Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Trabzonspor-Gaziantepspr maçından notlar ve arkaplan

Trabzonspor-Gaziantepspr maçından notlar ve arkaplan
 

Ntvspor.net


Collman'a bak, meseleyi çöz!

Trabzonspor telaşlı oyuncularla, telaşlı futbol oynuyor. Umut, Gökhan, Giray, Serkan, Tayfun çok top kaybı yapıyorlar; bu, Trabzonspor’un rakibe baskı kurmasını zorlaştıran bir etken. Gençlerbirliği maçına Ceyhun ile başlanmış olması ilk 30 dakikada takımın pas oyununu daha iyi oynamasını sağlamıştı. Trabzonspor içeride büyük takımlarla oynayacağı maçlarda bile orta sahada Serkan ile oynamamalı. Serkan enerjik bir oyuncu; ama enerjisi savunmaya dönük. Bütün yük Gabric, Collman, Cale gibi görece soğuk oyunculara biniyor. Gaziantepspor, Trabzonspor ceza sahası çevresinde yeterince etkili olamadı; yoksa bu kadar pas hatasının cezasını kesmesi çok da zor olmazdı. Anlaşılan Gençlerbirliği maçının analizi doğru yapılmamış. Mahkum oyunun kaynağının telaş olduğu tespiti yapılmış olsa, bu kadar telaşlıyla bu maça çıkılmazdı. Tek doğru tespit Ferhat’ın aksadığı tespiti olmuş. Song, Djikuzu gibi oyuncuların saha dışı nedenlerle kullanılmaması hata. Song kulübü dava etmiş, etsin. Kavganı mahkemede yap, sahada değil. Djikuzu geç döndüğü için iki maç kızak yedi. Bu kızak yetmeli; artık oynamalı. Bu oyuncular takımı daha soğuk kılar. Trabzonspor’un ihtiyacı “öncelikle” bu.

Collman’a bak, meseleyi çöz!

Collman’ın bile bu kadar telaşlı olduğu bir takımda Gökhan Ünal’dan soğuk ve etkili vuruş gelmesi olanaklı değil. Bu durumun doğru analizi yapılmadığı takdirde, yenilginin baş sorumlusu Gökhan görülecek; bu da takımın yerinde saymasıyla sonuçlanacaktır. Tıpkı, geçen haftaki mahkumiyetin baş sorumlusu olarak Ferhat'ın görülmesinin, bu hafta takımın yerinde saymasıyla sonuçlandığı gibi. Collman’ın telaşını yansıtan, girdiği iki net pozisyondaki seçimleriydi. İlk yarıda kaleye çok yakın mesafede ve top kontrolünde olduğu halde, topu içeriye doğu resmen “iteledi.” Topu tutup kafasını kaldırsa çok etkili olan pozisyonu sürdürmüş olacakı. Bunu Tayfun yapsa, düz bir savunma oyuncusu olmasıyla izah edebilirim; ama takımın en etkili top kullanan oyuncusunun bu hareketi Trabzonspor’un saha dışı kaynaklı başka bir sorunu olabileceğini gösteriyor. Belki de Collman’a hafta arası fazla yükleme yapıldı. “Hadi aslanım”ın dozunu kaçırmış ve oyuncunun sırtına psikolojik yük bindirmiş olabilirler, Ben, Collman’ı geçen senenin başından beri bu kadar pas hatası yaparken görmedim. İkinci yarıda girdiği bir pozisyonda sakin bir oyuncu kaleye bakma ihtiyacı hissetmeden vururdu; gol olup olmaması ayrı mesele. Kaygı, ezberi bozar. Kafayı kaldırınca pozisyonunu kaybetmiş oldu. Üzerinde böyle bir telaş/baskı olan bir oyuncu penaltı noktasına geldiğinde, kalecinin de soğuk ve yetenekli olması nedeniyle golü yapamayacağı öngörülebiliyordu; çünkü penaltı sadece yetenek işi değil. Rahat olmayı ve basit düşünebilmeyi de gerektiren bir iş. Fazla kaygılıysanız ve kaleci bunu hissediyorsa penaltı kaçar. Broos, oyunun devamında Umut’u oyundan çıkarıp Alanzinho’yu aldı. Aldığı oyuncuyu almasına söyleyecek söz yok; ama Umut’u çıkarması yanlış bir hamle. Gökhan bu ruh haliyle maç sabaha kadar oynansa gol vuruşu yapamazdı. Vuruş yapmak kendine güven işi. Güvensizliği her hareketinden fışkıran bir oyuncuyu sahada tutmasının ne teknik ne psikolojik bir izahı var. Tek bir izahı olabilir: Gökhan’ı yuhlatmış olmama ve/veya küstürmeme kaygısı. Yuhlatmamak için sahada tuttuysa, burada Broos'un yuhlatmama kaygısı duymasını sağlayan taraftar da sorumlu; ancak oyuncunun değil yuhlanması; küfür, hatta sopa yiyeceğini de bilse oyundan almalıydı. Takımın gole ihtiyacı var, Gökhan'a değil; Umut ile gol atılsın, maç kazanılsın, taraftar antrenmana baklava getirip Gökhan'ın gönlünü alırdı.

