Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Toplumsal sorunlarımızı nasıl çözebiliriz?

Toplumsal sorunlarımızı nasıl çözebiliriz?
 

sorunlarla Türkiye


Toplumsal değişim sürecinde etkili olan unsurlar üzerinde düşünürken belirlenecek en önemli unsurlar toplumsal değişim sürecinin de yönlendirilmesini sağlayabilir.

Toplumsal değişim konusunda toplumu oluşturan bireyler arasında var olan ortak görüş toplumsal değişimi de kolaylaştıracaktır. Toplumsal değişimin konusu ne olacaktır sorusunun da öncelikle cevaplanması gerekmektedir. Toplumsal değişim toplumsal yaşamı konu alacaktır. Toplumsal yaşam ise çok çeşitli faaliyetlerin bileşkesinden oluşmaktadır. Toplumsal yaşam tek tek bireylerin yapıp ettiklerinin bir araya gelmesinden oluşmakla birlikte tek tek bireylerin yapıp ettiklerinden çok farklı bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda toplumu oluşturan bireylerle toplumun tümünü tamamen birbirinden ayırabilmek mümkün değildir. Toplumsal değişim, toplumsal yaşam, toplumsal sorunlar gibi kavramlar birbirleriyle doğrudan doğruya ilgili olduğu gibi bu kavramlarla birey arasındaki ilişkinin de üzerinde ayrıca durulması gerekir. Bu kavramlar içinde toplumsal yaşam en kapsamlısıdır. Toplumsal yaşamın içinde sorunlar, değişim süreci, bireylerin tek tek yapıp ettikleri ve diğer bir çok unsur yer alır. Günümüzdeki bilimsel, tarihi, kültürel, ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik, coğrafi diye genel başlıklar altında toplanan hemen her olgu toplumsal yaşamın içinde yer almaktadır. Tüm bu olgular her toplumun kendine özgü niteliklerine göre farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Genel anlamda toplumsal yaşam denilince her toplumda ortak olgularla karşılaşılması söz konusu ise de özelde her toplumun kendine özgü bir toplumsal yaşamı vardır. Dünya üzerindeki bilimsel, teknolojik gelişmeler ulaşım, etkileşim ve iletişim olanaklarını büyük oranda kolaylaştırdıkça var olan farklılıklar daha da azalmaktadır denebilir.

Toplumsal yaşamı etkileyen unsurlar olarak sıralanabilecek olgular toplumsal değişimin yönünü belirlemede de etkili olacaktır. Toplumsal yaşam tek tek bireylerin yapıp ettiklerinin toplamından oluştuğuna göre toplumsal yaşamı etkileyen unsurlar olarak da bireylerle birlikte toplumun tümünü etki altına alabilen unsurları dikkate almak gerekiyor. İnsan unsurunun etkileşimde bulunduğu her durum, olay ve olgu onun yaşamını doğrudan veya dolaylı etkilemektedir. Toplu halde yaşayan insanlar da yine aynı şekilde her durum, olay ve olgudan aynı şekilde az veya çok etkilenecektir. Toplumsal yaşamı etki altına alan unsurlar toplumun içinden ve dışından gelebilir. Toplumun üzerinde yaşadığı toprak parçası, toprak parçasının özellikleri, iklim özellikleri gibi uzun süreli doğal özellikler toplumsal yaşamı doğrudan etkilemektedir. Komşu topluluklar bir başka etkileyici unsur olarak sayılabilir. Toplumun kendi içinden gelen özellikleri de toplumsal yaşamı önemli bir şekilde etkilemektedir. Toplumların geçirdikleri tarihi süreç, içinde yaşadıkları ortamda ortaya koydukları kurumsal yapılar, geliştirdikleri davranış kalıpları, ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkiler bütünü toplumun kendi içinden getirdiği unsurlardır. Tüm bu unsurlar toplumu oluşturan bireyleri de doğrudan etkilemektedir. Toplumların içten veya dıştan getirerek etkileştikleri unsurlar toplumsal yaşamın içinde değişimi, sorunları ve bütün bunların niteliklerini de belirlemektedir.

Herhangi bir toplumun toplumsal yaşam biçimine, toplumsal değişim sürecine, toplumsal ve bireysel boyuttaki sorunlarına yönelik bir şeyler söyleyebilmek çok kolay değildir. Özellikle sadece bir kişinin herhangi bir topluma yönelik bu tür değerlendirmeleri tam olarak yapabilmesini beklemek de doğru değildir. Günümüzde de bu alanda var olan görüş, değerlendirme ve yazılanları ele alarak bir şeyler söylenmesi aslında eksik bilgi, fikir, görüş ve değerlendirmeye dayanıldığının farkına varılması gerekmektedir. Ancak toplumda hemen birçok kişinin bu konularda gerekli hassasiyeti yeterince göstermediği görülmektedir. Her hangi bir topluma yönelik yazılmış bir kitaba,  yazıya, makaleye bakarak fikir sahibi olunduğu, bu şekildeki yetersiz değerlendirmelerle yetinildiği görülmektedir.

