Trafikte yeterli denetim yok, kaza var, ölüm var...

Dün gece üç üniversiteli genç Ankara’da trafik kazası kurbanı oldular (1). Onların katili trafikteki denetimsizlik.

Önce yasal düzenlemeler;

Sürücüleri cezaların ağır olduğundan yakınıyorlar ama ülkemizde trafik cezaları yok denecek kadar az.

• Alkollü araba kullanırken bir kez yakalandı mı, bunu cezası: "artık direksiyon yok" olmalıdır. Bu kişiye bir mektup gönderilecek ve mektupta şunlar yazılı olacak: "Siz alkollü olarak araba kullanmayı tercih ettiniz. Bu zevki tattınız. Bundan sonra alkol kullanmanız serbest ama artık asla direksiyona oturamazsınız." Kimse bunu insan hakları olarak falan değerlendirmeye kalkmasın, trafikteki diğer insanların hakları her zaman alkollü olarak direksiyona oturandan daha önemlidir. Hiç kimse alkollüyken direksiyona oturmaya hakkı yoktur, "alkollü olduğumun farkında değildim" demek gibi komiklik yapmaya hiç hakkı yoktur. (Not: Bu satırları yazan alkol kullanılmasına karşı değildir, alkolle arası pek olmasa da ara sıra alkol aldığı olur.)

• Her araç için belirlenmiş hız limitleri vardır. Bu limitin üzerinde her kim arabasını sürmeye kalkarsa, hemen ehliyetine el konulsun ve yaşam boyu artık araba kullanma şansı olmasın. Eğer bir kişi hızlı araba kullanıyorsa bunun tek nedeni olabilir, bundan kendisi veya yandaki koltukta oturan zevk alıyordur. Yollar kişisel veya toplu zevklerin tatmin yeri değildir.

• Kırmızı ışıkta geçen bir sürücü o andan sonra yalnızca arabasını sağa çekecek kadar araba kullandıktan sonra, "bu son araba kullanışınızdı" denilerek araba çekicilerle götürülmelidir.

Bu üç trafik ihlali için verilen cezalar hiç abartılı değildir, hatta hafiftir ve yüklü para cezalarıyla desteklenmelidir. Bu yaptırımlar insan haklarına uygundur çünkü hem ihlal edenleri hem de haklı ve masum olan diğer insanlar korumaya yöneliktir.

Sonra denetim;

Yasalar ve bu yasaların yaptırımları kendi başına yetmiyor arıca çok sıkı denetim gerekiyor. Hem de sıfır hatalı bir trafik denetimi.

• Tüm trafik ışıklarından kırmızı ışıkta geçenleri 24 saat boyunca anında belirleyen kameralar ve detektörler konulsun. Her şehrin trafik ana kumanda merkezinde kırmızı ışıkta geçenler belirlenip, rapor haline getirilsin ve o anda sürücü belgesi iptal edilsin ve o yol üzerindeki trafik polislerine bildirilsin. O kişinin cep telefonuna otomatik bir mesajla bu durum iletilsin ve sağa çekip beklemesi istensin.

• Önce işlek yollardan başlayarak tüm yollar otomatik hız denetim cihazlarıyla donatılsın. İtirazları engellemek için gerekli görüntü kayıtları otomatik yapılsın. Gündüz ve gece hatasız hız ölçen ve plakaları okuyan bu detektörler anında trafik ana kumanda merkezine durumu iletsin ve sürücüye ehliyetinin iptal edildiği bilgisi o anda cep telefonuna mesajla gönderilsin.

• Alkollü araba kullananları uzaktan otomatik yöntemlerle belirlemek olanaksızdır. Bunun için trafik polisleri yoğun denetim yapmak zorundadır. Gece belli bir saatten sonra belli yollarda ayık sürücü bulmanın olanaksız olduğunu herkes bilir. Onlar da bilsinler ve o yoldaki her sürücüyü alkol denetimine alsınlar. Yakalandığı anda trafik ana kumanda merkezine bildirilip sürücü belgesini iptal edilmesini sağlasınlar.

Finansman;

Trafik denetim otomasyonunun yüklüce tutabilecek finansmanını sağlamak kadar kolay bir yol yoktur. Akaryakıt fiyatında eklenecek yalnızca yüzde birkaç ile tüm altyapı çok kısa zamanda kurulabilir. Sürücü denetiminin maliyetini onlara yüklemek en akılcı yöntemdir.

Acılar olmasın diye;

Bu yasal düzenleme ve denetim önerilerim acılar olmasın diye... Dün gece Ankara’da Eskişehir yolundaki kazayı duyduğumda benim için cız etti. Kolay mı üç gencin ölümünü kabullenmek. Pazartesi o kazanın olduğu yolda giderken yine üzüleceğim yaşamlarının baharında alkol, hız ve denetimsizliğe kurban verdiğimiz üç tanımadığım genç için.

(1) Üniversitelilerin ölüm yarışı... http://www.milliyet.com.tr/2007/03/03/son/sontur06.asp