Broos’un defosu erken ortaya çıktı

Diyarbakırspor maçında da Broos’un hatası maçı kaybettirmişti. 60’ da, yorgunluğu, yaptığı top kayıplarından açıkça ortada olan Djikuzu’yu takım golü yiyene kadar beklemiş, gol yendikten sonra çıkarmıştı. Bu hata üç puana mal oldu. Gençlerbrliği maçında Serkan ve Alanzinho değişiklikleri takımın saha içinde yaşadığı sorunu çözmek şöyle dursun, sorunu derinleştirmiş oldu. Takımın sorunu telaşken ve takım ayağında top tutamazken oyuna takımın en telaşlısı ve top kaybı yapanı olan Serkan alındı. Önde top tutamama sorunu yaşanırken öndeki oyunculardan biri çıkartıldı. Yenilen golde açık vermiş olan Ferhat’ın defosunu daha da belirginleştirecek Alanzinhoi Ferhat'ın önüne alındı. Diyarbakır maçında Djikuzu da olduğu gibi, Gençlerbirliği maçında da Alanzinho’yu oyundan çıkartmak için on dakika geç kaldı. Gençlerbirliği Alanzinho’nun tarafından golü attı; Alanzinho gol yenildikten sonra oyundan çıktı. Sol tarafı koridor yapan Hurşit Meriç oyuna başladığı sağ tarafta, Song'un karşısında hiçbir varlık gösterememişti. Meriç’i yıldız yapan Broos. Bugün de Umut değişikliği takımın zaten yüksek olmayan gol atma ihtimalini iyice düşürdü. Broos’un defosu erken ortaya çıktı; bu bir şans. Yanal'ın defosu ligin sonlarına doğru, bedel ödendikten sonra açığa çıkmıştı. Daha bedel ödenmiş değil, bu Fenerbahçe'nin lideri olduğu ligde Trabzonspor'un hala şampiyonluk iddiası var. Anlaşılan, Metin Diyadin ve Ünal Karaman’ın teşhise yönelik bir faydası yok

Maçlar sabaha kadar oynansa, Trabzonspor, bu baskıyla gol atamaz; özellikle set oyuna karşı. Gol atabilecek gibi görünmesi ise yanıltıcı. Toplar öne gidiyor; ama gol için vuruş yapmak gerekir; sende Messi yok ki topla kaleye girsin. Vuruş da güven ile olur; baskıyla değil. İkinci yarı Tayfun’un yerine oyuna giren Yattara gayret etse de, saha içi gayret ancak halı sahada iş görür. Maça kendini iyi hazırlamazsan gayret hiçbir işe yaramaz. Yani gayretin işe yarar olanı, maç öncesi olanıdır.

Çözüm = doğru teşhis

Trabzonspor'u şampiyonluk şansını azaltan, puan farkından çok, halen takımın sorununun teşhisinin doğru yapılamamış olması; yoksa, bir iç saha maçına Serkan, Tayfun gibi oyuncularla başlamanın nasıl bir izahı olabilir? Oyuncuların seyirciden etkilendiği söyleniyor; bu, oyuncunun eğilimiyle ilgili. Zaten telaşlı olana seyirci vesile oluyor. Koy Ceyhun'u, Djikuzu'yu, Song'u bak telaş melaş kalıyor mu? Bu; Collman, Selçuk gibi oyuncuların sırtına binen hem teknik hem psikolojik yükü de azaltacağından, bu oyuncularn katkısında da artış gözlenecektir.

Couceiro korktu

Gaziantepspor Trabzonspor’u kalesinden mümkün olduğunca uzakta tutmaya çalıştı. Beto oynasaydı ön bölgedeki etkinlikleri artmış olabilirdi. Oyunun son bölümünde teknik direktörleri, son maçı olabileceği kaygısı taşıyor olmasından olacak, beraberliği kurtarma telaşına düştü. Trabzonspor’un sorununun teşhisini doğru yapmış olsaydı, bu telaşla/baskıyla vuruş yapamayacaklarını görür, Trabzonspor’un üzerine gitmekten korkmazdı. Son dakikalarda golün gelmemesi Trabzonspor’lu oyuncuların telaşını derinleştirdi. Gaziantepspor Teknik Direktörü Couceiro, pozisyon vermekten korkmayıp Trabzonspor’un üzerine gitmeyi düşünse maçı çok büyük olasılıkla kazanırdı. Vuruş yapamayan panik bir takıma karşı soğuk bir kalecin de varsa kaybetmezsin. Maçın kısa özeti buydu.

Trabzon telaşı” hakeme de sirayet etti

Hakemin verdiği penaltı kararı bence doğruydu. Egemen yükselme kararı verdiği anda rakibin müdahalesi hareketini engelledi. Egemen de hakeme bunu “gösterdi”. Oyun içinde birkaç pozisyona uzak kaldığı için tahmini ve yanlış kararlar verdiyse de maçın geneli itibariyle “teknik açıdan” iyi maç yönetti. 6 dakika uzatma verdi. Saat hakemde, kaç dakika vereceğini hakem daha iyi bilir; ancak duraklama dakikalarında bir sakatlık yaşandı ve oyun en az bir dakika durdu; ama hakem bu duraklamayı oyunun sonuna ilave etmedi; oysa ilave etmek zorunda. 6 dakika dolar dolmaz oyunu bitirdi. Gaziantepspor’lu oyuncuların duraklama dakikalarında zaman çalmaya yönelik artı çabalarını dikkate almaması da cabası; herhalde 6 dakika kararından yeterince emin değildi. “Trabzon telaşı” anlaşılan hakeme de sirayet etmiş. Maçı telaşla bitirdi.

futbolteknik@hotmail.com

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..