Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '09

 
Kategori
Haber
 

Töre cinayetleri

Töre cinayetleri
 

TÖRE İLKELLİĞİ


canım abim vurma beni
bu dünyadan alma beni
dökülür mü kardeş kanı

bir karında yatmadık mı
bir anadan doğmadık mı
bir memeden doymadık mı

binbir yarayla tek bir kurşunla gitti güldünya
kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya

seni gönderene söyle
köydeki büyük meclise
söyle daha çocuk yaşta
üstüme çıkan herife

eğer böyle ölürsem
iki elim yakanızda
hayaletim gezer
düşer peşinize

binbir yarayla tek bir kurşunle gitti güldünya
kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya
-aylin aslım


Ağrı'nın Diyadin İlçesi'nde oturan Y.A.'nın evli olduğu halde bir başka erkekle ilişkiye girdiği ileri sürüldü. Y.A.'nın yakınları olayın ‘namus meselesi’ olduğu ileri sürülerek aile meclisini toplandı.

Aile meclisinin aldığı ‘namusun temizlenmesi’kararı doğrultusunda dün gece karnından şişlenen, burnu ve kulakları kesilen Y.A., Tendürek Dağı yolu üzerindeki Boyalan ile Taşkesen köyleri arasında araziye atıldı.


Taşkesen Köyü’ne bağlı Ket Mezrası’nda Yıldız ve Bayram A. çifti 8 yıl önce evlenip Diyadin'e geldi. İki çocukları olan çiftten Bayram A., bir süre önce inşaat işlerinde çalışmak için İzmir’e gitti. Eşi İzmir’de olduğu sırada iddiaya göre Yıldız A., kendi akrabalarından biriyle gizli ilişkiye girdi. Bayram A.’nın yakınları da bu ilişkiyi ortaya çıkardı. İzmir’de bulunan Bayram A.’ya ‘Hemen gel’ çağrısı yapıldı ve Yıldız A. hakkında aile meclisi ‘ölüm’ kararı aldı.

Hakkında aile meclisinin ölüm kararı verdiğini öğrenen Yıldız A., durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Genç kadın, Ağrı’ya götürülerek koruma altına alındı. İzmir’den dönen Bayram A., eşine iftira atıldığını belirterek eşinin kendisine teslim edilmesini sağladı. Bayram A. ile dün Diyadin'e dönen Yıldız A.'ya eşi ve yakınları işkence yaptı.

Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Cerrahi Servisi yetkilileri Yıldız A.’nın olaydan sonra çok fazla kan kaybettiğini belirtti. Yıldız A.’nın burnunun ucunun koptuğunu, burun kemiğinin zarar gördüğünü, alt ve üst dudaklarında hafif kesikler olduğunu, karnında da yaralar olduğu söyleyen doktorlar, sol kulakta da derin bir bıçak yarası bulunduğu açıkladı. (Milliyet)


TÖRE CİNAYETLERİ

Töre cinayetleri, namus adına, özellikle kadınlara uygulanan bir linçtir. Çoğunlukla infazı gerçekleştiren tek kişidir. Ancak kararı aile meclisi alır.

Cinsiyet ayrımcılığının farklı bir türü olan namus ve töre cinayetleri, içinde yaşadığımız toplumun bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yıl sayısız kadının kurban gittiği töre cinayetlerinin, bir kısmına intihar veya kaza süsü verilmesi veya çeşitli şekillerde örtbas edilmesi, sayısının sağlıklı bir biçimde belirlenmesini güçleştirmektedir.

Düşük eğitim düzeyi, az gelişmiş sosyo-ekonomik yapı, aşiret bağları üzerine kurulmuş kolektif kimliğin egemen olduğu bir sosyal zeminde meşruluk kazanmakta, desteklenmekte ve etkin bir şekilde uygulanmaktadır kadına yönelik cinayetler.

Kadının namusu, ailenin namusunu temsil ediyor. Erkeğin temsil ettiği şeref, erdem gibi değerleri, erkek kadına yüklediği için kadının bunları iyi taşıyamadığını düşündüğünde kadını cezalandırıyor. Erkek kadına bir saldırı değil ailesine bir saldırı olarak görüyor bunu. Cinayeti de kafasında bu şekilde meşrulaştırabiliyor. Erkekler, hem namus kirleten hem de namus kirletenin cezasını veren rolündedirler.

Töre cinayetlerinde erkek, adaleti devletin değil, kendisinin sağlaması gerektiğini düşünerek hareket eder.


Namus gibi hassas konularda devlet yasalarıyla töre yasaları birbiriyle örtüşmediğinden, aile meclisi kararı alarak organize bir şekilde töre yasalarını uygulayacak mekanizma olabiliyor.

Namus cinayetlerinde temel öge, akrabalık kurumuna da bağlanmaktadır. Akrabalığın olumsuz işlevlerinden birisi, gerilim, şiddet ve katliamlara yol açmasıdır. Kan davaları da aynı biçimde sıkı akrabalık bağlarının varlığında söz konusudur.

Töre, sosyolojik bir kavram olan ‘toplumsal norm’ içinde yer alır. Toplumsal değerlerden, normlardan sapmalar genellikle sert ve acımasız yaptırımları içerir. Ataerkil toplumlarda kadının namusu, erkeğin namus ve şerefi sayılır. Kadınlar bu yapı içerisinde düşük bir statüye sahiptir.

Erkek olabilme gücünün, kadınları kurban ederek kanıtlanması, ancak ilkel duyguların bastırılamamasıyla açıklanabilir.

Namus cinayetlerini özendiren, destekleyen ve bu tür cinayetleri işleyenleri koruyan bir sosyo-kültürel çevre vardır. Çünkü bu suçu işleyenlere, cemaatsel değer ve ahlak yargılarına uygun hareket ettikleri gözüyle bakılmaktadır. Bu nedenle çevreden onay görmektedirler. Çevre baskısı ve gelenekler, olayların sürmesini teşvik etmektedir.


Kadını eğitilmemiş bir toplumun gelişemeyeceği ve kadının toplum nezdinde mutlaka eşit değer görmesi gerektiği, şüphe götürmez bir gerçektir. Kadınlar bir ülkenin itici gücüdür. Bu gücü harekete geçirmeyen toplumlar başarılı olamazlar. Cahil ve yetersiz kadınların yetiştirdiği çocuklarla da; ne sağlıklı bir toplum oluşur, ne de bir bilgi toplumu olunabilir.

Bunun için kuşkusuz herkesin eğitim, istihdam, adalet, güvenlik ve sağlık gibi temel hizmetlerden etkin bir biçimde yararlanabilmeleri gerekmektedir. Ancak bu şekilde şiddet anlayışından sıyrılıp; töre ve namus cinayetlerine, linç girişimlerine başvurulması sınırlandırılmış olur. (İst.Tabodası)

Ne zaman bitecek bu ilkellik. Kan kokusu Ankara'ya gelmedi mi daha. Kadından sorumlu bakan kime bakıyor?


 
Toplam blog
: 221
: 1905
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

Evli bir kız çocuğu babasıyım. Yüksekokul mezunuyum. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.16.03.2017 ta..