Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '15

 
Kategori
Güncel
 

Trafikte motorcu olmak!

Trafikte motorcu olmak!
 

Yaz sıcaklarının artmasıyla beraber, yollarımızda yine canavarla randevular oluşmaya başladı.

Özellikle gençler arasında, olmazsa olmazlarından olan motosiklet merakı, hat safhaya ulaşıyor. Havaların sıcak geçmesiyle birlikte, bir şekilde motor sahibi olan gençler adeta yollarda terör estirmeye başlıyorlar.

Çeşitli şekillerde motor sahibi olan gençlerin çoğunda, ehliyet yok, motor da plaka yok, hatta motora binme salahiyeti bile yok. Yaşı tutmuyor. Havai ve hız  tutkunu olan gençler, yollarda trafik akışkanlığı içerisinde adeta canavara davetiye çıkarmaktadırlar. Biraz tenha olan yollarda, her model, renk ve silindir hacimli motorlarla hız yaparak yarışmaya başlıyorlar. Trafik canavarıyla anlaşma imzalamışçasına, ölüme gitmekte ısrarcı olmaktadırlar.

Trafik kurallarını hiçe sayan bu canavar ruhlu kısmi magandalar, burunlarının dikine hareket ederek, karşıyla dalga geçercesine yollarda iştigal etmektedirler.

Hareket kabiliyeti  nedeniyle kıvrak zikzaklarla trafikte seyreden araçlar arasında dans edercesine yol almakta olan bazı motorlar, yaptıklarıyla kural, kaide ve nizamlara uyanların da haklarına tecavüz etmektedirler.. Yani anlayacağınız kurunun içinde yaşta yanmaktadır.

Motorcuların bu huyları nedeniyle, bazı motor üstü büyük araçların sürücüleri de motorları pek kaile almamaktadırlar.

Benim de naçizane  bir motorum var. Bugüne kadar hiçbir şeye çarpmadım. Hiçbir kaza yapmadım. Trafik kural ve kaidelerini mümkün olduğu kadar  uymaya çalışmaktayım.

Ancak bazen öyle durumlar ortaya çıkıyor ki; isyan etmemek mümkün değil.

Yolda park etmekte olan bir otomobilin yanında geçerken aniden sürücün araç kapısını açmasıyla zor durumda kaldım. Normal seyrinde gitmekte olduğumdan, biraz daha dikkatli olmazsam, kapısına  belki de sürücüye çarpmadan geçmek mümkün olmayacaktı.  Şansımdan arkadan gelen herhangi bir araç yoktu. Aksi takdirde  kaza olmaması  mümkün değildi.

Taksi sahibinin, mevcut sebeplerden dolayı motoru pek hesaba  almaması, akabinde kaza kaçınılmaz olacaktı. Araç statüsünde görülmeyen motorlar, kaza esnasında çoğu kez haklı da olsalar, maalesef haksız duruma düşmekten kurtulamıyorlar. 

Eğer motor sürücüsü, ehliyetsiz, küçük yaşta ya da plakasız ise vay o sürücünün  haline!... Kazaya karıştığı sürücünün ya da çevrede bulunanların elinden çekeceği vardır. Çünkü genelde motor sürücüleri suçlu görülmektedir.

Unutulmamalı ki; kaza esnasında en çok ölümlere ve sakatlığa maruz kalan yine motor sürücüleri olmaktadır.

Yine unutulmamasın ki;  trafik kazalarının olmasında, trafik kural kaide, işaret ve işaretçilere uyulmasında motorcular kadar diğer sürücülerin de hatası olmaktadır.

Motorlar da diğer  sürücüler tarafından biraz daha hesaba alınsalar, onların da bir araç ve kullananın da bir insan olduğunu idrak etseler, eminim ki mevcut kazalar azalacaktır.

Motorsa motor var. Ehliyetse ehliyet var. Sürücüyse onlar da sürücü. Tek fark motorun ilk tekerlekli olması. Belki dezavantaj gibi görünse de, aslında dengenin sağlanmasında büyük maharet ve özveri gerektiren bir  araçtır motor.

Aslında motor kullanıcılarının da genellikle ehliyetsiz olanların kazalara sebebiyet verdiği muhakkaktır. Her gün onlarca ehliyete verilecek paralarla ifade edilebilecek cezai müeyyidelere maruz kalmalarına rağmen, bir sürücü kursuna yazılıp ehliyet başvurusunda bulunmazlar.

Küçük yaşta çocuklarımıza motor kullandırmamak için ebeveynlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Onlara ehliyetsiz kullanmanın tehlikelerini maruz kalacakları trafik kazalarının sonuçlarını uygun dille anlatılması gerekmektedir. Trafiğin düzeni açısından her motorun başına bir memur polis koyulamayacağına göre, sürekli cezai müeyyidelere maruz bırakılmasının da çare olmayacağından, tüm mesele aile büyüklerinin inisiyatifine kalmıştır.

Motora meraklı olan çocuklara ve bu sevdadan vazgeçirmek için azami gayret ve itinayı gösterilmesi gerekir. Olan  kazalarda, gerek ölüm ve gerekse sakatlık ölçüsünde,  uzuvlarını kaybedenler emsal alınarak örnek gösterilmesiyle gerekli bilinç oluşturulmalıdır. Ehliyetsiz olarak trafiğe çıkmalarına müsaade edilmemelidir. Aksi takdirde; ya ölümleri için dövünüp dururuz ya da fiziksel ve ruhsal veya zihinsel bir sakat olmanın ezikliğiyle bir ömür boyu yaşamak zorunda kalırız.

*Trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım.

*Unutmayalım ki, trafikte ne zaman ne olacağının kestirilmesi zordur.

*Her an, herkes  ya ölüme ya da bir özürlü (sakat) adayı durumundadır.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..