Toplumsal yaşamda en etkin güçlerden birisi toplumsal yaşama yönelik düzenlemeler yapma, kurallar koyma, güç kullanma hak ve yetkisine sahip olduğu düşünülen devlet dikkati çekmektedir denebilir. Ülke diye isimlendirilen topraklar üzerinde tek tek bireylerin tam bir etkiye sahip olabilmesi imkansızdır. İçinde bulunduğumuz çağda devlet aygıtı insanların kendilerinin kurup geliştirdikleri ancak daha sonra onun adeta esiri durumuna geldikleri en önemli toplumsal yaşamı şekillendirme aygıtlarından birisidir. Devleti, toplumsal yaşamı düzenleyen başlıca unsurlardan birisi olarak görmekle birlikte devletin de sınırlılıklara sahip olduğunu dikkate almak gerekmektedir. Devlet her ne kadar toplumsal yaşamın önemli bir düzenleyicisi ise de sonuçta devlet bireyler olmaksızın kuru, cansız, hareketsiz bir unsurdur. Devlete hayat veren, devlet aygıtını harekete geçiren, işleten insandır. İnsan denilince de tek bir insandan söz edilmemektedir. Birden çok insanın çabasına ihtiyaç duyulmaktadır. Birden çok insanın gelişigüzel bir arada toplanması da devlet adını verdiğimiz aygıtın işlemesine yeterli gelmemektedir. Bir araya gelen insanların planlı, programlı, organize bir şekilde bir araya gelmesi, getirilmesi ve gönüllü bir işbirliği içinde çabalarını birleştirmelerine ihtiyaç bulunmaktadır. Buna göre toplumsal yaşamın yönlendirilmesinde devlet her ne kadar önemli bir güç unsuru ise de ihtiyaç duyulan insan unsuru olmaksızın devletin tek başına varlığının bir anlamı bulunmamaktadır. Geçmişteki toplumsal yaşayış şekillerinde zorbalık önemli bir işlev görürken bu gün artık zorbalığın eski işlevini görmesini beklememek gerekiyor. Tersine zorbalık bu gün hiç istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Günümüzde insanların gönüllü birlikteliğinden söz edilmektedir.

Toplumu oluşturan bireyler arasında gönüllü işbirliğini etkin bir şekilde organize edebilen, gönüllü çabaları bir araya getirebilen, birbirine güven duyan insanların oluşturduğu sistematik yapılar inanılmaz sonuçlara ulaşabilmektedir.

İçinde yaşadığımız toplumun yaşam stiline bu çerçevede bakıldığında önemli sorunlarla karşı karşıya gelinmektedir. Bu gün devleti olmayan bir topluluktan söz edebilmek neredeyse mümkün değildir. Buna rağmen tüm toplumlar aynı düzeyde bulunmamaktadır. Bu durum devletlerin varlığının yeterli olmadığının bir göstergesidir. Ülkemizde önemli toplumsal sorunlar varken bunların çözümüne yönelik etkin çalışmaların yeterince yürütülemediği görülmektedir. Toplumsal yaşamımızda, toplumsal değişim sürecimizde var olan olumsuzluklar önemli toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunlarımızın nedenleri üzerinde ciddi bir şekilde düşünülmesi gerekmektedir. Aslında üzerinde yaşadığımız önemli bir toprak parçası var olduğu halde, devlet kurma tecrübesi olarak da önemli bir tarihi arka plana sahip olunduğu halde, geçmişte de önemli başarılarla dünyaya unutulmaz örnekler verildiği halde neden bu gün bu sorunlarla karşı karşıya kalınıyor sorusu üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gerekmektedir.

İçinde yaşadığımız toplumsal yaşamda neden ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz sorusunu cevaplayabilmek için ne tür sorunlarla karşı karşıyayız sorusunun üzerinde de durulması gerekiyor. Bu gün Türkiye özelinde karşılaşılan sorunlar üzerinde düşünülmek istendiğinde toplumsal hayatın içinde var olan kavram sayısı kadar sorunlarla karşı karşıya gelinmektedir. Aslında sorunlar kavramı üzerinde dururken sorunsuz bir toplumun, bireyin, örgütün bulunduğunu da düşünmemek gerekiyor. Gerçekten de her ülkenin, toplumun, birey veya örgütün kendine göre sorunları mutlaka olacaktır. Bu nedenle sorunsuzluk yerine var olan sorunların niteliği itibariyle karşılaştırmalar yapılması çok daha anlamlı, yararlı olacaktır. Sorunlar denilince kişilere, zamana, yere ve duruma göre de sorunların çeşitlendiği görülmektedir. Bir kişinin sorun olarak gördüğü bir durumu bir başkası sorun olarak görmeyebilmektedir. Bu durumda ortak sorunlar üzerinde durulması işi daha da kolaylaştıracaktır. Bu durumda sorunların kişilerin sahip olduğu zihniyet yapısına göre, yaşadığı çevreye göre, sahip olduğu imkanlara, ulaşmak istediği hedeflerine göre değiştiğini yani bir bakıma bireyselleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Toplumsal düzeye çıkmış sorunlar üzerinde durulmak istense bile farklı toplum kesimlerinin kendilerine göre algıladıkları sorunlar arasında farklılıklar olduğu görülmektedir. Belki de en önemli sorunlarımızdan birisi toplum içinde var olan bu bölünmüşlük olabilir. Zaten devlet aygıtının varlığından öte bu aygıta canlılık kazandıracak insan unsurunun sistemli, planlı, programlı ve organize bir şekilde gönüllü bir işbirliği içinde çabalarının bir araya getirilmesinin önemi üzerinde de daha önce durulmuştu. Bu anlamda ülkemizde böyle bir birlik olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Bu tür bir birliğin olmaması toplumsal sorunlarımızın çözümünü de önemli bir şekilde zorlaştırmaktadır.

Görüş ve önerileriniz için…

Ahmet Hikmet

eagensea@gmail.com

 
Toplam blog
: 26
: 934
Kayıt tarihi
: 03.05.10
 
 

Eğitim insandaki cehaleti alır. Ancak eğitimin gideremeyeceği bir çok özellikler vardır. Bu neden..