Torik Avcılığımız

2010 yılının Şubat ayının soğuk bir gecesinde Büyükdere koyunda sayısını bilemediğim miktarda gırgır motoru devamlı olarak dolaşıyor ve Torik avlamaya çalışıyordu.. Fakat koyda tık yok, bazı sandalların Torik çaparisinde 1-2 tane geliyordu.

Baktık ki Büyükderede hayat yok, ani bir kararla Marmara denizinin yolunu tuttuk...

Ağabeyimle beraber muhabbet ede ede boğazı geçip Marmara denizine 2 saat sonra ulaştık. Derken Torik yakalamak için adaların etrafını dolaşmaya başladık.

Adalar etrafında saatlerce dolaşmamıza rağmen sonarımızda herhangi bir harekete rastlamadık..

Saat 02-03 arasında ahçımız Sezgin  geldi ve her ikimize de yarım ekmek içerisinde yumurtalı sucuklu bir tost ve büyük bardakla çay getirdi.

Agabeyim dömende bende sonarın başında Heybeli ada açığında 30 kulaçlarda seyrediyorduk..

Hava ayaz, gökyüzünde ay yok, rüzgar Yıldız-Poyraz orta şiddette esiyordu.Yakamoz o biçim, deniz suyu adeta gümüş rengindeydi.

Aradan 1 saat kadar geçti yine ahçımız Sezgin Büyük kupalı bardaklarla koyu çay getirdi. Hafif hafif içiyorduk... Sonar ve dikey cihazlarımız açık olmasına rağmen denizde sanki balık yok gibiydi...

Çaylarımızı bitirdikten sonra agabeyim, keçeden yapılı paltoyu ve Kulaklıklı şapkasını giyip el fenerinide eline alıp Kamaranın üst bölümüne çıktı... Amacı su üzerinde eğer balık ( Torik) varsa yakamoz sayesinde balığı tesbit etmekti...

Bendenizin bir eli Dömende ve gözlerimde 2 cihazda devamlı denizi tarıyorduk...

Bu şekilde 3 mil ile seyrederken, aradan 1-2 saat kadar geçmiştiki ağabeyimden feryatçasına bir ses, makineleri boaşa al Nuri dedi... Anında işlem gerçekleştirdim...

Kafamı camdan dışarı çıkardım yukarıdaki ağabeyime ne oldu diye seslendim... O da bana deniz üzerinde seyrek seyrek Toriklerin olduğunu söyledi... (Balık uyumak için su yüzeyine çıktığında sayısal olarakta az ise böyle durumlarda cihazlarımız deniz yüzeyindeki az miktardaki balığı tesbit edemiyor).

Bende anında cihaz üzerinde tahmini balık yerini markaladım ve ağabeyimde bu arada aşağıya yanıma geldikten sonra Mola deyip ağları denize bıraktık..

40 dakikalık bir ağ çekme sürecinden sonra o soğukta şansımıza 65 çift Torik yakaladık. Bu toriklerden 1 adedini ahçımıza talimat vererek ertesi gün için fırında buğulama yaptırdım..

Kaynak: Nuri Deniz