Trafik canavarı

Bodrum’dan İzmir’e otobüsle gidiyorum. Milas’tan sonra muhteşem Bafa Gölü’ne geliyoruz. Karayolu, gölün kıyısı boyunca uzayıp gidiyor. Yolun bir tarafı dağ, tepe hep zeytin ağaçları ile kaplı. Diğer tarafta masmavi göl ve yanı başında ufka ulaşan mor dağlar bir ressam fırçasından çıkmış gibi .

Gölü geçince Söke Ovasının pamuk, tütün ekili,dikili tarlaları karşımıza çıkıyor. Bu bereketli topraklar, ülkemizin sahip olduğu zenginliği gösteriyor.

Söke’den sonra İzmir’e kadar giden modern otoyolu başlıyor. Geliş - gidiş, üçer şeritli otoyolda seyahat zevkli. Yolun sağ ve solundaki tarlalar da çalışan insanlar ve güzel köy ve kasabalar görüyorum.

Otobüsümüz orta şeritte yol alıyor. Bizim hizamızda sağımızdaki şeritte yol alan araba birden otobüsümüze doğru açılıyor. Şoförümüz son anda direksiyonu sola kırarak mutlak bir kazayı önlüyor. Şoförümüzden öğrendiğimize göre;  otomobildeki sürücü, otoyolda durmadan yanındaki adamla yer değiştirip direskiyonu ona bırakmak istemiş. Bu esnada solumuzdan bir araç geçmediği için şanslıyız. Ancak şoforümüz durumu ilerdeki polis noktasına bildiriyor ve iki sorumsuz adamın yakalanmasını sağlıyor. 

Otoyolda hareket halindeki bir araçta sürücü değiştirmek başka nerde olur acaba? Trafik kurallarına bizler uymuyor, sonra bütün bu yanlışları görünmeyen, bilinmeyen, tanınmayan  bir ''Trafik Canavarı'nın'' üzerine atıyoruz.