Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '14

 
Kategori
Futbol
 

Trabzon’da kim ya da ne kazandı?

Trabzon’da kim ya da ne kazandı?
 

Dün Trabzon’da Fenerbahçe’nin maçı vardı!

Çoktandır alışık olmadığımız, aslında olması gereken vardı tribünlerde. Tribünler, sanki bir Avrupa Kupası maçı izliyordu. Futbolcular, bir iki diklenmenin dışında, birbirine çok centilmence davrandılar.

Avni Aker’e Fenerbahçe geldi demek, “olay”, “gerilim” var demekti.  Oysa dün, bambaşka bir gündü. Alışılanın dışındakiler, “ufak tefekten” sayıldığı için,  şaşkınlık, övgüye yol açıyor.

Keşke bu şaşkınlık, her zaman, her yerde olsa da...

Tribünlerdeki değişiklik neye bağlanmalıydı?

Yeni futbolcularıyla yeni bir kimlik kazanma yoluna giren Trabzonspor’a mı, Teknik Direktör Vahid Halilhodzic’e mi, yoksa Passolig’e mi?

Ya da Taraftarların, sadece konumlarını düşünen, “kaba sözler”le ileri geri konuşan yöneticileri artık dinlemeyecek olmalarına mı?

Hangisi ya da bilinen/ bilinmeyen “ne” olursa olsun, tribünlere gelenlerin maç izlemek için geldiklerini akıl edecek olmaları önemli.

*****

Trabzonspor’un her iki yarıda da ilk atakları tehlikeli oldu.

Ama Trabzonlular,  maçın genelinde geride, savunmada kaldılar. Fenerbahçe, topu ayağında tutabildiğince tuttu. Böyle olunca da, topla oynama yüzdesini, yüzde 30’a yüzde 70 oldu.

Tuttu da, oldu da neye yaradı?

Maçın ilk dakikalarından başlamak üzere Trabzonspor, sonlarına doğru ise, her iki taraf beraberliğe razı gözüktü.

Trabzonspor, yepyeni bir takım olma yolunda..

Üstelik önemli oyuncuları tribündeydi. Bu bakımdan Trabzonspor’u değerlendirmek zor. Önümüzdeki maçlar, Trabzonspor’un gücünü, neler yapabileceğini gösterecek. Buna karşılık, Fenerbahçe’de Diego dışındakiler "eski" olduğu için, Fenerbahçe’yi değerlendirmek daha kolay.

Fenerbahçe, Trabzonspor defansını açmak için paslarla ileri gitmek istedi, ama beklenen olmadı. İleridekiler, Emenike, Sow, Kuyt tutuktu. Ayrıca, yerlerini de yadırgadılar. Orta alan, kendi arasında paslarda başarılı olsa da, pozisyon yaratacak girişimlerde bulunamadı.

Bir gol olsaydı, hiç kuşkusuz, maçın gidişi, vereceği zevk daha farklı olurdu.

Fenerbahçeli futbolcularda bir rahatlık vardı.

Anlaşılan o ki, Vahid Halilhodzic de, İsmail Kartal da, temkinli oynamak, sonuçta yenilmemek, bu arada fırsatını yakalarsa atılan golün üzerine yatmak anlayışını ta baştan kabullenmişler.

Daha işin başındayız.

İlk haftalardaki dalgalanama, tökezlenmeler, beklenen puanların gelmesi/ gelmemesi de, olağan işlerden sayılmalı.

*****

Başlıktaki soruya gelirsek...

Aslında kazanan Trabzonspor oldu. Çünkü “yeni”, ama “birbirine yabancılar”dan kurulu takımdan daha iyisini beklemek olmaz. Vahid Halilhodzic’in “Türkiye'nin en iyi takımına karşı oynadık, bunu unutmamak lazım.”, "Defansif anlamda Fenerbahçe'yi iyi kontrol edebildik.” saptaması da bunu kanıtlar!

Trabzonspor hem yenilmedi, hem de taraftarını kazandı.

Maç öncesinde, “Passolig’in nelere kadir olduğunu bu maçta göreceğiz” demiştik. Tribünlerde taşkınlık olmayınca, bunu bir bakıma gördük mü diyeceğiz?

“Olay”, “gerilim” olmayınca, futbolcuların birbirine iyi davranması olunca, abartma da oluyor. Bakmayın, “Trabzonspor, fırtına gibi başladı”, “Derbi nefesleri kesti” türünden başlıklara. Topa sahip olan, rakibi oyalayan bir takımla, kendi sahasını pek seven, bir “kazaya uğramamak” için ileri gitmeyen bir takım vardı.

Son söz:

Demek ki, taraftar, stada maç seyretmeye geldiğini düşündüğünde, “dolduruş”a gelmediğinde, örnek olacaktır.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..