Toplumsal yaramız "bölünme"

Evet, sevgili dostlar,

Bugün ki yazımda toplumsal sorunumuz olan bölünmeyi ele alacağım…

Artık eskisi gibi insanlar birbirlerine saygı duymuyorlar.

Birbirlerini dinlemiyor sadece aklında olanlarını karşısındakine anlatmaya çalışıyorlar.

Ve bu şekilde toplumumuz bölünmeye dair yol almış bulunmaktadır.

Bunun başlıca nedenleri çok açıktır.

Nedir bu başlıca nedenler? Siyaset mi? Kesinlikle evet…

Siyasi büyüklerimiz bu ülkenin refahını yükseltmeleri gerekirken halkı yandaşlaştırmaktan dolayı refahımızı unutmuş bulunmaktadırlar.

Büyük toplum sorununu yarattıklarının farkında bile değiller. Ama biz genç neslin her zaman zihinleri açık ve oluşacak olumsuzluklara karşı dik olmak zorundayız. Kısacası bu durumlarda yıkılmaz bir duvar olarak bu sorunların karşısına çıkıp sorunlara çözüm bulmak zorundayız.

Ve ben bu toplum arasında bölünme sorununa karşı bir öneri ile karşınıza çıktım.

Düşüncelerimiz farklı olabilir. Bu bana göre en güzel şeydir. Farklılıklarımız zenginliklerimizi arttırır. Tabii kullanmasını bilmeliyiz.

Peki nasıl?

Evet, sevgili dostlarım…

Düşüncelerimizin farklılıkları çok olması bizim açımızdan iyi. Bunu kullanmanın en iyi yolu dostluğumuzun çatısı altında bilgi olarak kullanmaktır. Ve dostluk çatısının altından görüşlerimizin toplumumuzu ayırmaya değil aydınlanmaya dair kullanmalıyız. Bu yapıya tekrardan bürünmek için uzlaştırıcı yapıya sahip olmalıyız.

Ahmet’i, Mehmet’i, Ayşe’yi ve Fatma’yı ayrı tutmamız için bir neden yok aslında. Dostluklarının farkında değillerse ve aynı topraklarda havayı, suyu paylaştıklarını unutmuşlarsa burada bunu siyaset anlayışında kullanmak yerine onların dostluklarını, aynı topraklarda yaşayıp aynı havayı ve suyu paylaştıklarını hatırlatmak gerekir.

Anlayacağınız o ki yarayı daha çok açmak yerine… Erken tedavi edip dikmek gerekir… Şimdi! Toplum olarak bizlere çok büyük bir görev düşmektedir. Bu görevimizin ilk maddesi sabah kalkar kalkmaz bizden farklı olduğunu düşündüğümüz ama yıllarca beraber büyüdüğümüz komşumuza bir merhaba diyerek başlamak gerekir hayata. Sonrasını anlamışsınızdır herhalde. Sonuçta yıllardır kanayan yaranız ama dillendiren olmadığı için içimizde gizlenmiş bir haykırışımızdı. Evet, dostlarım çözümlemesi benden uygulaması sizden…

Saygılarımla…

Hoşça kalın…

GÖKHAN DOĞAN 07.06.2009