Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Töre değil bu!

Töre değil bu!
 

resim: www.milliyet.com.tr


Mezopotamya’nın Tacı… Sümer, Akad, Arami, Asur, Mitanni, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, İslâm, Selçuklu-Artuklu, Akkoyunlu, Memlük, Osmanlı Medeniyetleri’nin kaynaştığı; yedi din, birkaç ırkın harmanlandığı hoşgörü diyarı Mardin…

Mezopotamya topraklarının karıldığı kandan uzak kalmak ister gibi, çevre yerleşimlerden farklı, yüksek konumlu, taşı bile şiirleştiren mert insanları bağrında yaşatan bir ada… Dokusuyla, yapısıyla Dünya Kültür Mirasına alınmış, asil insanların yaşadığı bu kentimiz, arada bir hak etmediği, ona hiç uymayan olaylarla, asi ve ahmak insanların cinnetiyle gündeme oturuyor.

Mardinli olarak anılan bu insanların, gururlu, mert, hoşgörülü Mardinlilerle zerre kadar alâkası yok… Feodal sistemin karanlık kısır döngüsünde dolanıp duran, insanlık duygusu körelmiş bu kişiler donanımlarıyla çağın içinde, ama eylemleriyle çağdışı bir düzenin eseridirler.

Ünlü yatır Sultan Şehmus’e yakın olan Bilge Köyünün asıl adı Zenkırt idi. Baharda ziyaret edilen bu yatıra adanan keçiler, genelde bu köyden alınırdı. İnsanları sıcak ve içtendi. Terör olaylarının tırmandığı 1995’te, iki gün önce katliama uğrayan Çelebi ailesinden bazıları, toprak anlaşmazlığı yüzünden 8 kişiyi öldürüp, olayı PKK’ya yıkmış. İki taraf da aynı aileden olunca köy boşaltılmış. Kimi Van’a, kimi daha yakın yerlere dağılmış. Sonra boşaltılan köyün adı Bilge olarak değiştirilip, tekrar iskana açılmış. Öldürenler ve köye yerleşenlerin tümü korucu olmuş. Kan davalı olan iki taraf da iyice silahlanmış. Ve fırsatlar kollanmış…

Erkeklerin namazda, kadınların toy yemeğinde en savunmasız olduğu anda harekete geçilmiş. Olaya kız meselesi gözüyle bakanlar yine hedef şaşırtma peşinde. Sorun töre denilen yazısız hukukla zerre alakası olmayan bir kan davasıdır… “Bir bizden, bir onlardan” anlayışı tüm çabalara rağmen önlenememiş, ağaların tutsağı olan gariban köylüler de aynı çemberin içine çekilmiştir. Görünüşte barış sağlansa da, terörün bulanık ortamında, herkes bildiğini okumuştur. “Köyde kavga oldu, herkes düşmanına koştu!” derlerdi büyüklerimiz… Terör ortamında gerçekleşen büyük katliamlara hep kuşkuyla bakmışımdır. Teröristlerle işbirliği yapılsa da, kan davaları genelde iki aile, kabile veya köyler arasında “bir bizden, bir sizden” olurdu. Kan davasında çocuk ve yüklü kadınların öldürülmeyeceği töresi de unutulmuştur.

Geride hiç tanık bırakmadan gerçekleşen katliamların aksine, bu kez geride tanık kalmış, bazıları da son nefesinde katilleri açıklamıştır. Bir aşiret yakınları tarafından toptan yok edilmeye çalışılmış, toprak ve mallarına konmaya hazırlananlar, Allahın gazabına uğramıştır.

Toplumsal açıdan büyük yara açan bu olay, dünya kamuoyuna da bomba gibi düşmüş, vahşet olarak nitelenmiştir. Olay vahşet olarak nitelense de bir gerçeği ortaya çıkarmıştır: Eğitilse de, saygı görmeyen, saygı göstermez. Feodalite kısır döngüsünde dolanan insanlar, bireysel hürriyete kavuşturulmadıkça sorun sürüp gidecektir. Atatürk’ün gerçekleştirilmeyen toprak reformu sadece ağaları kapsamamalı, devlet de hazine arazileriyle bir havuz oluşturup maraba köylülere toprak dağıtmalı, ağalık sistemine son vermelidir. Bu etkinlik, dağdan inenler için de önemli bir çözüm olacaktır.

Bir konuya değinmeden geçemiyeceğim. Bölge insanları mert, sözünün eri, kuşlara bile yuva yapan, hayvansever, güvenilir insanlar. Ama aralarında öyleleri çıkıyor ki, her şeye düşman. Secdeye varmış erkeklerin, hamile kadın ve çocukların, hatta daha doğmamış canların öldürülmesi sahnelerine I.Dünya Savaşı’nın başlarında rastladık. Büyük katliamları yapanların kökeni araştırılırsa gerçek anlaşılacak…

Herkesin lanetlediği bu olayda geriye kalan öksüzlerin devlet güvencesiyle, iyi koşullarda yetiştirilerek ruhsal yaralarının sarılması gerekir. Güney Doğulu tüm aydınların, -arkadaşımız Ezgi Umut’un önerdiği gibi- ortak bir bildiriyle, terörizmle özdeşleşen törerizminin yerini çağdaş hukuk kurallarının alması için uğraşmaları; en azından kadınları, çocukları ve gelecek nesilleri kurtaracaktır.

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..