Trafik kazalarının nedeni, vekillere yazılan cezalar mı?

Bildiğiniz gibi ülkemizde ağzını açan demokrasi ve insan haklarından bahseder. Hele bunu birde resmen ve alenen bölücüler yaparsa, bilin ki bu işin altında mutlaka bir çapanoğlu vardır.

Ülkemiz birçok alanda dünyada bir numara olarak tarihteki yerini almıştır. Uzun zamandan beri de bazı konularda liderliğini sürdürmektedir.

Ülkemizin dünya lideri olduğu konulardan birisi, insan ölümünün ucuzluğudur! Özellikle Trafik kazalarında meydana gelen ölümlerin bir türlü önüne geçilemez.

Bunun birçok nedeni vardır: Örneğin, sürücü belgeleri verilirken göz yumulan hatalar, sürücülerin eksik bilgisi, hayata önem vermeme, yorgunluk, trafik denetimlerinin yeterli yapılmaması, yapılsa bile toleranslı kişilerin çokluğu, yaşlı araçların trafikten men edilmemesi vs…

Kazaların ana nedenlerinin başında insan hataları gelmektedir. Bu oran aşağı yukarı yüzde 80’’i bulmaktadır. Geri kalanı da mekanik arızalar ve yollardan kaynaklanan hatalardır.

Biz ülke olarak, vatansever insanları bölücü olarak yargılarken, bölücüleri kahramanlar gibi karşılayıp 7 dakikada aklamakta bir sakınca görmeyen bir ülkeyiz. Böylesi bir hukuk düzeninde, trafik kazasına karışan insanların yargılanmasından ne bekleyebiliriz?

Tabi bir de kayırmacılık var. Örneğin; yüksek dereceli memurlara, onların yakınlarına, hâkimlere, savcılara, siyasi iktidar mensuplarına, üyelerine, yaptıkları trafik hataları nedeniyle ceza yazamayız. Ceza yazmaya kalkan görevlileri de cezalandırmakta üzerimize yoktur.

Bunun en son örneği, her birine 2.500 liraya şoför tutulan vekillerimize ceza yazılmaması yönünde basına düşen genelge.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 5 Mart’ta Jandarma Genel Komutanlığı ve Valiliklere gönderdiği genelgede şunlar isteniyor:

“Suç işlediği öne sürülen bir milletvekilinin Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağı, sorgulanamayacağı ve yargılanamayacağı, ancak ağır cezalık suçüstü durumlarında bunun geçerli olmayacağı, bu durumda da Meclis’e hemen bilgi verilmesi” isteniyor.

Ayrıca milletvekilleri hakkında düzenlenen trafik cezalarına yapılan itirazlar sonucunda mahkemelerin “yasama dokunulmazlığı nedeniyle milletvekilleri hakkında işlem yapılamayacağı, düzenlenen tutanakların hukuka aykırı olduğu, bu nedenle kaldırılmaları gerektiği” yolunda karar verdiğini hatırlatıyor.

Bu nedenle vekiller hakkındaki işlemlerin “Trafik Kural İhlali Tespit Tutanağı” ile Valiliklere gönderilmesi isteniyor.

Ayrıca, genelgedeki hususların tüm trafik personeline tebliğ edilmesini ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini de istiyor.

Genelge böyle!

Ancak genelgede unutulan bir durum söz konusu! Trafik kuralı ihlali “Kabahat” nevinden bir suç olduğu için dokunulmazlık kapsamında değildir. Hele trafik kuralı hatası sonucunda meydana gelen kazaların birçoğu karşılıklı hatalar zincirinden oluşur. Bir milletvekilinin kural hatası sonucu bir kazaya sebebiyet vermesi cezasız kalacaksa, bu nasıl bir ‘İleri demokrasi’dir?

Milletin aslına her türlü cezayı mubah gören zihniyet, vekile bir trafik cezasını bile çok görüyorsa, bu nasıl bir ‘İleri demokrasi’dir?