Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '18

 
Kategori
Gezi Rehberleri
 

Torosların Güzellikleri

Torosların Güzellikleri
 

İlvat Gölü


Konya ile Antalya sınırlarını oluşturan Toros Dağları her mevsim apayrı güzellikleri ile karşıma çıkar. Antalya sahillerinde denize giren ve kumsalda güneşlenenlere inat buz gibi bir mevsim yaşatır. Mayıs - Haziran arasında eriyen kar sularının eteklerinden boy veren çiçeklerin güzelliklerini, keklik ötüşünü, toprağın ham kokusunu kelimelerle ne kadar ifade etsem de yetersiz kalır. 

Yine de yediğimiz içtiğimiz bize kalmak kaydıyla gezip gördüğümüz güzellikleri anlatmaya çalışayım. 

Torosların bitki çeşitliliğini, kuş türlerini ve muhteşem manzaralarının fotoğrafını çekerek sosyal medyada paylaşan doğa aşığı Hasan Sayın ile birlikte 13 Mayıs 2018 Pazar günü Geyik Dağı eteklerine programsız bir gezi yapmak için sabahın ilk ışıklarıyla koya koyulduk. İlk durağımız 2100 rakımlı Eğrigöl oldu. Baharın ilk zamanları küçük bir gezi ekibi ile yaklaşık 30 km yürüyüşle doğa harikası Eğrigöl'ü fotoğraflarız. Değişen florayı yerinde görmek için belirli aralıklarla gezilere devam ederiz. Ama bu sene gezi alanımızı biraz daha genişlettik. Toroslardaki Geyik Dağı eteğinde bulunan göllleri keşfetmek üzere bir rota uyguladık. Eğrigöl'de karşılaştığımız kampçı Üzeyir Gümüş, Nazım Yiğit, Ulvi Öztürk, Hasan Gürbüz ve Mustafa Yiğit'in çayını içtikten sonra onları Geyik Dağı tırmanışına uğurladık. Hasan Sayın ve ben de gölleri keşfetmek üzere yola koyulduk.

Yol boyunca nefis manzaralara şahit oluyorduk. Ama zamanı iyi değerlendirmek için durmaksızın devam ettik. İlk durağımız Yılanlı Göl oldu. Fotoğraflarımızı çektikten sonra adını hatırlayamadığım başka bir göle geçtik. Oradan Susam Gölü'ne uzanalım derken kar geçit vermedi. Mecburen geri dönerek ilvat gölüne doğru devam ettik. Arada bir kaç göl veya gölet daha gördükten sonra İlvat Gölüne ulaştık. Göl çevresinde zambak yada süsen olarak bilinen iris çiçeklerinin ihtişamıyla karşılaştık. Genellikle mavi ve sarı renkli olarak bildiğimiz zambakların bordo, beyaz ve mor renklerini de ilk defa gördük. Göl ile birlikte zambakların bolluğu ve çeşitliliği muazzam bir görüntü oluşturuyordu. 

Burada epeyce fotoğraf çekimi yaptıktan sonra yemeğimizi göl kıyısında yedik. Çevrede yerleşim yeri bulunmaması ve gölün büyük, derin ve kurumaması gibi avantajlarını yaşayarak dönüş yaptık.

Bu gezi basit bir geziden öte aslında. Zira yol boyunca karşılaştığımız keşiflere hiç değinmedim. Çiriş otundan, dev mermer ocağından, endemik bitki ve kurbağalardan, sıradışı mezarlardan, kültür ve coğrafyadan bahsetmedim. Çünkü her biri ayrı bir yazı olacak derinlikte. Şimdilik benden bu kadar 

Siz en iyisi bir ilkbahar günü sabahın ilk ışıklarıyla Toroslardaki Geyik Dağı eteklerine doğru yola koyulun. Yepyeni ve bakir bir coğrafyayı keşfetmenin heyecanını kendiniz yaşayın. 

 

 
Toplam blog
: 2
: 253
Kayıt tarihi
: 13.02.14
 
 

Şehir hayatına virgül koyarak dağlara, Toroslara koşan biri... ..