Gittiğin yerdekiler körse, sen de bir gözünü kırp...(MA)”

Öğretmen okulu yıllarımı anımsıyorum...

Meslek Dersleri öğretmenimiz, öğretmen olarak gideceğiniz köylerde, köylülerin örf âdet ve geleneklerine aykırı hareketler yapmayın derken; felsefe öğretmenimiz de gittiğiniz köylerdeki insanların örf âdetlerini ve giysilerini taklit etmeyin, siz onlara değil, onlar size uysunlar demişti... Biz, o zamanlar tam olarak algılayamadığımız ve bize bir ayrıntı gibi gelen bu farklılığın-zihniyetin- çok önemli olduğunu süreç içinde kavrayabilmiştik...

Bugün içinde bulunduğumuz sorunların temelinde de bu anlayışlar yatmaktadır...

Siyasi iktidar olmanın yolu, ne yazık ki günümüzde bir gözü kırpmaktan geçiyor... Buna zemine göre, zemini kullanarak siyaset yapma kurnazlığı da diyebiliriz... Bu anlayışın temeli,  toplumu kör görme, kör taklidi yaparak oylarını almak ve iktidar olduktan sonrada hep kör kalmalarını sağlayıcı çalışmalar yapmaya dayanıyor...

Bugün ülkemizdeki siyasi anlayışın temeli buna dayanıyor...

Amaç dindar bir gençlik yetiştirmekmiş... Fikri ve vicdanı hür, özgürce düşünen gençlikten kimse bahsetmiyor...Çünkü bundan korkuluyor... Koyun güdebilmeyi siyaset yapabilmek veya adam olmak için bir ölçüt olarak düşünenlerin, güdebilecekleri bir nesil yetiştirmeyi amaçlamaları da gayet doğaldır...

Aydın olmak, karanlıklardan yararlanmak değil, karanlıkları aydınlatmaktır...

Aydın olmak, karanlıklardan siyasi çıkarlar sağlamakta değildir...

Bir zamanların çarıklı, çizmeli politikacıları vardı, şimdi onlar biraz şekil değiştirerek, takunyalı, cami cami dolaşan politikacılara dönüştü...

Dini siyasi malzeme olarak kullananlar iktidar olma yolunda prim yapıyorlar...

Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonunda Cumhuriyeti kurarken; bir gözünü kırpsaydı, devrimlerin hiç birini yapamazdı, ya halife olurdu ya da padişah... Atatürk bu yüzden büyük ve farklıdır...

Atatürk, öğretmenlere:

“Cumhuriyet, sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister”. Diye seslenirken çağdaşlığın, çağdaş düşünmenin yollarını da göstermiş oluyordu...

Düşünceleri özgür olmayanların, vicdanları da özgür olamaz... Tutucular, bağnazlar kendi taraftarlarının dışındakileri, karşıt, sapkın olarak görmeye daha yatkın olurlar...

Düşünceleri özgür olmayanların irfanları da özgür olamaz... Empati kuramazlar, tüm insanlığa eşit davranamazlar, saygı ve sevgi gösteremezler...

Bir tarafta meslek dersleri öğretmenimin bir tarafta felsefe öğretmenimin...

İşte sorunların kaynağı bu...

Artık siz karar verin...

 

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..