- Kategori
- Spor
Trabzon'da Sirtaki Gecesi
Kadıköy'de alınan sürpriz Göztepe mağlubiyetinin ardından, Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında neredeyse sıfırı da tüketmiş iddiasını yeniden canlandırma yolunda en keskin virajlardan bir tanesiydi Trabzonspor karşılaşması. Zira geçmiş sezonlarda bu keskin virajda öyle ağır, elim kazalar yaptı ki, Fenerbahçe. Bilançosu; kaybedilen şampiyonluklar, sezon sonunda gönderilen teknik adamlar, oyuncular, dahası bir sonraki sezonda yeni teknik adamlar ve oyuncu kadroları oldu.
Kısacası Trabzonspor karşılaşması, bir lig maçından da öte varolma mücadelesiydi Fenerbahçe için. Bunu mübalağa olarak söylemiyorum.
Her ne kadar Trabzon'da Sirtaki Gecesi başlığını kullanmış olsam da, kalecilerin gecesi oldu demek daha doğru olur herhalde. Gerek Uğurcan gerekse Altay; bu maçın yıldızlarıydılar. Üçüncü bir isim? Haydi, onu yazmasam da olur. Ama 76. dakikada gelen füzesi için Pelkas'a ayrıca şapka çıkartmak lâzım. Karşılaşmayı izlerken Pelkas'ın golünde ta yıllar öncesine gidip, Hakan Şükür'ün 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası Grup Elemeleri'nde İsviçre'ye deplasmanda attığı golü hatırladım desem abartmış olmam herhalde. (26.04.1995 / İsviçre: 1 - Türkiye: 2)
İki takımın orta sahası için de ayrıca paragraf açmak lâzım. Gece, kalecilerin gecesi olduğu gibi, karşılaşma da orta sahaların mücadelesi şeklinde geçti. Bu da nicedir hasret kaldığımız kıran kırana geçen ve dostça sona eren bir derbi karşılaşması izlettirdi bizlere.
Maçın sonu Fenerbahçe için mutlu bitti. Ama Erol Bulut bir kumar oynadı ve bu kumar kazanılamayabilirdi. Ve bu yazının başlığı çok daha başka olabilirdi. Erol Bulut için de çok daha farklı bir hafta başlayabilirdi.