Topunuzu...

Selamlıyorum.

Kısa bir süre Sakaryaspor'da As Başkanlık (Reklam ve organizasyondan Sorumlu) yaptıktan sonra istifa eden Remzi Adıyaman'ın şu sözlerini ayakta alkışlıyorum.

Niye mi şimdiye kadar bekledim.

- Alkışlamam bitmemişti(!)

"Sakaryaspor kayıtlarının bakkal defteri kimliğinden kurtarılması gereklidir.

Büyük borç batağındaki Sakaryaspor’un bu yükün altına nasıl sokulduğu, kimlerin Sakaryaspor üzerinden büyük rantlar elde ettiği bir bir ortaya çıkarılmalıdır.Kimse Sakaryaspor’u siyasi ve ekonomik rant aracı olarak kullanmamalıdır."
 
Şimdi de bu sözleri alkışlamayan "Sakaryalı, Sakaryasporlu olamaz" diye de ekliyorum...

- Kim ne derse desin.
 
Biri/leri çıkıp benim için, "Bu da savunmaya geçmiş" demesin.

Ben Adıyaman'ı, savunacak veya yerecek kadar tanımam.

Adıyaman öyleymiş, şöyleymiş veya böyleymiş.

"Bana/sana ne" derim.

- Umurumda bile değil...
 
Kişi bir görevden istifa ederken, bunun sebep ve gerekçelerini "ister ve dilerse" basınla paylaşır.

Adıyaman istemiş ve paylaşmış.

Gerisi, muhatapların ve veya "gerek görüldüğü takdirde" ilgili mercilerin işi.

- Hepsi bu ve bu kadar...
 
Olur mu?

Ne olur mu?

- Bu kadar olur mu?
 
Adam bir açıklama yaptı, ipliği pazara çıkmayan kalmadı.

Bırakın Türkçeyi, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler, cümle kuramayanlar yazar oldu.

Meydan;

Dününü, geçmişini unutan, kendinden nasibini alamayanların nara tarzı yazılarıyla doldu.

Ver yansın.

Kişilikler değişti...

İkili ilişkiler rafa kalktı...

Dostluklar bitti...

Dövme, dövdürme senaryolarıyla "delikanlılık" hesapları yapılır oldu...

Sonuç:

- Konu Sakaryaspor'du, unutuldu...
 
Soruyorum:

Bu mudur Sakaryalı, Sakaryasporlu olmak?

Bu mudur ......? (Buraya dilediğinizi yazabilirsiniz)
 
Koskoca Sakaryaspor'u bu hale getiren, "Al birini vur ötekine" yönetimler değil mi?
Transfer yasağı, futbolcuların geçmiş/gecikmiş alacakları, personel maaşları, vergi borçları vs, vs... onların eseri değil mi?

Kahvaltılı ve/veya yemekli basın toplantıların çiğnemeden yutan (Artanı paket yaptıran) müdavimleri de iyi bilir(!)

Cevap verin:

- Asıl sorun bu değil mi?
 
"Dedi ki, demiş"leri ve "kayıkçı kavgaları"nı unutun.
 
Şimdi:

"Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen" den yola çıkarak, kurtarıcı rolüyle boy gösterenlere sesleniyorum:
 
Sakaryaspor'un yaklaşık 4 milyon lira borcu var.

Bu para temin edilmedikten yani transfer açılmadıktan sonra "ağzınızdan bal damlasa" neye yarar.

Bana göre "fasa fiso"sunuz.

Bu takımın önce transferi açacak yönetime, daha da doğrusu " mucizeye " ihtiyacı var.

Var mı bildiğiniz, tanıdığınız?
 
- Hasan Hüseyin Dayı ve Remzi Dayı hariç...