- Kategori
- Edebiyat
Trabzon - İstanbul Süreci
Trabzon – İstanbul süreci düşünsel, yazınsal, dilsel kimliğimin belirlenmesinde önemli bir dönem.
1966’da başlayan öğretmenliğimin değişik aşamalardan geçerek nitelik kazanmamda Trabzon’un, oradaki dostların, sanatçı, düşünür, bilirkişi düzeyindeki öğretmen ağabeylerimin katkısı çok büyüktür.
Yazarlıkla tanışmamda yine Trabzon damgası bulunmaktadır.Trabzon’da çıkan Sonhaber adlı gazetenin
18 Kasım 1967 tarihli sayısına
“Dövülen Sürülen Öğretmenler”
başlığıyla ilk yazımı yazmıştım. Bu yazımdan dolayı soruşturmaya uğrayıp uyarı ve maaş kesimi cezası almıştım. Böylece kulağım çekilmiş oldu.
Yine Trabzon’da ilk yapıtıma kavuşmuştum. Trabzon Belediyesi Kültür Yayınları arasında
“Sabahları Seviyorum”
adlı öykü kitabım yayınlanmıştı.
Trabzon’da hep ilkleri yaşadım, mutlu oldum.
"Fazıl Hüsnü Dağlarca’da İnsan"
adlı Fatih Eğitim Enstitüsü’nü bitirme tezimi 1977’de yazdım.
Trabzon - İstanbul süreci İstanbul ayağıyla sürdü.
Şubat 1993’te öğretmenlikten emekli olunca - yaşamdan değil - Eylül 1995’te soluğu İstanbul’da aldım.
Bu Trabzon’dan bir kaçış değildi. Oraya yüreğimi, yaşanmış otuz üç yılımı bırakmıştım.
İstanbul süreci öğretmenliğimin yoğun biçimde sürdüğü, özel eğitim kurumlarında daha çok koştuğum bir dönem oldu.
Yazma uğraşı bu dönemde hız kazandı.
İstanbul’da katıldığım düşün, sanat toplantıları yazma uğraşımda yeni ürünler vermemi sağladı.
Katıldığım bu toplantılardan
Salah Birsel’in düzenlediği Salı Toplantıları,
Ahmet Miskioğlu’nun Türk Dili Dergisi adına başlatıp sürdürdüğü
Perşembe Toplantıları önemlileriydi.
İşte İstanbul ayağında yayınladığım yapıtlarım:
Doludizgin,
Zaman Kanatlı Sözler,
Kelebek Ömrüm adlı üç şiir;
Annem Aşık,
Düşler Yaşlanmıyor adlı iki öykü;
Türkçede Anlam Anlatım
adlı anlatı ile altıyı bulmuştu.
Değişik yayın organlarında yazdığım
düşün,
sanat,
eğitim,
Türkçe
konulu yazılarımla;
okul, dernek, vakıf vb. kurumlarda yaptığım söyleşilerle
aydın olma kimliğime yeni ivmeler kazandırarak yazarlığımı
sürdürüyorum.
Yaptığım söyleşilerde, yayınladığım yazılarda:
Türkçenin bireysel ve toplumsal yaşamımızdaki önemi işlenmiş;
bu konuda yazarlarımıza, ozanlarımıza düşen sorumluluk önemle belirtilmiştir.
Yazınsal türlerden öykü, roman örnekleri dil ve anlatım olarak incelenmiş;
yazarlarımızın öncelikle Türkçeyi çok iyi bilmeleri gerektiği vurgulanmıştır.
Eğitim, genel, ulusal düzeyde ele alınarak değerlendirilmiş; bu konuyla ilgili düşünce, görüş ve önerilere yer verilmiştir.
Sanatın yaratıcılığı, toplumsal açıdan gerekliliği örneklendirilmiştir.
Toplumsal sorumluluğumuzu gerektiren konulara eleştirel bakışla öneri ve çözümler getirilmiştir.
Trabzon – İstanbul süreci, düşünsel, yazınsal, dilsel ürünleriyle ulusal duyarlılığın bir yansıması olarak sürüyor..